16.

395 19 4
                                    

"Hadi!" Hareket başlatan bu söze karşı aklımdaki soruyu milyonuncu kez yönelttim.

"Evi kontrol ettiniz değil mi?" Bıkkınlıkla aldığım yanıta karşı haklı bulduğum için sessiz kalmıştım.

"Evet dedim, kaç kere demem gerekiyor? Kağıdı imzalayıp o kapıya gelecek muhtemelen." Gözüm bu kez Yunus'a kaydığında o da beni milyonuncu kez onayladı.

"Evet, internetten çıktıyı aldım ve ne yapacağımı biliyorum. Kağıt yanımda."

"Güzel." Bu cümlenin ardından dış kapıya yönelmiştik.

İçimden hiç bir zaman gülmeyen şansımın bana tebessüm etmesi için yalvarıyordum Tanrı'ya. Tek amacım çocuğu alabilmekti.

Telefonda beni duydukça coşan ses tonu aklıma geldikçe yapamazsam gece uykularımı kaçacağını düşünüyorum. Ne ara onu bu kadar önemser oldum bilmiyorum.

Arabaya adımımı attığım an inandığım Tanrı'nın adını andım.

"Hazırız, gidelim."

Yolların geçmek bilmediği sayılı anlardan biriydi ve ev toplu yerlerden biraz uzakta kalıyordu.

"Gelmedik mi?" Derin bir iç çekişin ardından yanıtlandım.

"Gelmek üzereyiz, şurayı dönersek tamamdır."
Hafif eğilip yolu kontrol ettiğinde gergince yanaklarımı şişirdim. "İşte!"

Tanrı bizden yana olsun diye defalarca yalvardım. Tanrı olsaydım bana acırdım herhalde. Güneş tüm güzelliğini ortaya koyarken derin bir nefes daha alıp yavaşlayan arabanın kapısını açtım. Biraz daha beklemeye tahammülüm kalmadı. Hareket halindeki araçtan atlamam an meselesi. Araba durur durmaz dışarı adım attığımda tanıdık yüzlere yönümü döndüm.

Bir operasyon başlangıcı gibiydi, gözlerine baktığım çocuklardan aldığım hafif bir baş onayıyla anlaşılmıştı her şey.

Yunus ve ben kapıya yönelirken Gökhan ve beyaz tenli küçük duvardan atlamak üzere yan tarafa doğru ayırdı yolunu bizden.

Kapının önüne geldiğimizde yersiz şatafatı olan kapıyı yavaşça tıklattım. Sanırsın kaymakamın evi, göt herif.

Kapıya doğru adım sesleri yaklaştığında Yunus ile son bir kez göz teması kurdum ve yüzüme bir tebessüm yerleştirdim.

"Merhaba efendim, Çağrı beyin fatura kesimi için gelmiştik." Benden bir adım önde duran arkadaşım oldukça rahat görünerek harika bir iş çıkartıyordu ki ben olsaydım çoktan ağzım götüm ayrı oynamaya başlamıştı.

"Tabii, buyrun." Sonunda insana benzer biri. Karşımdaki kadına teşekkür etmek babında gülümsememi genişlettim.

Amerikan vari ayakkabılarımızı çıkarmadan girdiğimiz büyük evde göz gezdirdim. Evden çok bir yazhane havası vardı.

"Çağrı beyi çağırayım, buyrun oturun."
Kadın gülümseyip merdivenlere çıktığında sesi gelmeye devam ediyordu.

"Çağrı bey!"

Yunus'a döndüm, ikimiz de aptal aptal sırıtıyorduk. Buğday tenli çocuk beni fazla bekletmemişti. Ne kadar da... sevimli görünüyor ev haliyle. Onu gördüğüme bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi.

Tek isteğim sarılmak. Beni gördüğü an yüzüne hafif bir tebessüm yerleşti. Gözleri gözlerimi bulmuştu sonunda. Yıllardır görmüyormuşum gibi ama hiç de gitmemiş gibi.

"Merhaba efendim."
Ardımdan Yunus da aynı cümleyi tekrar etti.

"Merhaba." Sesini duyduğumda zihnim yankı etmeye başlamıştı.

Watermelon Sugar High / bxbxb ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin