Gözlerimi ani bir korkuyla açmıştım ancak engel olamayıp geri kapatmıştım. Telefonum gün yeni ağarırken zır zır çalıyor susmak bilmiyordu. Yastığın altındaki telefonu alıp gözlerimi açmadan tahmini yere parmağımı koyup kaydırdım.
"Alo?"
"Hayır denemeyelim. Acıyor."
"Çağrı senin sesin bu, ne saç-"
"Hadi ama alt tarafı ağzına boşalacağım bebeğim."
"Ne?"
"Hayır, istemiyorum." Sonra Çağrı'nınkinden bir tık kalın olan ses tekrar kulaklarımı doldurmuştu. "Çok nazlandın hadi, para istemiyor musun yoksa?" Çağrı'nın yanıtını merakla ve mide bulantısıyla bekledim. "İ-istiyorum." Adam kuralcı bir ses tonuyla "Diz çök!" Dediğinde tahammül edemeyip kapattım telefonu.
Şoka girmiştim kapalı gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. parayla kendini pazarlamak nedir? Deliricem, aklımdan silmem gerekiyor. Yanlışlıkla aradığı her halinden belliydi sesleri uzaktan ve kısık geliyordu. Telefonu yanıma koymuş ve ellerimi yüzüme kapatmıştım. Derince bir nefes aldıp kendimi yatağa sırt üstü atarak şişkin ciğerlerimi boşalttım. Telefonumu almış ve saate bakmıştım. Henüz kargaların bokunu yemediği bir saatti.5:12, bu saatte bu ne iştah. Ayrıca bugün buluşacağız. Kesinlikle yüzüne bakamayacağım.hayal ettikçe ve sesleri hatırladıkça kendimden iğreniyordum. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime gelmeyi ummuştum. Üzerimi giyineyim, saçıma bakayım derken saati 7 etmiştim. Kapıyı açıp ayakkabılarımı giymeye başladığımda aklıma gelmişti. Duraksayıp kendime okkalı bir tokat attım.
"Ahhh!"
Acıtmıştı gerçekten. Kapıyı örtüp hızla doğruldum ve koşar adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Hissettiğim titreşimle telefonumun çaldığını anlamıştım.
"Alo?"
"Gelirken kola alabilir misin?"
"Sabah sabah midenize zarar vericeksiniz."
"Birşey olmaz, hadi lütfen?"
"Off, tamam."
Telefonu kapatıp cebime koyarken anında şekeri kavramış ve çıkarmıştım. İçinden bir tane çıkarıp ağzıma attım.
"Ohhh, karpuz şekeri."
× × × × ×
"Hoş geldin."
"Hoş buldum."
"Ver mutfağa koyayım onu."
Fırat elimdeki poşeti alıp mutfağa yönelmişti. Gökhan karşımda burmuş beni izlerken yavaşça odalara doğru bakın maya başladım. Eğilip yavaşça mutfağa baktığımda kimseyi görememiştim.
"Neye bakıyor-"
"Şşşşşt!"
Onu susturup biraz daha eğildim ve içeride aradığım kişiyi görünce aniden doğruldum. Kendi kendime tepinip mızmızlandığımda herkesin bana baktığını farketmiştim. Yüz ifademi aniden ciddileştirip boğazımı temizledim ve içeri girdim.
"Hoş geldin Acar."
"Ho- öhöm hoş buldum Barış."
"Hoşgeldin."
Sesin sahibine bakmak dahi istemiyordum. Kahretsin. Aniden kalkıp koşarak lavobaya gitmiştim. Muhtemelen tam da şu anda delirdiğimi düşünüyorlar. Haklıyım çünkü bu çok kötü. Aynaya bakıp lavobadan destek aldım ellerimle. Sıcak basmıştı ve gerçekten kötü görünüyordum. Beni neden bu kadar gerdi bilmiyorum ama gerçekten utanmıştım kabul etmek gerekirse. Kendimi hazırlayıp çıktığımda kapıyı örterken tişörtümü aşağı sündürüp düzeltmiştim.