...

269 20 3
                                    

Son birkaç gündür yemek bile getirmiyodu. Açlıktan midem yanıyodu. Yalnızdım. Ellerim ve ayaklarım bağlı sandalyede bi odada yalnız başıma oturuyodum. Kapı gürültüyle açıldı koşarak yanıma geldi. Tam önümde durup bi sandalye çekti. Eğilip yüzüme baktı. Başımı kaldıracak kadar bile enerjim yoktu. İki parmağıyla kafamı kaldırıp yüzüne bakmamı sağladı. Gözlerimiz aynı seviyede duruyodu. Tam gözlerimin içine bakarak derin bi nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı. "seni çözmemi istiyo musun? " sorusu beni şaşırtmıştı. "evet.. " diye karşılık verdim. "o halde son bi oyun kaldı. " gözlerini kıstı. Yüzüme dikkatle baktıktan sonra sözlerine devam etti. "hazır mısın..? " buna hazır mıyım bilmiyodum. Bıçaklanma, kafamı masaya vurarak bayıltılmak, vücuduma yaptığı kesikler, günlerce açlık ve yalnızlık... Bunlardan sonra nasıl bi işkence gelebilirdi.. Yinede burdan çıkmak  istiyodum. Cevap beklediğini belirtir gibi tek kaşını kaldırdı. "tamam.. " korkak bi ses ağzımdan kaçmıştı. "pekala. Son oyun şu;  baştan başlayalım.. ". Tüm vücudum tütrediğini hissettim. "ne yani.. tüm işkenceleri baştan mı yaşıcam..? " ağlamaya başlamadan tek parmağını dudaklarıma bastırdı. "şş.. şş..  Hayır. Baştan tanışalım diyorum. Arkadas olalım ve asla beni bırakma.. Lütfen..! Yanımda kal. " bu defa gözleri dolan oydu. Elleriyle gözünü sildi. Böyle bişi hiç beklemiyodum. Çok şaşırdım. "B-ben bilmiyorum.. " gözlerimi sıktım. "adım kaage kira 17 yaşındayım." gözlerimin içine bakıyodu. Bi süre sessizlik oldu sadece yüzüme baktı. "şimdi sen tanıt kendini." emir cümleleriyle konuşuyodu. Başımı sallayarak onayladım. "ben.. Yui aimi. 15 yaşındayım.. " sözümü bitirince gülümsedi. "pekalaaa.. Yui chan. Sadece tek bir şey kaldı. Sonra seni çözücem. Anlaştık mı? " haftalardır burdaydım ama onu ilk defa böyle mutlu görüyodum. "tamam.. " bundan sonra olacaklar için korkmuyodum. Başka ne olabilirdi ki en fazla başka fiziksel acılar.. "yanımda kalacağına söz verirsen seni çözerim. Yanımda kal ve benimle yaşa. Senin abin olabilirim. Sen de benim küçük kardeşim olursun. Kabul ediyo musun yui chan..? " b-bu beni çok şaşırttı. Ne cevap vereceğimi bilmiyodum. Okulumu.. arkadaslarımı.. evimi geride mi bırakıcaktım. eve gidersem annem ve babamın beni terkettiği yalnız büyüdüğüm evde yine tek başıma yaşamaya devam mı edicektim.  Odadan çıktı. Uzun bi süre aklımdan geçen sorularda kayboldum. Bi süre sonra kapının yavaşça açılmasıyla düşüncelerden sıyrıldım. Kapının çıkardığı gıcırtı gerçekten rahatsız ediciydi. Yavaş adımlarla yine yanıma geldi elinde bi tepsi vardı. Tepside sadece çorba ve kaşık vardı. "sana yemek getirdim yui chan" diyerek samimi bi ifadeyle gülümsedi.

Yemeği yedikten sonra soruyu tekrarladı. "ne düşünüyosun yui chan.. Küçük kardeşim olucak mısın?" kararımı verememiştim. "peki ya arkadaşlarım... Öğretmenlerim... Onlar ne olucaklar beni merak ede... " kahkaha atarak sözümü kesmişti. -gülecek bişi söylediğimi sanmıyorum.. - "merak mı ederler... Bu kadar zamandan sonra mı.?  Aah!  Çok komiksin yui chan.. Yaklaşık bir aydır buradasın. Çoktan öldüğünü kabullendiler bile. " cevabı karşısında şok olmuştum. "n-nasıl yani.. " yüz ifadesi ani şekilde değişiyodu bu beni korkutuyodu. "onları öldüğüne ikna ettim. " şimdi kafam karışmıştı. "ikna mı ettin..? Ama.. Ama nasıl? " gözlerini devirdi. Konuyu fazla uzatmak istemiyomuş gibi görünüyodu. "orası da meslek sırrı olsun yui chan. Ee ne diyosun..? Kalıcak mısın benimle..? " yutkundum. Yalnız yaşamaktan sıkılmıştım. Bir abim olsa fena olmazdı. "kabul ediyorum.! " kontrolüm dışında ağzımdan çıkan cümleye ben bile şaşırmıştım. Gözlerinin içi parladı. Aniden kalktı. Cebinden çıkardığı bıçakla ipleri kesti. Uzun zamandır bağlı olduğum için ipler bileklerimi kesmişti. Bacaklarım oturmaktan uyuşmuş olduğu için yürüyemiyodum. Bi kolu sırtımda diğer kolu dizlerimin altında olacak şekilde kaldırdı. Düşmemek için sarıldım. "şimdiii gidiyoruz yui chan. Sıkı tutun. " başımı omzuna iyice yasladım. Bir kat yukarı çıktık. Önümüzde uzun bir koridor vardı. Sağda ve solda kapılar vardı. Terkedilmiş bir otele benziyodu. Koridorun diğer tarafına yürürken arkada bıraktığımız kapılar artıyodu. Sol tarafta yarı açık bi kapıyı ayağıyla ittirip açtıktan sonra içeri girdik. Odada iki ayrı yatak vardı. Bir buz dolabı ve banyo vardı. Beni yataklardan birine oturttu. Kendisi de yanıma oturdu. Yüzüne bakmak yerine tırnat izleri olan duvara bakıyodum. O da aynı yere bakıyordu. Gözlerini baktığı yerden ayırmadan konustu. "şimdi biraz dinlen yürümeye başladığın zaman da temizlenirsin. " cümlesi bittikten sonra yüzünü bana döndü. Başımı aşağı yukarı sallayarak "hıhı" diye mırıldandım. Hiç cevap vermeden odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Ellerimi başımın altına alarak uzandım ve tavanı seyretmeye başladım. Aklımda en ufak bi düşünce bile yoktu. Az sonra uyuya kalmış olmalıydım ki onun içeri girdiğini fark edemedim. O da diğer yatağa yatmıştı. Saçlarının beyaz olduğunu yeni fark etmiştim. Üstünde beyaz bi gömlek yakalarının tam altında olmayan sıkılmamış bir kravat vardı. Gömleğin altında gri bi pantolon. Son olarak mavi bir kapşonlu giymişti. Onu ilk defa incelediğimi fark etmiştim. Aniden gözlerini yerinden çıkacak gibi açması beni korkuttu. Kollarından destek alarak oturur pozisyona geldi. "şeyy.. Lavaboya gitmeliyim. " diyerek ben de aynı şekilde oturdum. Şimdi karşı karşıya duruyoduk. "e-evet t-tabiki.." kekeleyerek konuşması komik görünmüştü. yeni uyandığı zaman çok sevimli görünüyodu. Sanırım ona ısınmaya başlamıştım. Ayağa kalktı. "yürümek istiyorum.. Olur mu?" gülümsedim. Şaşırmıştı ama belli etmeden "tabi ki yürüyecek kadar iyi hissetmene sevindim. " diye yanıtladı. Ayağa kalkıp adım bir kaç saniye bekledim. Bacaklarım titriyodu. Haftalardır yürümediğim için yürümeyi unutmuş olamazdım sanırım... sadece alışmam gerekiyodu. Bi adım atmaya çalıştım. Başarısız... Artık böyle duramazdım. Düşecekken kollarımdan destek verdi. Başıyla lavaboyu işaret ederek yürümemi söylermiş gibi baktı.

Bir kaç gündür belirli aralıklarla yürümeye çalışıyordum. Artık yürüyebiliyorum...

Selaam millet!.. :3 ıım hikayeyi okuyup sevdiyseniz ve eklemek istediğiniz şeyler yada beğenmediğiniz yönleri varsa yorum yaparak söylerseniz çok sevinirim '(*∩_∩*)′ teşekkür ederim...

THE LITTLE GAMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin