Merhabalar, iyi okumalar dilerim!
Duman -Köprüaltı
Zeynel Vural
Enes Akıncı***
Sarılmak, her derde deva denir. Sarılıp sarmalanınca tamamlanır belki de insan. O zaman anlaşıldığı, bu dünyada yalnız olmadığını hisseder ve böyle hayat bulur. Rahatlatır ya insanı sarılmak, iki beden değil iki ruh bir olur. Ruhlar sarmalanır, güven dolar insanın içini. Anlık bir huzur, bir dinginlik...
Ezgi, kolları arasındaki ruh ile böyle hissediyordu. Sarılmak bir nevi deva derler ya, bu şekilde Çağrı'yı kucaklayarak onun yaralarını sarabileceğini inandırmak istedi, yaşadığı güveni, hissettiği huzuru onun da hissetmesini arzu etti. Kendisinden yaşça büyük bu adamı, bir çocuk gibi sarmalayarak iyileştirmek ona hayat bahşetmek istedi.
Genç adamın yorgun, itaatkar başı kızın omuzlarına yaslanmış, ince belini sıkı sıkı kavramıştı. Gözlerinden belli belirsiz bir yaş aktı geçti. Erkek adam da ağlardı, önemli olan insan olabilmekti. Çağrı, hiç utanmadı. Geldiği yaş umurunda değildi. Sarıldı Ezgi'ye. Onun kanatları altında huzur buldu. Burnuna dolan hafif bir portakal kokusu ile gözlerini kapatıp teslim oldu. Buna ihtiyacı vardı. Uzun zamandır ilk kez kendini bu kadar huzurlu hissediyordu.
Ezgi, genç adamın başı omuzlarındayken ilk defa birine karşı karşılıksız bir şefkat hissetti. Kızın elleri genç adamın omuzlarındaydı. Başını yana eğip, Çağrı'nın kafasına kafasını yasladı. Hayattaki en büyük emeli bu genç adamı sarıp sarmalamakmış gibi, sardı. Tüm yaralarını sarmak istedi, istedi ki yaşlarla dolmuş gözleri, büyük bir mutluluk ile parıldasın ve daima gülsün.
Çağrı ve Ezgi o gece sessiz bir yemin etti. Aralarında kurulan gizli bağ, onların hayat boyu yanında olacaktı. Birbirlerine bağlanmıştı iki genç ancak aradan aylar geçtikten sonra bu gece, bu karla karışık yağmurun yağdığı, alaca gece de birbirlerine bağlandıklarını anlayacaklardı.
Çağrı'nın ayakları, Ezgi'nin çıplak ayaklarına değdiğinde hissettiği soğukluk ile gözlerini açtı. Nasıl da birden koyvermişti kendini? Hem kıza çorap vermeyi de unutmuştu, kızın ayakları buz kesmiş ama yine de sesini çıkarmamıştı. Başını kızın omuzundan ayırıp kafasını eğdi, elleri kızın belinden yavaşça çekilmişti. Ezgi ellerini genç adamın sırtından usulca çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taklit
Ficción GeneralUcu açılmış kurşun kalemi kağıdın üzerinde dans edercesine gezdirdi, kız ince uzun parmaklarını. Renkler kaleminin ucundan akıp bir şelale oluşturuyordu. Yarattığı şaheserin farkında olmadan gözlerini kağıdın üzerine dikmiş, hiçbir şey düşünmüyordu...