Güneş tepeye doğru çıkmışken ağır adımlarla Ajans'a doğru yürümeye başladık. Ara mahallelerden, insanın içini rahatlatan ve gürültüsüyle baş döndüren ana caddeye doğru çıkmaya çalışıyorduk. Bu sayede de gideceğimiz yolu kısaltmak istemiştik. Ben yürümeyi ne kadar çok sevsemde Damla her zamanki bu durumdan rahatsız olmuştu bile.
- Abla daha gelmedik mi ? dedi yorgun sesiyle.
- Hayır canım. Az kaldı. Senin için ara sokaklardan giriyoruz.
- Of! Ayaklarıma kara sular indi. diyerek Damla kolunu omzuma attı.
- Damla. İstersen seni belimde taşıyayım ! dedim bıkmış halimle.
- Çok iyi olur Abla diyerek Damla kahkaha atmaya başladı.
- Tabi canım. Benim üç katımsın. Seni hemen taşırım. Kolunu da çeker misin ? Devrileceğim yoksa! diyerek sinirli bir tavır sergiledim. Konuşmalarım hızlıydı ve sesim yüksek tondan çıkıyordu.
- Tamam Abla. Ne kızıyorsun ya ! dedi ve elini omzumdan çekti.
- Hadi Damla. Az kaldı ara mahalleden çıkmamıza az kaldı. İleride ki evin köşesini döndük mü caddeye çıkıyoruz.Ağır adımlarla ilerlerken birden ensemde silahın namlusunu hissettim.
- Dur! Kaldır ellerini çabuk!" heyecanlı bir şekilde bir ses duydum. Kulağıma hafifçe fısıldamıştı. O adama bakmak istesem de arkamı dönemezdim. Hızlı bir şekilde ellerimi kaldırdım.
- Dur. Yapma tamam. Ne istiyorsan yapacağım! diyerek telaşlı sesimle seslendim. Ne olduğunu bilmiyordum. Hemen yanındaki Damla’ya bakmak istedim. Çığlık atmaya başladı. Yanımdaki adam seslendi.
- Kes sesini bre kadın! Yoksa bu kız ölür.- Tamam. Tamam. Lütfen ablama bir şey yapma! diyerek kekeledi. Yüzünü görmediğim adam da beni bir evin duvarına sertçe vurdu.
- Ah! diyerek inledim. Sırtım paramparça olmuş olabilirdi. Yüzünü görmek için kafamı kaldırdım. Yüzünde kar maskesi vardı. Sağ elindeki silahı bana doğrultmuştu. Sol eliyle de yakamdan tutmuştu. Duvara yaslanmıştım. Sol eliyle tuttuğu yakamdan beni havaya kaldırdı. O kadar güçlüydü ki beni havaya kaldırdığında nefesim kesilmişti. O sırada Damla put kesilmişti. Sadece bana bakıyordu. Ağzı açık bir şekilde ellerini havaya kaldırmış öylece duruyordu.- Ne istiyorsun benden ? diye çığlık attım. Sonra devam ettim.
- Benden bir şey alamazsın. Yanlış yapıyorsun. Sakın bize dokunma! dedim ve Damla’ya doğru baktım.
- Demek benden korkmuyorsun bebeğim. Ancak gözlerin çok şey anlattı bana! diyerek beni bıraktı. Aniden yere ayak bastım. Adam bu sefer silahın ucunu Damla’ya doğru çevirdi.- Şimdi ? dedi. Her şey çok açıktı.
- Sakın! dedim gözlerimi açarak.
- Ona dokunursan...! demeye kalmadan sözümü kesti.
- İstediğimi yapacaksın! diyerek güldü. Soğukkanlı ve bir o kadar sessizdi.
- Ne istiyorsun şöyle pislik adam ? dedim. Damla ışığa bakan tavşan gibiydi. Damla' da konuşsa adamın dikkatini dağıtsa belki bir şeyler yapabilirdim. Ama yapmıyordu. Adam sözünü tamamladı.
- Paraları verin bana!
-Ne parası ? dedim. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranıyordum. İri yarı adam ciddileşti aniden.
-Yanındaki uzun boylu kızın çantasında bulunan paraları diyorum. Son kez diyorum çabuk ol.Damla'yı takip ettiğini anlamıştım. Hemen Damla’nın çantasında bulunan bütün paraları elime aldım. İçinde İhsan Bey’e vermek üzere olduğumuz paralar vardı. Damla’nın biriktirdiği paralar ve kolyenin parasıydı. Hepsini adama doğru uzattım. Bütün emeklerimiz elimizden kayıp gidiyordu. Adam paraları alacakken silah sesi duyuldu. Elimdeki her şeyi düşürdüm. Aşağıya doğru eğildim ve ellerimle kulaklarımı tıkadım. Damla çığlıklara boğulmuştu. Sadece onun sesini duyuyordum.
Hemen eğildiğim yerden kalktım ve Damla’ya doğru baktım. O iyidi. Kar maskeli adama doğru baktım. Yere yığılmıştı. Tozlu yolun üstünde yüz üstü duruyordu. Adamın belinde de mermi izi vardı. Kanlar geliyordu. Ayağa kalkarak Damla’ya sarıldım. Uzaktan wyak sesleri duyulmaya başladı. Kafamı kaldırıp ileri doğru baktım. İki tane takım elbiseli adam bize doğru koşuyordu. Gördüğüm bu kişiler bana tanıdık gelmişti.
- Ama bunlar ? diyerek sağ elimi uzattım. Adamlar da yanımıza geldi hemen. Yerimde titriyordum. Damla’nın ayakta duracak hali bile yoktu. Bu adamlar bana mektup veren kişilerdi. Damla ile buluşmadan önce beni takip ederek bana mesaj iletmek isteyen kişilerdi bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK BAŞINA
Teen FictionYAZARDAN ÖN SÖZ Etrafımızdaki hiç kimse kendi yolunu çizecek kadar güçlü biri değildir. Bizde dahil. Ancak öyle hayallerimiz vardır ki dünyayı yerinden sarsacak kadardır. Bu kitapta sadece bir hikaye anlatılmamaktır. Anlatılmak istenen şey düşünmen...