💫... UFUK ...💫
İrem ve Öykü motorlarına binip kasklarını takmışlardı. Uzay elini kaldırdı ve iyi akşamlar diyip durağa yürüdü.
"seni de eve atalım istersen?" ne smfnsbfjdhd oraya birinin daha sığacağını sanmıyordum.
"ben biraz dolaşacağım. teklif için sağ olun."
motor yola koyulduğunda Öykü cilveli sesiyle bağırdı. "yine buluşalım yakışıklı."
bence bu kız kesinlikle bir şeyler kullanıyor olmalı. kendi kendime gülerek dükkan tabelaları ve sokak lambalarıyla aydınlanmış sokakta yürümeye başladım.
hmm sihirli oyuncak dükkanı.. demek yeni açılmış. aklıma gelen fikirle sırıtarak dükkanda gezmeye başladım. sevimli kedi kulakları ve ponpon anahtarlıklar. uzanıp ponponu okşadım. üstelik yumuşacık. ama bunun ucunda sedece bir demir parçası var.. nasıl takılıyor ki?.
"bakar mısınız? bu anahtarlıklar nasıl takılıyor?" görevlinin vereceği cevabı gerçekten merak ediyordum.
"sadece şuradaki demiri deliğe sokuyorsunuz efendim. arka deliğe."
hiç açıklayıcı konuşmamıştı. "hmm demek öyle. teşekkürler. peki burada aşk iksiri gibi şeyler var mı?"
"aşk iksiri mi?" görevli gözlerini kısarak içtenlike gülmüştü. sihirli eşya dükkanında sormak için çok da garip bir şey değildi bence.
"evet, sanırım ona benzer bir şeyim var. beni takip edin."
dükkanda ufak bir turdan sonra görevli raftaki paketleri işaret etti. "işte bunlar. nasıl kullanacağınız paketin arkasında yazıyor."
işte aradığım şey. kutunun önünde potioon yazıyordu. bu.. ben gerçekten de bir iksir buldum. yapacağım büyük şakayı düşündükçe gözlerim neredeyse heyecandan patlayıp gidecekmiş gibi hissediyordum.
"bunu almak istiyorum."
gezmekten yorulduğumda bulduğum ilk yere oturup Rüzgar'ı aradım. saat dokuz gibi burada olacağını söyledi. o olmasa ne yapardım kim bilir.
ailem vefat etmeden iki sene önce Rüzgar'ı evimize bahçıvan olarak almışlardı. bahçedeki çiçekleri düzenliyor çimleri biçip suluyordu. sadece 18 yaşındaydı. yalnızdı. kısa zamanda bizimle sofralara oturmaya gece filmler izlemeye oyunlar oynamaya başladı. ebeveynlerim ona üniversite okuması için destek oldular. geçen sene mezun oldu.
annem ve babam öldükten sonra üç yıl halamlarla birlikte yaşadık. bu sırada bizim evimizle Rüzgar ilgileniyordu. ben reşit olduğumda kardeşimi de alıp evimize geri döndüm. şimdi ise Rüzgar, ben ve kardeşim birlikte yaşıyoruz. bizi koruyup abilik yapıyor. aynı zamanda evde yemek pişiriyor. o bir aşçı. ve ben şu anda kendi kafamdan biyografi yazıyorum. manyadım iyice. gel bir an önce. AHA kafiye yaptım. öğrendim çince. konuşurum güzelce. oh yeahh.
"öhö öhö." seslice öksürerek kendime geldim.
eve gelip akşam yemeği için sofrada toplandık.
"anlat bakalım abicim. nasıl geçti ilk günün?"
tabağımdaki son bezelyeye çatalımı batırıp yavaşça ağzıma aldım. yanaklarımı şişirdim. nasıl geçmişti? yavaş yavaş çiğneyip yuttum. o sırada kendi kendime gergin bir ortam yarattığımı fark ettim.
"neyse istediğin zaman anlatırsın. kim pasta ister?"
işte gerginliği dağıtmanın vakti!
"BEN BEN BEN!" beni duyan kardeşim de "ben ben!", diye bağırmaya başladı. şu an bunu neden yapıyorduk. içimden gülmek geldi ve kahkaha atmaya başladım. her şey fazla garipmiş gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizevi Değişim
Teen Fictionburası ağlamak için güvenli bir yer. olacaklara sen bile inanamayacaksın!