Bir haftadır okulun hiçbir yerinde onu görmemişti.Görmek istediğinden değildi, hâlâ oldukça sinirliydi ancak görmeliydi işte.
Louis'yle ilk karşılaşmasının böyle olacağını hiç tahmin etmemişti. Kafasında hep senaryolar vardı ancak herhangi biri buna yakın bile değildi. Louis'nin kendisini görmezden geleceğini, belki de onu öptüğü için rezil edeceğini bile düşünmüştü. Ondan nefret edip aynı zamanda cevap aramak için o kadar zamanı olmuştu ki Harry'nin, her şeyi bekleyecek hale gelmişti.
Bu hariç her şeyi.
Bir anda belirip Harry hakkında endişeleniyor, onu bir şeylerden mi kurtarıyordu? Neydi bu çocuk bipolar falan mı?
Yine Louis'nin üstüne çok düşünüyordu. O kadar kafa yoruyordu ki patlayacaktı artık.
Bir hafta önce yatırıp Louis'yi dövmüştü. İyi hissedeceğini, yaşadığı acıyı ona da yaşayacağını düşünerek yapmıştı bunu ama sonrasında canı yanan yine kendisiydi. Sorgulamadan, neden onu bırakıp gittiğini -fırsatı olduğu halde- sormadan çekip gitmişti Harry.
Daireden çıkması da aptal cesaretiydi. Polisler birkaç metre ilerdeki dairede parti basıyorken kendisi apartman merdivenlerinden sinirle -ve oldukça sesli adımlarla- inmiş, bir taksi tutarak gitmişti.
Yurt odasına geldikten yarım saat sonra da Niall gelince, kimsenin aslında Louis'den nefret etmiyor olduğunu anladı. Niall'ın anlattığına göre Zayn'in durumu bile kendi kendine küçük inatlaşmalar yaşayıp Louis'yle uğraşmaktan ibaretti. Onun dışında hepsinin beraber takıldığı zamanlar çok olmuştu.
Harry Louis'den kaçmayı denerken kendini Louis'nin arkadaş ortamının içine atmıştı. En yakın iki arkadaşıyla takılıyordu ve sırf o takılabilsin diye Louis ortalıkta değildi.
Gün içinde sürekli olarak sinirine yenik düşüyordu ve içinden ya da dışından hızlıca birkaç küfür savuruyordu. Dışarıdan agresif göründüğünden emindi. Niall ve Liam dışında hatrı sayılır bir arkadaş edinmemesini buna bağlıyordu.
Fakat asıl sorun geceleriydi. Uyumak için yatağa uzandığı andan itibaren tek bir kişiyi düşünüyordu. Rüyasında da onu görüyordu, uyandığında da aklında ilk o vardı.
Acaba Louis de geceleri onu düşünüyor muydu?
Mantıklı cevabın 'evet' olduğuna karar verdi Harry. Louis'nin uyumak için Harry'ye ihtiyacı vardı. Bunu bile bile onu terk edip gitmişti.
Küçük kavgalarından sonra Louis'nin söylediği şeyi düşündü.
'Uyusam kızar mısın?'
'Siktir git Louis' cevabını verip ayaklandığı anda Louis'nin dalga geçiyor olduğunu düşünmüştü. Ancak şimdi üstüne kafa yormaktan başka bir şey yapmıyordu. Kim bilir en son ne zaman doğru düzgün uyuyabilmişti? Uyuyabilmiş miydi ki? Kendisinden önce günde 2-3 saatlik uykuyla gezdiğini söylemişti ona Louis. O da sabit değildi, her uyuma denemesinin toplamındaki süreydi.
Vicdan azabı çekecekti ki onu bırakıp gidenin Louis olduğunu fark etti. Uyku istiyorsa kalmalıydı. Sikik Louis.
Ve böylece yeni bir okul ve yeni bir başlangıç yapma hayallerinin suya düştüğünü fark etti. Harry yine dibine kadar gay diye mimlenmişti, üstelik ciddi bağlanma sorunları olan bir gay.
-
Tavandaki desenleri eliyle takip etme oyununa ağrıyan kolu sebebiyle son verip uzandığı koltukta yan döndü. Sehpanın üstünde bulunan saat gece 4'ü biraz geçmiş gibiydi, ortamın karanlıklığından tam algılayamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when we slept together | Larry Stylinson
Fiksi PenggemarDoncester'a gelen Harry, herkesin tanıdığı Louis'ye biraz fazla bağlanmış. Ama Louis'nin bu kadar tanınmasının sebebi düşündüğü kadar masum değil.