Media:kaage kira
Kaage
Hastanenin patlayışını korku, heyecan ve büyük bi rahatlamayla seyrediyodum. Henüz kendime gelememiştim yui ve benden başka yaşayan olduğunu sanmıyodum. Ayıldıktan sonra bomba olduğunu fark ettiğim anda yui'yi tek koluma alıp olabildiğince hızlı koşmaya çalışarak hastaneden son anda çıkmayı başarmıştık. Yui hâlâ uyanmamıştı bu benim için iyi bişeydi. Otoparkta arabaların arkasında saklanıyoduk. Yui'yi nereye götüreceğimi düşünürken omuzuma dokunulmasıyla arkaya dönmem bir olmuştu. Kiyo tam ona döndüğümde ağzımı kapatmıştı. İşaret parmağını dudaklarının üstüne koyup sessiz olmamı söylemişti. Etrafı kontrol edip göz hizama kadar eğilerek başımı öptü. "kurtulmuş olmana çok sevindim.." diyerek yeşil gözleriyle tam gözlerimin içine bakıp gülümsüyodu. Her yeri kan içinde kalmıştı. Ben ve yui de aynı durumdaydık. Tam o sırada yui uyanır gibi olmuştu. Kiyo daha yeni fark etmiş gibi korktu. Şaşkınlıkla "yui de mi burda?" diye sordu. Saçma bi soru olduğu için cevap verme gereği duymadan emekleyerek yuinin yanına ilerledim. Yarı baygı yüzüme baktı. Bilinci hâlâ yerine gelmemiş gibiydi. Anlaşılmayan şeyler mırıldanıp tekrar uyudu. Derin bi nefes verdim. Burdan derhal uzaklaşmalıydık. Hemen yanımdaki arabaya baktım. Bir siyah BMW 320 olduğunu yeni fark etmiştim. Ayağa kalkıp kapısını açtım. Bugün çok şanslıydım ki kapısı kilitli deildi. Yui'yi sırtıma alıp arka koltuğa kadar taşıdım. Kapısını kapattıktan sonra sürücü koltuğuna geçtim. Kiyo da hemen yanımdaki yere geçti. Onun burda olduğunu tamamen unutmuştum. Neyse bindikten sonra onu indiremezdim. Arabanın anahtarlarını arasam da o kadar şanslı deilmişim ki onları bulamadım. Direksiyonun altındaki yeri çıkarıp kabloları birbirine sürterek arabayı çalıştırmayı başarmıştım. Eskiden bunu sık sık yaptığım için pek zorlanmamıştım. Nede olsa kiralık katil olmak kolay deil araba çalmak da gerekiyo bazen. Arabayı sürmeye başladım. Sanırım babamın eski yazlığına gidicektim. Neredeyse 3 yıldır kullanılmıyo olmasını düşünmemeye çalıştım. Uzun bi yolumuz vardı. Hastaneden çok uzaklaşmıştık. Arabanın içi fazlasıyla sessizdi. Tam düşüncelere dalmak üzereyken kiyo radyoyu açtı bikaç kanal deiştirerek hareketli bi müzik açıp oturduğu yerden dans etmeye başladı. Bi yandan da bana bakıp gülümsüyo ve ortamı yumuşatmaya çalışıyodu. Ben de gülümsedim. Bana değer veriyo gibi görünüyodu. Aynı okuldayken ondan çok ama çok hoşlanıyodum. Beni görmezden geliyodu başlarda sonra bigün benimle ilgilenmeye başlamıştı. İlgisinin nedenini merak ediyodum aslında ama hoşuma gitmiyo da deildi. Bi süre çok samimi olmuştuk. Annemi ve kardeşimi kaybettiğim kazadan sonra okulu bıraktığım için onu bidaha görmemiştim. Daha sonra hastanede karşıma çıkmıştı tekrar. Hâlâ aynı şeyleri hissediyo muyum emin değilim. Düşünceler beynimde büyük bi okyanus oluşturmuş beni boğmaya çalışırken kiyonun elimi tutmasıyla tüm vücudum kasılmıştı. Tam ona bakarken iki koltuğun arasından yui başını uzatmış kocaman gülümseyerek "aaabiiiğğğ... Wc gitmem gereeekk" diyip suratını astı. Bu sırada kiyo elimi bırakmıştı ve camdan dışarı bakmaya başlamıştı. Tek ayağını sallıyodu. Genelde sinirliyken bunu yaptığını biliyodum. Yui geri çekilip "eheh... Sıkıştım birass" diyerek sallanmaya başladı. Bu hali çok komikti gülümseyip arabayı yol lokantalarından birinin önünde durdurdum. Yui'nin inmesini bekledim. Bi süre dikiz aynasından bakıştıktan sonra "inmicek misin?" diye sordum. "korkuyorum" diyerek gözlerini kapattı. Onunla birlikte ben de arabadan indim. Kiyo gözlerimin içine yalvarır gibi bakınca "hemen geliyoruz kiyo-san sen arabada bek.. " lafımı tamamlayamadan yui kolumdan çekmeye başladı. Lavaboya kadar götürüp kapıda beklemeye başladım. 10 dakika kadar içeride kalmıştı. Az sonra gürültüler gelmeye başladı. Bişi olduğunu düşünüp endişelenerek içeri daldım. Yerde kanlar içinde yatan bi adam vardı. Yui adamın karnında oturup neşterle boynunu kesti. Neşteri nerden bulmuştu bu kız böyle. Yüzüne kanlar sıçradıktan sonra ayağa kaltı yüzüme bakıp masum bi şekilde gülümsedi. Adamın bacaklarının arkası kesilmişti. Bu yüzden yere düşmüş ve yui de onu öldürmüş olmalıydı ama neden yaptı böyle bişeyi? Adamın elindeki bıçağı biraz geç fark edince olayı anlamıştım. Hemen yui'yi incelemeye başladım. Sol kolunun üst kısmından hafif yaralanmıştı. Yui bana doğru yavaşça gelmeye başladı. Önümde diz çökütü. Elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başladı. Ben de çöktüm neşteri elinden alıp sarıldım. Sakinleşene kadar öyle kaldık. Sakinleşip ağlaması azaldıktan sonra geri çekilip üstümden biraz parça yırtıp kolunu sardım. Ellerini yüzünden çekip gözlerinin içine baktım. Yui gözlerime bakmayı reddedip gözlerini sıkıca kapattı ve başını eğdi. Gözlerinden bikaç damla daha yaş süzüldü. Olanları sordum. Başını kaldırıp yüzüme baktı. Titreyerek konuşmaya başladı. "b-ben b-böyle olsun istemedim. Çok özür dilerim abi. B-ben sadece lavabodan çıkmıştım ellerimi y-yıkıyodum v-ve o sırada başka bi lavabodan çıkıp b-bana saldırdı. Ağzımı kapatmıştı v-ve elinde bi bıçak vardı... B-bıçağı da boğazıma dayamıştı. B-ben de hastanede y-yanıma aldığım şeyi çıkarıp b-bacağına s-sapladım. Ağzını açtı a-ama sesi çıkmıyodu. B-biikaç saniye geri çekilmişti. O s-sırada kaçtım. T-tekrar saldırınca k-kolumu k-kesti b-ben de b-bacaklarının arasından arkasına geçip ayaklarını kestim. Y-yere düşünce de durması için k-karnına oturdum. Y-yine bıçağıyla b-bana saldırınca elimdeki şeyle b-boğazını kestim. B-ben böyle olmasını istemedim. Özür dilerim böyle düşünmemiştim.... Çok özür dilerim... Özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim.... " olanları korkuyla anlattıktan sonra yine yüzünü kapatmış ve ağlamaya başlamıştı. Yui'nin yanından kalkıp adama doğru ilerledim. Cesedin ceplerini aramaya başladım. Bi telefon bikaç kağıt ve biraz uyuşturucu vardı. Uyuşturucuyu adamın üstüne atıp telefonu ve kağıtları alarak ayağa kalktım. Yui'nin elini tutup ayağa kaldırdım. Kendini bana bırakmıştı. Hâlâ korkuyo ve titriyodu. Arabaya doğru ilerleyip arka kapıyı açarak yui'yi arka koltuğa oturttum. O an lokantanın kapalı olduğunu fark ettim. Ben de sürücü koltuğuna geçtim. Kağıtları açıp incelemeye başladım. Kağıtta bisürü isimin yanında yazan adreslerlerden oluşan bi liste vardı. Kağıtları bırakıp telefona baktım. Telefona bi mesaj gelmişti. Telefonda şifre yoktu. Telefonu açıp mesaja baktım. Mesajda "para bulabildin mi çırak?" yazıyodu. Diğer mesajları okumaya başladım. Onlar mafyaydı... İnsanları kaçırıp organlarını satıyolardı. Aniden sinir patlaması yaşadım. Derin derin nefes alıyodum. Yanımdan gelen mırıldanmalarla kiyonun yanımda olduğunu hatırladım. Yui hâlâ başını öndeki koltuğa vurarak özür diliyodu. Arabayı çalıştırıp hızla hareket ettirdim. Yui ve kiyo hız nedeniyle koltuklara yaslanmıştı. Bi süre bu hızda ilerledikten sonra gideceğimiz yere neredeyse yaklaşmıştık. Uzun zamandır yoldaydık ve güneş de doğmak üzereydi Yui hâlâ uyanıktı. Yüzündeki kanlar kurumuştu. Donuk gözlerle belli belirsiz bakıyodu. Gözünü bile kırpmamış gibi gözleri kan dolmuştu.
Bu bölüm gerçekten sinirimi bozdu -.- tam gecenin bi vakti çok güzel yazdım kayfetmeyi unutup çıktım ╥﹏╥ gomennasai minna :< ama yinede benzetmeye çalıştım :D ne kadar olduysa iyi okumalaağğrrrr :3 öneri ve eleştirilerinizi bekliyorum arkadaşlaruuğğm '(*∩_∩*)′ görüşmek üzere (*゚▽゚)ノ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LITTLE GAME
De Todoküçük bi oyun oynamak istiyorum nii-chan ^ω^ sadece küçük bi oyun...?