yirmi iki'

8.9K 995 770
                                    

Soobin, Yeonjun'a yazdığı son mesajdan sonra telefonun ekranını kilitleyip hızlı adımlarla sınıfa yürümeye başlamıştı. Yeonjun'un söyledikleri kalp atışlarını hızlandırmış içine umut tohumları ekmişti. Korkuyordu, bunların sadece arkadaşça duygular olmasından, ve yanlış anlamaktan çok fazla korkuyordu. Mesajları her ne kadar aksini söylese de ağzından onu sevdiğini duymadıkça emin olamayacaktı Soobin. Bunu ne zaman duyardı, ya da duyar mıydı orasını bilemiyordu. Sadece ona olabildiğince sıcak yaklaşıp bunu söylemesini kolaylaştıracaktı. Eğer Yeonjun da seviyorsa, Soobin ne kadar sıcak davranırsa o kadar kolay açardı kendini.

Bu düşünceler eşliğinde sınıf kapısının önüne geldiğinde gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kapının kolunu indirip sınıfa girdiğinde sınıftaki bakışlar ona dönmüş, bazıları tekrar önüne dönerken bazıları bakmaya devam etmişti. Bunlardan biri de Yeonjun'du. Eliyle gel işareti yapınca Soobin orada dikilmeyi bırakıp ona doğru yürümeye başladı. Yüzünde engel olamadığı bir gülümseme ile Yeonjun'un yanına vardığında Yeonjun da aynı gülümseme ile yanını işaret edince sakince oturmuştu.

"Selam."

Vücudunu yan çevirip bakışlarını tamamen Soobin'e çevirmiş ve selam diye cevaplamıştı onu.

Bir süre ikisi de diyecek bir şey bulamayıp boş boş birbirlerine bakmaya devam edince bu durum komiklerine gitmiş ve bir anda gülmeye başlamışlardı. Onların durup dururken gülmeye başlaması tüm sınıfın dikkatini çekmiş olacak ki sorgulayan bakışlarla hepsi ikiliyi izlemeye başlamıştı.

Bir süre sonra sustuklarında Yeonjun bakışlarını Soobin'den kaçırmış, Soobin de ellerini izlerken tekrar gülmemek için dudaklarını dişlemeye başlamıştı. Dışarıdan biri onların bu utangaç hallerini görse kessinlikle flört ettiklerini düşünürdü. İşin garibi, onlar da aynı şeyi düşünüyordu. İkisinin de ağzından birbirlerine dair hislerini söyleyen bir şey çıkmamıştı. Fakat birbirlerini duymuş ve anlamış gibiydiler. Ya da en azından şimdilik öyle düşünmek istediler.

"Ee nasılsın?" diyerek sessizliği bozan Yeonjun olmuştu.

Soobin kendisine yöneltilen soruyla tekrar bakışlarını Yeonjun'a çevirdiğinde omuz silkti.

"Şimdi çok daha iyiyim, sen?"

Yeonjun cesaretle Soobin'e daha çok yaklaşmış, "Neden? Beni gördüğün için mi?" diye sormuştu.

Soobin onun bu cesaretine şaşırsa da belli etmemeye çalışarak ciddi bir şekilde "Evet," demişti ardından o da biraz daha yaklaşmış ve devam etmişti. "Kesinlikle öyle."

Yeonjun aynı cesaretle bir karşılık aldığında istemsizce kaşlarını kaldırmıştı. Anlaşılan bugün ikisi de birbirini şaşırtmaya kararlıydı.

Yeonjun bakışlarını Soobin'in yüzünde gezdirmeye devam edince Soobin yutkundu. İçine ekilen umut tohumlarını yeşerten bakışlar karşısında ağlamak istemişti. Ne olmuştu ona böyle bir anda?

Yeonjun kendisine şaşkın şaşkın bakan çocuğa gülümsedi. Bu kadar yeterdi. Ne olursa olsun o adımı atacaktı. Bilmesi gerekiyordu. En azından ona karşı olan hislerini bilmeliydi. Bunca zaman ona karşı hissetmekten alıkoyamadığı çekimi bilmeliydi.

Bakışlarını Soobin'den çekip sınıfa çevirdi, herkesin kendi halinde olduğunu görünce derin bir nefes alıp tekrar Soobin'e döndü.

"Soobin..." dedi ona doğru biraz daha yaklaşarak, aralarındaki mesafe nerdeyse sıfıra inmiş, nefesleri birbirlerinin yüzüne çarpacak kadar yakınlardı.

Soobin'in bakışları istemsizce Yeonjun'un dolgun dudaklarına indiğinde sessiz bir mırıltıyla cevap vermişti. "Hmm?"

Yeonjun sıranın üzerinde duran elleri kavrayıp, kucağına indirdiğinde Soobin gözlerini büyütüp elini tutan ellere döndü.

Çenesini tutup hafifçe kaldırmış, Soobin'in dolu gözleriyle karşılaşınca yutkunmuştu. Buruk bir gülümsemeyle dolu gözlere bakarken konuştu.

"Seni başkasının yanında görmeye tahammül edemiyorum. Onun yerine benim yanımda olsan olmaz mı?"

Avucunun içindeki soğuk ele bakışlarını indirip okşarken devam etti. "Ben böyle elini tutsam falan..."

Soobin'in elleri, karşısındaki çocuğun sözleri üzerine titremeye başladığında, kalbinin ritmi mümkünmüş gibi daha da hızlanmıştı.

Onu onaylarcasına usul usul başını salladığında Yeonjun'un yüzündeki gülümseme büyümüştü. "Sebebini sormayacak mısın?"

Soobin, cevap vermek yerine ona şaşkın bakışlarla bakınca kıkırdadı Yeonjun.

"Gerçi sen akıllı birisin, çoktan anlamışsındır ama yine de söylemek istiyorum. Ben var ya... ben senden acayip hoşlanıyorum." 

Dediği gibi, anlamıştı Soobin. Ama yine de duymak istiyordu onun ağzından. Emin olmak istemişti. Ve istediği gibi de olmuştu. Karşısındaki çocuğun sözleri üzerine titrek bir nefes almış ve ellerini tutan elleri kaldırıp hızlı bir öpücük kondurmuştu.

"Yeonjun..." dedi titremesine engel olamadığı sesiyle, karşısındaki çocuk devam etmesi için başını salladığında devam etti.

"Ben var ya... ben sana acayip aşık olmuşum."

_________________

LNA BEN AZ ÖNCE NE YAZDIM AAĞAĞAĞAAĞAĞAA

YEMİN EDERİM HİÇ PLANLARIM DAHİLİNDE OLMAYAN TAMAMEN DOĞAÇLAMA Bİ BÖLÜM OLDU NASIL OLDU EMİN DEĞİLİM AMA UMARIM BEĞENİRSİNİZ ÜHÜHÜHÜHÜ

AY BU SEFER CİDDİLİ KAVUŞTULAR GALİBASI

AY BU SEFER CİDDİLİ KAVUŞTULAR GALİBASI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14 Şubat 2021.

02.00 ✦ yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin