üç

116 12 57
                                    

okuldan çıkmış ve çoktan eve gelmiştim ama hâlâ kendime verdiğim sözü tutup sosisi yiyememiştim. Ufuk'tan duyduğum o ürkünç pestil hayâlinden sonra sosisler benim için bitmişti. hepsi onun gibi PİS VE ŞİŞKO! PİS, ŞİŞKO, REZİL YAĞ TULUMU!

yatağıma yumruklar atıp yorganımı ısırdım. sebepsizce sinirlenmeme engel olamıyordum. o insanlıktan.. belki de somutlanmış demeliyim. kendi kendime güldüm. o insanlıktan somutlanmış yaratığın sosisli pestil fantezileri.. son derece iğrenç.

yatağımdan kalkıp pencereden baktığımda çoktan gece olduğunu fark ettim. o sırada kapı çaldı. odamdan çıkıp kapıya gittim. annem kapıyı açmış, Ezgi'yi içeriye almıştı.

"hoş geldin Ezgi. Mete yukarıda şimd- ah geldi işte." annem bana baktı ve konuşmaya devam etti. "siz odaya geçin oğlum ödeviniz varmış. ben de size içecek bir şeyler hazırlayayım." oturduğu yerden kalkışını ve mutfağa gidişini izlerken kısaca teşekkür edip odama ilerledim. odada hiç oyalanmadan arkamdan gelen Ezgi'yi balkona çıkardım.

"neden ödevimiz var dedin ki? böyle saçma yalanlara gerek yok." güzel olmasa beş dakika çekilecek insan değildi. bazen sadece onu balkondan fırlatmak istiyordum. "boşver şimdi onu Mete. sen neden bağırıyordun? sesin dışarıya geliyordu. bahçenin ucundan duydum." güldüm. "hmm.. ne diyormuşum?" gözlerine baktığımda aniden gelen tiksenmeyi ve küçümseyici ifadeyi hissettim. "iğrenç yağ tulumlarından ve mide bulandırıcı şişman insanlardan."

ve işte tam o an.. o an kulağımı kaybediyorum sandım. şiddetli çınlama yüzünden sarhoş olmuş gibiydim.

ᕦ⊙෴⊙ᕤ .... o sırada Ufuk .... ᕦ⊙෴⊙ᕤ

"O İĞRENÇ RENGİ BOZULMUŞ, BEYNİ UYUŞMUŞ, ÇÜRÜK AYAK KOKAN, HORMONDAN OLUŞMUŞ, KIZ DÜŞKÜNÜ, İKİ YÜZLÜ, SİNİR HASTASI, KENDİNİ BEĞENMİŞ, karın kaslı, yakışıklı, yetenekli KULAK KİRİ GİBİ BİRİ! ASLA TAKMAYACAK OLSAM DA ALDIĞIM TAKI, UCU DELİNMİŞ ÇORAP, EVDE GİYERİM DİYE YILLARCA SAKLADIĞIM İĞRENÇ RAHATSIZ KIYAFET GİBİ O!" iç çektim. "haklıymışsın bisküvi Dexter. gerçekten de iyi geldi."

sıcak çayımdan bir yudum alıp bardağı karşıdaki sehpaya bıraktım. Dexter'ı paketiyle alıp kucağıma koydum, oturduğum yerde kafamı geriye attım ve gözlerimi kapatıp biricik bisküvimi okşarken temiz havayı içime çektim.

"abi saat çok erken oldu." gözlerimi açtım. "geç minik Lara. saat çok geç oldu. neden uyumadın?" kız kardeşim pijamalarıyla tam karşımda duruyordu. "aslında bağırdığını duydum." elimi yumruk yapıp sıktım. o kötücül herif hiç tanımadığı kardeşime bile kötülük yapabiliyor.

"sorun yok ufaklık uyuyabilirsin." kocaman açtığı gözleriyle hiç de gidecek gibi durmuyordu. "neden hâlâ bahçedesin o zaman?" endişelenmemesi için suratımı şekilden şekile soktum. bu onun için iyiyim demekti. "peh.. neden olsun bisküvi Dexterla çay partisi yapıyoruz. gel sen de katıl." kolumun altına gelmesi için kolumu kaldırdım. yanıma geldiğinde üstüne bir pike örttüm ve bardağımı içmesi için ona uzattım.

bisküvi Dexter içinse ayrılık vaktiydi. onu açıp güzelce yedikten sonra Lara'nın uyumasını bekleyip odasına götürdüm.

saate baktığımda tam gece yarısıydı. odama giderken koca evdeki tek sesin benim adım seslerim olduğunu fark ettiğimde yere saçma bir ritimle basarak mutfağa inmeye başladım. ritme uygun bir şekilde mırıldandım. "uuu-UuuUh o son kalp büükücü.. uuu-Uuuh o bir huzur boozan uuu-UUuuUh o b-" dolabı açtığımda sustum. ağzıma bir şeyler atıp odama çıktım ve kendimi yatağa bırakıp kahvaltı yapmak için sabah olmasını dileyerek gözlerimi kapattım.

(ʘᗩʘ’) ....Mete.... (ʘᗩʘ’)

ellerimi kulaklarıma kapatıp yüzümü buruşturdum. o sırada düşünme yeteneğine sahip olmayan sevgilim bağırdı. "METE?! İYİ MİSİN?" ondan biraz uzaklaştım. ellerimi indirip yüzüne baktım.

"evet sadece bir anlıktı. sessiz olsan daha iyi olacağım." annem odaya girip masaya iki bardak içecek bıraktı ve bize seslendi. "çocuklar masada çalışsanıza balkonda zor olur." annemin masum hâline gülümsedim. "teşekkür ederiz Nuran teyze şimdi içeri geçeriz." annem odadan çıktıktan sonra Ezgi tekrar konuşmaya başladı. "başbaşa kaldığımıza göre.. ne yapsak ki sevgilim? hm?"

işte tatavadan çok icraat göreceğim zamana gelmiştik. "annenin kulakları zor duyuyor zaten. ona gittiğimi söylesen olmaz mı? burada kalırım. bütün gece eğleniriz." işte yalan söyleyeceksen bir amacı olmalıydı. kafamla onayladım. ikimizin de içeceklerini hemen içip boş bardakları aşağı indirdim. salonda oturan anneme seslendim. "Ezgi çıktı anne." cevabını beklemeden bardakları mutfağa bırakıp yukarı çıktım.

odaya girdiğimde gözüm saate kaydı. tam gece yarısı olmuştu. kulağıma yine bir çınlama geldi ama bu seferki daha katlanılırdı. kafamı sallayıp kendime geldikten sonra banyodaki Ezgi'nin sesini duydum "hazırlanıp geliyorum sevgilim." onu beklerken içimin geçtiğini hissettim. daha fazla direnemeyeceğimi anlayınca boş verdim ve gözlerimi kapattım.

merhaba biricik okuyucular. sizleri çok özledim. yazışmayalı nasılsınız? BEN DEE :) eh ben bölmeyeyim o zaman rüyalara devam edin.

Allah'a emanet olun :*

Mucizevi DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin