36

1.9K 207 42
                                    

Hissettiğim şaşkınlığı sindirebilmek için birkaç dakika nefesimin düzene girmesini bekledim. Bana aldırış etmeden bileklerimden tutmuş ve kaldırmıştı beni.

Verebileceğim tepkiler, söyleyebileceğim kelimeler... Sanki hiçbiri bana ait değilmiş gibi öylece duruyordum ve hiçbir şey yapmıyordum.

- Sen ne yaptığını sanıyorsun! Ya sana bir araba çarpsaydı!

Söylediklerini işittim fakat anlamam biraz sürmüştü. Sonunda kendime geldiğimde ve kendimi toparladığımda konuştum.

- Neden beni takip ediyordun? Benden ne istiyorsun?

Onun kısa süreli sessizliği benim onun yüzünü tanımama neden olmuştu. Kütüphanede gördüğüm o çocuktu. Evet ta kendisiydi hatta!

Bir süre bana öylece baktı ve arkasını dönüp hızla ilerledi. Onun peşinden gitmeye ve ona soru sormaya hiç niyetli değildim.

Yaşanan onca şeyden sonra sanırım kendime biraz zaman tanımalı, olanları sindirmeliydim. Oldukça yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım.

Kafam o kadar çok karışmıştıki nereden düşünmeye başlayacağımı bilmiyordum... Eve doğru yürürken yol üstündeki parka saptım ve gördüğüm ilk banka oturdum.

Parmaklarım uyuşmaya başlamıştı. başımın bir bowling topu gibi ağırlaştığını ve boynumun bu ağırlığın altında ezildiğini hissedebiliyordum. Neyim vardı benim böyle? Ardından kafa derimin karıncalanmaya başladığını hissettim. Ağırlık hissi tüm bedenime yayılıyordu ve başım, bedenimin üzerinde süzülen bir balon gibiydi.

Bir süre gözlerimi kapattım ve derin derin nefesler almaya başladım. Başımın ağrısı biraz daha hafiflediğinide gözlerimi açtım.

Bu yüzden kendime bir iyilik yaptım ve sadece düşünmek istediğim şeyi düşündüm.

Her zamanki gibi aklımda ki birinci sırada Eymen vardı.

Bugün onu gördüğüme gerçekten sevinmiştim, olan biten her şeye rağmen beni mutlu eden şey buydu. Bazen kendime bu konuda çok kızıyordum. Nasıl bu kadar düşüncesizce sadece onu düşünebiliyordum? Ben de bunu bilmiyordum.

Ona yazdığım mesaja cevap verip vermediğini görmek için telefonu kurcalamaya başladım.

Yazmıştı!

Eymen_demir🌾: İyiyim ve iznin olursa sana bir şey sormak istiyorum. (22.00)

Bir şey mi isteyecekti? Ama ne isteyecekti? Kafam yine bir sürü soru işareti ile dolmuştu.

Tencere tava🍁: Ne soracaksın? (22.39)

Yazdıktan sonra pişman olmuştum. Fazla mı kaba olmuştu? Buna daha fazla kafa yormak istemiyordum.

Telefonu cebime sıkıştırdım ve kafamı meşgul eden konulardan uzak kalmak için başımı göğe çevirdim.

Bulutsuz bir geceydi ve ay çok parlak görünüyordu. Tepeden asılmış bir tablo gibiydi sadece benim için çizilmiş bir tablo.

Oturduğum yerden doğruldum ve eve doğru yürümeye başladım. Uzun bir gün olmuştu ve vücudum yorgundu tıpkı ruhumun yorgun olduğu gibi.

Düşünebileceğim pek çok şey vardı fakat her şeyi ertelemek ve yalnızca uyumak istiyordum.

Eve vardığımda ışıklar kapalıydı ve sanırım Asel uyumuştu. Ses çıkarmadan üstümü değiştirdim ve yatağıma girdim.

Her ne kadar kaçmak istesem de yine düşüncelerim ile başbaşa kalmıştım ve tıpkı çıkmaz bir sokakta gibiydim.

Bugün olanları düşünmeye başladım. Eymen konusundan başlamıştım yine. Neden öyle bir tepki vermişti ki? Cümlesi tekrar beynimde yankılandı. " Sessiz ol! Ecmel duyacak!"

Her ne kadar şüpheye yer vermeyecek şekilde cevap verse de  ben içimde yine bir parça kuşku ile kalakalmıştım.  Bu konu üzerine fazla durmamayı kendime öğütledim.

Kafamı karıştıran bir diğer konu ise Charles'in değişen tuhaf davranışlarıydı.  Onu tanıdığım ilk halinden farklı birine dönüşmüştü.  Her ne kadar kendimi teselli etmek için onu yeni yeni tanımaya başladığım için böyle olduğunu düşünsem de sezgilerime şimdilik kulak asmamayı tercih etmiştim aslında.

Bunlar o kadar önemli değildi bugün olan şeylerden sonra. Bana zarar vermemişti ama beni takip etmesi de normal değildi. Her ne kadar kendime itiraf edemesem de korkuyordum.

Ben öylece uzun bir süre oturduğum yerden düşüncelere dalmışken telefonumun titrediğini fark ettim.

Eymen_demir🌾: Benimle çalışmak ister misin?  (23.26)

________________________

Beni anlayan olur mu bilmiyorum ama anlatmayı deneyeceğim. Hani bazen yazarların bazı dönemleri olur ya iki kelimeyi bile bir araya getirip bir cümle kuramadıkları zamanlar. Sanırım ben de öyle bir dönemdeyim. Bu bölümü yazmak için gerçekten çok çabaladım. Umarım beğenirsiniz.

Hayırlı geceler 🍁🍂🍊







Tencere Tava|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin