19

2.4K 244 30
                                    

Elbisenin her ayrıntısı her dikişi her detayı tıpatıp aynıydı hiçbir fark yoktu. Uzun bir süre daha baktım sanki daha uzun süre bakarsam bir detay,bir farklılık görecektim.

Beynim iyice allak bullak olmuştu, artık ne düşüneceğimi bilmiyordum herkesten ve her şeyden şuphelenebilecek bir haldeydim.
Kafamın içi bir sürü soru işareti ile dolup taşmıştı, bunlardan birine bile cevap vermek biraz olsun rahat bir nefes almama sebep olacaktı düşünmekten kafayı yiyecektim.

Hediye vermesi gerçekten çok büyük bir incelikti, bu kadarını beklemiyordum açıkçası mutlu olmuştum ve gururum okşanmıştı.

Yarın son kez orada çalışacaktık ve bu beni biraz hüzünlendiriyordu. Tuhaf olan şu ise ondan uzaklaşmak gerçekten beni çok üzüyordu.

Onun yanındayken farklı bir havaya bürünüyor ve kendimde hiç bulmadığım yetenekleri keşfediyorgibiydim özellikle o deli cesaretim o an orada hemen parlıyordu.

Olanları düşününce ister istemez yine gülüşüme mani olamamıştım. Hele onun o gülüşü aklıma geldiğinde gerçekten nefsime hakim olmakta güçlük çekiyordum.

Fakat aklımı karıştıran yeni bir ayrıntı daha meydana gelmişti. Bu elbisenin aynısını gönderen ve doğum günümü bilen hatta ismimi bilen ve kim olduğumu bildiğini söyleyen o kişi.

Kim olduğunu hâlâ deli gibi merak ediyordum. Ve sanırım öğrenmediğim her an da merak edecektim.

Keşke kitaplarda olan ve hiç bir şeyi takmayan o kitap karakterinden biri olsaydım. Aklım almıyordu insanlar bir şeyleri merak etmeden nasıl yaşıyordu.

Asel seslendiğinde düşüncelerimden uzaklaştım. Yemek yapmak için mutfağa girmiştik.

- Ecmel!

- Hı?

- Burda mısın?

- Ne ?

- Neyin var?

- Bir şeyim yok ya.

- Eminim öyledir.

- Onu özleyeceğim sanki.

- Ecmel aramızda on adım var.

- Ama sadece orda yakın oluyoruz.

- Hadi ama ergen aşıklar gibi yapma doğum günü kızı!

- Hayır hayır bu aşk gibi değil sanki...

- Peki ya ne?

- Bilmiyorum,sadece onunlayken huzurluyum...

- Ama bir şansın var değil mi!

- Nasıl yani?

- En azından mesajlaşıyorsunuz?

- Kim olduğumu bile bilmiyor.

- Bilmesine gerek mi var?

O an bu soruyu kendime sordum. Bilmesine gerek var mıydı? Hayır yoktu. Evet gerçekten gerek yoktu!
Önemli olan benimle konuşuyor olmasıydı.

Bu fikir aklıma oturmuştu, ve sürekli kendimi düşünmekten alamıyordum.

Şu anı baz alırsak artık konuşmuyorduk ama eğer ben yazarsam belki konuşurduk?

Kafamda deli sorular dolanıyordu yine. Acaba yazsam mı ki?

Belki de yazmalıydım? Yada yazmamlıydım? Kafam yine alak bulak olmuştu.

Yazarsam bir şey kaybetmezdim. Hem önce kimin yazdığının ne önemi vardı ki?

Peki ne yazacaktım? Yine soru işaretleri ile baş başa kalmıştım...

Derin bir nefes aldım. Uzun bir süre daha öyle kaldım ve yazmaktan vazgeçtim.

Telefonum titreyince ekranını açtım.

Eymen_demir🌾: Bir şey söylemek istiyorum ama nasıl düşüneceğini tahmin edemiyorum.(22.02)

_____________

Selam! Dün bölüm atamadım çünkü yolculuk yapıyordum. Birazdan yine bölüm yazacağım.

01.07.2020

Tencere Tava|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin