Oldukça erken bir saatti.Güneş henüz daha doğmamıştı,bunun pek bir önemi yoktu çünkü içindeki düşünceler zaman veya mekan ayırt etmiyordu. Her şey oldukça güzeldi bu anlatılamayacak kadar farklı bir duyguydu. Kitaplarda bahsedildiğinden katbekat çok daha güzel ve farklıydı. O kadar güzel bir duyguydu ki kelimelerle ifade edilemezdi. Bir şairin dizeleri ve bir sanatçının fırça darbeleri gibiydi yani kusursuzdu.
Bazen bir şeyleri fark etmeden bir araya getirirdiniz ve bu kusursuz bir şey ortaya çıkarmanıza neden olurdu fakat dönüp bir daha yapmak istediğinizde asla o tadı tekrar elde edemeyeceğiniz bir yemek gibiydi. Yani bir kere olabilecek bir şeydi..
Aralarında olan şeye ne tür bir isim koyması gerektiğini bilmiyordu çünkü henüz o da oldukça kararsızdı. İki aya yakın bir süredir birlikte çalışmalarına rağmen her şey daha dün gibiydi ve kalbi her zaman hızla atıyordu.
Kahve kokusu mutfağı sardığında gözlerini yumdu ve kokuya derince içine çekti. Bugün için oldukça heyecanlıydı ve bütün gece uyumamıştı.
Madamın ikisinin arasındakileri sezdiğini ve hatta farkında olduğunu tabii ki de biliyordu. Fakat şimdi bunu açıklığa kavuşturup ona söylemeye karar vermişlerdi. Vereceği tepkiyi az çok biliyorlardı yine de ister istemez endişe ediyor ve kararsız kalıyordu.
Ellerini yıkadıktan sonra önlüğünü çıkardı ve özenle seçtiği elbiselere baktı. Oldukça geniş ve bol olan bebek mavisi elbisesi ve siyah bol başörtüsü içinde bulunduğu gerginlikten onu daha çok kurtarıyor ve rahatlatıyordu..
Taktığı başörtüye şekil vermek için aynadan baktığı sırada kapının çalındığını işitti. Hızlıca iğneyi başörtüsüne geçirmiş ve kapıya doğru adımlamıştı.
Gözlerini saniyelik bir zaman diliminde onun gözlerine değdirdi ve geri çekildi. Onun gözleri kesinlikle onu rahatlatıyordu. Buna emindi.
Ama fark ettiği bir şey daha vardı ondaki bu tuhaf ruh haliydi. Garip davranıyordu. Merakına yenik düştü ve sordu;
- Eymen bir sorun mu var?
- Hayır bir sorun yok.
Yüzünde en ufak bir minik oynamamıştı. Düz bir şekilde önüne bakıyordu. Bu onu daha çok meraklandırmıştı.
Kapıyı kilitledikten sonra genç adamın arkasına takılıp adımlarına uyum sağlamaya çalışmıştı. Dalgınca yürümeye devam ettiği sırada genç kadın olduğu yerde kaldı.
Bir süre onun sırtını izledi ve düşündü. Onu bu kadar düşündüren şey neydi? Kafasındaki düşüncelerle boğuşurken aralarında ki mesafenin büyüdüğünü fark eti.
Koşar adım ona yetişmeye çalışmıştı. Daha fazla kafasındakilerin üstünde durmadı ve etrafı incelemeye koyuldu.
Yol boyunca aralarında en ufak bir diyalog geçmemişti. Müstakil bir evin önünde durdukları sırada genç adam arkasını döndü ve bakışlarını yere dikti.
İçinde bulunduğu durum onu boğuyordu adeta. Gerginlikten vücudu kasılıyordu. Dışarıya yansıtmamak için oldukça çaba sarf ediyordu.
Genç kadın merakla yüzünü izliyordu, bir şeyler anlamaya çalıştı fakat hiçbir şeyi anlamıyordu çünkü ifadesiz bir suratla ona bakıyordu.
Bu durum onu her geçen dakika daha çok korkutuyordu.- Ecmel...
Sesinde farklı bir tını vardı. Kelimeleri serbest bırakmak istiyordu fakat bir türlü buna cesaret edemiyordu. Var gücüyle savaşıyordu benliği ile. Karşı karşıya kaldığı bu durum onu o kadar zorluyordu ki sanki nefes alamıyordu.
Onun aksine genç kadın oldukça rahatı. Merakı artıkça artıyordu yinede sabırla beklemeye koyulmuştu. Karşısında ki bedene baktı.
- Ecmel buna bir son verelim?
Son vermekten ne kast etiğini anlamaya çalıştı fakat yinede bir sonuca varamadı.
- Neye son verelim?
- Aramızda olanlara... Adını koyamadığımız bu ilişkiye bir son verelim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tencere Tava|✓
General FictionEcmel en büyük hayalini gerçekleştirmek için yürüdüğü yolda ilerlerken rol model olarak gördüğü Eymen'in komşusu olduğundan ve kendisinden sadece bir kaç yaş büyük olduğundan bir haber yaşarken onu keşfetmesi ve ona aşık olması ile her şey değişir...