0.5 | i knew a boy and a boy

236 33 19
                                    


Beyaz ışığı görmüyordu, neden göremiyordu ki? Gözleriyle etrafı taradı, gerçekten beyaz herhangi bir ışık yoktu. Ah, Harry hâlâ hayatta mıydı yani?

Nefes alışverişi hızlıydı ancak sonuçta ciğerleri de çalışır durumdaydı. Nabzı? Elini bileğine götürüp bundan emin olmak istedi ancak karşısındaki çocuğa çok fena kapılmıştı, hareket edemedi.

Harry eğer ölmediyse neden cennette gibi hissediyordu? Cennetin varlığına inanmıyordu bile.

"Louis." dedi Harry. Sesi o kadar fazla titremişti ki karşısındaki çocuğun ismini anlayıp anlamadığından emin olamadı. Ayrıca kıpkırmızıydı Harry. Ay ışığında ne kadar görünür bilmiyordu ancak yüzündeki kan dolaşımının hızlandığını kesinleşen hissedebiliyordu.

Ve ve ve, midesi. Aşk-ı ilan edilmiş gibi hissediyordu. Beyni farklı bir şey düşünmesine izin vermiyordu. Midesinde kelebekler değil milyonlarca koza var gibiydi. Hepsi yeni hayat bulmuş gibi çırpınıyordu. Harry sanırım kusacaktı.

Abartmıyordu değil mi?

"En başından anlamıştım." dedi Louis. "Bir anda anlaşmıştık, dediğim her şeyi anlıyordun ve hayatına sokmak isteyeceğin biri gibi davranmama gerek kalmamıştı. Kendim gibi davranıyordum ve her geçen gün daha iyi bir hal alıyordu."

Tir tir titriyordu Harry. Bunları duymak için ruhunu falan mı satmıştı? Louis'yi seviyordu, belki sevmekten daha fazlaydı hisleri ancak Louis'nin onu bu kadar değerli görebileceğini asla ama asla düşünemezdi. Ama buradaydı işte. Tüyleri diken diken, kaskatı kesilmiş bir şekilde dinliyordu.

"Bu ne anlama geliyor bilmiyorum ama Harry, gerçekten hayatımda olmana ihtiyacım var."

Yüzünde buruk bir gülümseme vardı Louis'nin. Harry ise birer damla yaşın daha göz pınarlarından firar ettiğini fark etti.

"Seni baskı altında bırakmak istemiyorum, yemin ederim. Bunun kulağa ne kadar garip geleceğinin de farkındayım ama başka çarem yok Harry, gerçekten."

Harry birazdan ne duyacağını biliyordu ve işin aslı, dünden razıydı.

"Her gece olmak zorunda değil- Siktir. Sen rahat ettiğinde, yani eğer rahat edersen ve istersen; kabul edersen demek istiyorum-"

Louis'nin normalde, Harry yüzünden bir cümleyi bir araya getiremeyeceğini düşünmek gülünçtü ancak bu durumda o kadar savunmasız duruyordu ki, Harry ona sarılıp sonsuza kadar onunla uyuyabileceğini söylemek istiyordu.

Neden yapmıyordu ki?

Ah, çünkü kendisi bir korkaktı ve Louis sandığının aksine hâlâ heteroydu.

Onun yerine çocuğun acı çekişini dindirmek adına sözünü kesti.

"Louis." dedi. Sonrasında duraksadı. Bu cümleyi kuracak kadar bile cesareti yok muydu?

"Seninle beraber uyurum. Eğer gerçekten yardımım dokunacaksa çok isterim."

"Bekle, gerçekten mi?"

Gerçekten çok mu isterdi?

"Evet, tam olarak ne demem gerektiğini bilemiyorum. Sana çok değer veriyorum Louis. Henüz bir aydır tanışıyor olmamıza rağmen bir şekilde hayatımı güzelleştirdin bile. Daha fazla hayatında olmayı çok isterim."

Harry kendini durdurmamış olsaydı bu cümle bir itirafla sonlanacaktı. Emindi.

"Harry ben- Nasıl teşekkür etmem gerektiğini bilmiyorum. Şu an yapmak zorunda değilsin, ne zaman rahat ya da hazır hissedersen. Ve bizde de kalmak zorunda değilsin, istersen ben gelirim."

when we slept together | Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin