0.4 | little do you know

231 38 35
                                    

Louis aşık olmuştu.

Çok fena, çok çok fena aşık olmuştu.

Ellerini kalbinin üstüne götürdü, deli gibi çarpıyordu. Nefes nefese gibiydi ama dakikalardır olduğu yerde duruyordu aslında. Sadece bakıyordu.

"Ben hayatımda hiç böyle hissetmemiştim." dedi mırıldanarak. "Hiç."

Haklıydı da. Duygularını uçta yaşamayı seven biri miydi bilmiyordu ancak bu yaşadığı en uç noktaydı.

Yeşil gözlerini ona dikmiş olan diğer çocuk ise olayı anlamlandırmaya çalışır gibi kaşlarınını kaldırıyordu. Louis onu suçlayamazdı.

"Harry-" dedi. Sesinden heyecanlı olduğu anlaşılıyordu.

"Louis?"

"Sana yalvarıyorum." derin bir nefes aldı. "Lütfen, lütfen bana şunu kazan." Sesi cidden birkaç saniye sonra ayaklara kapanacak kadar çaresiz çıkıyordu. Yapardı da. O aşırı büyük peluş Darth Vader için birini bile öldürebilirdi.

-

Ve furaın geri kalanını küçük bir kız çocuğu gibi elinde kocaman peluşla geçirmişti Louis. Küçük kızların Darth Vader'ı ne derece sevdiğini bilmiyordu ancak bu öyle hissetmesine engel değildi.

Bir de üstüne üstlük kazanmak için parmağını bile kıpırdatmamıştı. Tek yaptığı Harry'ye 'yavru köpek bakışı' olduğuna inandığı bakışlardan atmak ve rica etmekti. Harry'nin uzun ve kaslı kolları da belirtilen hedefi vuramayacaksa Louis'nin zaten hiç şansı yoktu.

"Teşekkür ederim." dedi yanındaki çocuğa bakarak. Her sene Temmuz sonlarında yapılan bağış fuarına bu sene Harry'yi getirmişti. Ve şu ana kadar geldiği tüm zamanların toplamına eşdeğer bir zevk alıyordu. Harry ile birbirlerini cidden anlayabiliyorlarmış gibi geliyordu hep.

"O şeyi Londra'da bir dükkandan çok daha ucuza alabilirdik ama ." güldü.

Harry haklıydı. Louis ve o bu peluş için çok fazla coin harcamıştı. Bu da Harry'nin 50 kez falan top fırlatmış olması demekti.

"Ona Ani diyeceğim." dedi Harry'ye.

Yanındaki çocuk bir kez daha güldü.

"Bu biraz orijinal bir isim değil mi sence de?"

"O zaman sen seç."

"Ed."

"Ed mi? Koskocaman karanlık lorda kendi adını mı veriyorsun?"

"Evet."

"Ha, tamamdır."

Her şey çok güzel gidiyordu. Louis Londra'da kalmış olsa asla edinemeyeceği bir arkadaşlığa sahipti.

Oysa yazın başında babasına buraya gelmemek için yalvarmıştı. Onun için Doncester eskiden olduğu kadar güzel değildi artık. Sadece üzülüyordu. Doncester karanlık anılar demekti. Doncester özlem demekti. Fizz gittiğinden beri her yaz buraya gelirken aynı şeyleri düşünüyordu.

Ancak bu kez farklı olmuştu. Bunun üzüntüyü neredeyse yaşamamıştı bile. Evet, Fizz'i özlemeden bir günü dahi geçmiyordu; her gece bunu hatırlamak zorundaydı. Ancak onun dışında mutluydu. Her günü güzel ve dolu geçmişti. Ve garip bir şey bile keşfetmişti Louis. Artık sadece Harry'de bulduğu bir şey.

Kafasındaki mutlu düşünce önünde, kendisine doğru gelen siyahlar içindeki çocuğu görünce silindi.

"Ah, siktir." dedi gözlerini ona bakan kahve gözlerden çekerek.

when we slept together | Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin