on¹

40 6 61
                                    

🪵...   METE    ...🪵

bu gün okul çıkışında Ezgi'ye ondan sıkıldığımı yani ayrılmak istediğimi söyledim. inanamadı. sadece spor yapmak isteyen zavallı benden bir şey istiyor olacak ki arabasıyla salona kadar peşimden geldi. BURADA BİTMEDİ! BİTEMEZ! falan diyeceğini bildiğim için dinlemek istemiyorum ama peşimi bırakmak bilmiyor.

arabamı park edip çıktım. kalçasını sallayarak sinirle bana doğru geldiğini görebiliyordum. kollarımı bağlayıp arabama yaslandım. dinlersem peşimi bırakırdı belki.

"Mete.. beni dinlemeni istiyorum." devam etmesi için kafamı salladım.

"ben senden ayrılmak istemiyorum. son günlerde fazla zaman geçiremedik diye böyle oldu. biraz baş başa kalsak sen de bana hak vereceksin." ellerini kollarıma koymuş gözlerimin içine bakıyordu. seksi göründüğünü düşünerek dudağını ısırmıştı.

"beni heyecanlandırmıyorsun. son günlerde neden vakit geçirmediğimizi açıklayabilmişimdir umarım."

ayağını yere vurup sesini yükseltti. "bir daha istersen nah gelirim sana!" saçlarını savurarak dönüp gittiğinde kendimi hafiflemiş hissettim. kurtulmam gereken bir yükü atmıştım sanki. wuh.. sapım artık.

üstümü değiştirmek için salonun soyunma odasına gittim. içeri girdiğimde üstünü giyinmiş çıkmak üzere olan Ufukla karşılaştım.
ona yaklaşıp kısık sesle bir ıslık çaldım. "fiywuwt şaşırtıyorsun beni."

elini atıp karnını kaşıdı. "alışsan iyi olur. artık buralardayım." derin bir nefes verdi. "soyunma odalarını çok yukarıya yapmışlar."

yorulmuş.. kahkaha attım. "evet spordan sonra çık bir de."

bu günkü programıma başlamak için ağırlıkların olduğu yere gittim. gözüm Ufuk'u arıyordu. koşu bandındaydı. uzaktan çok şirin görünüyordu. minikti ve şimdiden yorulmuş gibiydi. sırıtarak ağırlıklara abandım. bakalım ne zaman pes edecek.

bir süre çalıştıktan sonra gözüm yine Ufuk'a kaydı. siyah saçlı uzun boylu genç biri Ufuk'un hemen yanındaki bantta ona bir şeyler söylüyordu. buradan gülümsediklerini görebiliyordum. orada olmalıydım.  ağırlıkları bırakıp onun hemen yanındaki koşu bandına çıktım.

"çok tatlı görünüyorsun. bana kardeşimi hatırlattın."

siyah saçlı Ufuk'a yürüyor. NE DKDJKWKFJS oğlum sana insan mı yok ne yapıyorsun burada.

Ufuk'un yanakları kızarmıştı. utandığı için mi yoksa koşmaktan mı çözemedim.

"teşekkür ederim. sen de uzun görünüyorsun. çok iyi."

oğlan küçük bir kahkaha attı. "aşağıdan daha uzun görünüyor olabilirim."

tamam uzun sayılmaz ama Ufuk'da fazla kısa değil. kesin yürüyor.

"naber Ufuk? beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?"

başımla selam verdim. üçümüz yan yana koşuyorduk. oğlan da başıyla selam verdi.

"Uzay." adı da güzelmiş herifin. "Mete." soğuk bakışlarımız yüzlerimizde gezinmeye başlamıştı bile.  birbirimizden haz etmeyeceğimiz belliydi.

"ee... memnun olmadınız mı?" Ufuk'un güzel sesi gergin anı domine etmişti.

"ah kusura bakma. memnun oldum." nefesimi vererek gülümsedim.
"tabi.. ben de."

sesimizin arkasında yatan gerginlik sadece ikimizin anlayacağı türden bir şeydi.

"bu gün spordan sonra arkadaşlarla bir şeyler içmeye gidecektik. benimle gelmek ister misin Ufuk?"

Mucizevi DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin