on

31 5 41
                                    

🥳... BEN ...🥳

ilk kitabımın onuncu bölümüne ulaşmış bulunuyorum. okuyan ve eleştiren herkes bir öpücüğü hak etti.  ablanı ve iremi etiketlee muzlar bıraak :*

👣...   UFUK   ...👣

üstündeki çamurlarla ayağa kalkışı, sırıtan dudakları, sinirle bakan gözleri ve sıktığı yumruğu aklımdan çıkmıyordu. başıma geleceklerden biraz endişe etmiyor değildim ama bu eğlendiğim gerçeğini değiştiremezdi.

her edebiyat dersinde uyuklayan Mete, şimdi üstüme diktiği gözleriyle hain planlar yapıyor gibiydi. hayır bana baktığını görmüyordum sadece yandığını hissettiğim ensem yüzünden ürettiğim bir tahmindi. yine de arkamı döndüm ve bakışlarına karşılık verdim. evet işte oradaydılar. sinirli mi sinirli iki gözcük. gözlerimi kısarak gülümsedim. o ise kaşlarını kaldırıp kafasıyla önüne dön hareketi yaptı.

keyifli tavırlarımı zar zor saklayarak sözünü dinledim ve önüme döndüm. ürkmüyor değildim ama bana yapabileceği çoğu şeyi görmüştüm zaten. daha ilerisini yapar mıydı ki? sanırım yaşamadan asla bilemeyeceğim.

sınıf kapısının açılması düşüncelerimin dağılmasına sebep oldu. içeri giren rehberlik hocası diğer hocadan izin isteyerek dersi aldı.

"evet çocuklaaar. merhaba. sizlere bu gün obezite hakkında bir sunum hazırladım. biliyoruz ki günümüzde sağlıksız beslenme, az hareket etme gibi sorunlar yaşıyoruz."

karşısında zihinsel engelliler varmış gibi iki saatte bir kelime ediyordu. üstelik sesi gerçek anlamda cırtlıyordu. lütfen hızlı konuş ve işkenceyi uzatma.. lütfen

"şimdi tahataya bir formül yazıyorum. vücut kitle indeksimizi ölçeceğiz. hhahhahah siz zaten alışkınsınızdır matematikten işlem yapmaya."

şaka seviyesi ancak bu kadar düşük bir şey duyabilirdim.  ellerimle yüzümü sıvazladım.

ŞİŞKO OLDUĞUM ÜÇ KİLOMETRE ÖTEDEN BİLE BELLİ! hoh.. rahatladım. neyin ölçümü bu yani. neyse yapalım.

evet fazla kilolu çıktım. aşırı değilim. ne sandınız.

"evet şimdi kağıtları getirin. liste yapacağım ve panonuza asacağız."

şurada kahkaha atmamak için zor duruyorum.  biz aklı başında insanlarız. gidip bu etkinlikleri ilkokulda yapın lütfen. kalkıp kağıdımı götürdüm. herkes kağıdını verdiğinde hoca dersin kalanında serbest olduğumuzu söyledi. liste yapma işiyle meşgul olacakmış.

önceden de söylediğim gibi. sırada hep tek başıma oturmayı tercih ediyorum ve kimse yanıma gelmesin diye dıştaki tarafa oturuyorum. ÇÜNKÜ SIRAYI ÇEKİYORLAR VE.. ETLERİM ACIYOR TAMAM MI! siz de kilolu arkadaşlarınız varsa onları da düşünerek oturun lütfen. yoksa büyük kabalık yapmış olursunuz.

omzumda hissettiğim el düşüncelerimi dağıttı. kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım. Mete başıyla kaymamı işaret ediyordu. şu sıralar suyuna gitsem iyi olacaktı. gülümseyerek oturması için cam kenarına kaydım.

arkasına yaslanıp dirseğini arkadaki sıraya koydu. kafasını geriye atıp oradaki kıza selam verdi. kız kıkırdayarak hoş geldin dedi.

"bunun için mi geldin yanıma?"

gözleri anında yüzüme yerleşmişti. yüzündeki ve bakışlarındaki o ifade avına bakan bir kurt gibiydi.

o kurtsa ben de gelinciğim... gelinciğim. "gelinciğim."

"ne?" içimde anlam veremediğim duygular oluşturan bakışları yok olmuştu. şimdi de o anlam veremiyor gibi bakıyordu. neden ki?

"neden ne dedin ki? basit bir soru sordum sadece." ikimiz de aynı anda iç çektik.

"öncelikle, sen bir gelincik değilsin. bu konuda anlaşalım."

"kim öyle oldu-" parmağını dudaklarıma koyduğu anda sustum. tam da u diyordum. elini öpsem bu kadar olurdu. istemeden nefesimi tutmuştum. biriyle yakın temasa geçmeyeli çok oluyor.

"yanına geldim çünkü -gözleri dudaklarıma kaymıştı.- yaptıklarının geri dönüşü olacağını hatırlatmak istedim ve artık burada oturacağım. hoşuma gitti. aydınlık ve havadar."

kolundan tutup elini indirmesini sağladım. "istemiyorum."

"ben istiyorum ve oturuyorum. kaldır bakalım."

pff beni sıkıştırmaz umarım. "iyi.. beni sıkıştırma yeter."

sonunda ders bitti ve ben tuvalete gittim. geldiğimde panoda gerçekten de kilo tablosu asılıydı. biri adımın yanındaki fazla kilolu yazısını karalayıp aşırı zayıf yazmıştı. hâlâ böyle  davranışların komik olduğunu düşünenler var demek ki.  sıramızda oturan Mete'ye yaklaştım.

"demek çok zayıfım. büyük hamlen bu muydu?"

"ha? neren zayıf? anlamadım." kahkaha attı.

"panodaki yazıyı sen öyle yaptın sanmıştım "

"benim hamlelerim ne zaman bu kadar çocuksu oldu?"

"başkası gibi davranıp bana mesaj attığında."

"HAHAHAHA yiyeceğini bile düşünmemiştik. hem artık boşver onu geride kaldı. bizim spor salonuna kayıt yaptırdığını duydum. ciddi misin?"

"evet ciddiyim hadi kalk da artık oturayım yoruldum."

.
.
.
.

işte okul bitti ve spor salonunun önündeyim. acaba beni ne gibi maceralar bekliyor. DIMDIMDIIIM

kısa oldu. beynim çürüdüğü için hepsi  :"0 ♿♿ affedin beni

Mucizevi DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin