22.Bölüm:"Alev alev"

21 4 88
                                    

Merhaba, iyi okumalar dilerim! 

Can Bonomo -Yan

Medya: Ezgi'nin tablosu

Leyla, Sarp'ın belini kuvvetle kavrarken, merdivenlere bir göz attı. Sarp'ın bilinci yerinde olmasına rağmen karnına ve bacaklarında yediği tekmeler dolayısıyla yürümekte zorlanıyordu. Sarp'ın kolu, Leyla'nın omuzundan düşerken, Leyla'nın dudaklarından bir inilti koptu.

Bir on dakika önce gelmiş olsaydı, Sarp'a bunu yapanları mahvederdi. Onu öyle sokak ortasında, büzülmüş, yerine sinmiş halde görünce Leyla'nın içi parçalanmıştı. Neyse ki bilinci yerindeydi, baygın değildi. Yüzü gözü kan içinde kalmıştı, karnına yediği sayısız tekme onu bu kadar halsiz bir hale getirmişti. Sarp'ın yaşadığı kata geldiğinde dudaklarından bir nefes bıraktı. Sarp, görünüşte zayıf, uzun bir bedene sahipti. Hafif olması gerekirdi, ama hiç de öyle değildi.

Eli zile uzandığında beklemeye başladı. Sarp'ın kolu, Leyla'nın omzundan sarkıyordu. Sarp'ın başı Leyla'nın başına doğru düşmüştü. Sarp, kendini ayakta tutmaya çalışıyordu ama her doğrulmaya kalktığında sırtına ve karnına saplanan acı ona engel olmaktaydı. Birkaç saniye sonra adım sesleri kapıda duyulurken birinin sesi daha duyuldu.

"Oğlum, kaç kere demiyor muyum ben, şu evden çıkmadan anahtarınızı alın diye uşağınız mıyım ben?" Sinirli olmayan, ama sinirli gibi görünen sesin sahibi Enes'idi. Kapıyı açtığında Leyla ve Sarp'ı beraber görmenin şokunu yaşarken, Sarp'ın yüzündeki kanı görmesiyle ciddi bir hale geldi.

"Sarp!" Dudaklarından dökülen isim ile anında Sarp'a uzanırken, onun yükünü Leyla'nın üzerinden aldı. Kaşları öfke ve korku ile çatılırken, bir Leyla'ya bir Sarp'a bakıyordu. "Ne oldu? Sarp iyi misin?" diye sordu merakla. İçeride konsoldan oyun oynayan Kaan, sesleri duyduğunda anlam veremeyerek kapıya yürüdü. Sarp'ı gördüğünde, Enes'i oyunda yenmek üzere olduğu için yüzünde oluşan gülümseme de silinmişti. Yüzü kaygı ile kasılırken, Sarp'ın diğer omzunu tuttu. 

Enes ve Kaan, Sarp'a ne olduğu sorarken, salona doğru yol aldılar. Leyla, kimse onu davet etmediği için bir an tereddüt yaşasa da dış kapıyı kapatıp, erkeklerin peşinden içeri girdi. Sarp'ı böyle bir durumdayken bırakamazdı. 

Enes ve Kaan, salonun ortasında duran koltuğa Sarp'ı bırakırken, ikisi iki yanında durmuştu. Leyla, ikisini de es geçip cebinden alelacele çıkardığı peçete ile Sarp'ın kanamaya devam eden dudağının kenarındaki kanı sildi. Açıklamak istercesine konuştu Leyla.

"Onu bulduğumda sokaktaydı. Cüzdanını da boş bir şekilde üzerine atılmıştı." diye konuştu. Siniri bozulmuştu. Bir insan, başka bir insana para için bunu nasıl yapardı? Enes, sinirle yerinde solarken, sol eli yüzünü kavradı. Sinirlendiğinde hep bu şekilde yüzünü sıvazlardı. "Kimseyi gördün mü?" diye sordu Enes. Leyla, başını olumsuz anlamda salladı. "Görmedim. Her kimseler, ben onu gördüğümde çoktan gitmişlerdi." Leyla, hasar tespiti yapmak istercesine Sarp'ın yüzüne baktı. Kaşının birinde hafiften bir sızı halinde kan akmaya devam ediyordu, dudağının kenarındaki patlak, sanki kurumuştu ve şimdi yakından baktığında burnunun da kanadığını ama durduğunu gördü. Acaba bedeni ne haldeydi? Kollarında yere düşmeye bağlı hafif sürtünme izleri vardı, ama tişörtünün altında ve bacaklarında morluklar olduğuna emindi Leyla.

O an ne yapacağını bilemeyerek, evleri yakın olduğu için buraya getirmişti Leyla onu. Kaan, kaygılı gözler ile arkadaşına bakarken, ne yapacaklarını sormak için Enes'e baktı. "Hastaneye gidelim." Kaan, ilk kez yüzü gözü yaralı bir şekilde görüyordu Sarp'ı. Enes'in başına böyle şeyler gelmesi normaldi. Enes dik başlı, kavgacıydı. Hatta Kaan'ın bile bazen vukuatları olmuyor değildi ama Sarp? Onu ilk kez böyle görüyordu. 

TaklitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin