"Ada Eva Gürpınar," derken yüzünde hiçbir mimik oynamamıştı genç adamın. Karşısında duran kadını her gördüğünde hissettiği öfke yine gün yüzüne çıkmıştı, koyulaşan yeşil gözleri fazlasıyla belli ediyordu bu öfkesini.Genç kadının da ondan pek farklı olduğu söylenemezdi. İkisi de büyük rakiplerdi. Aileleri ayrı düşman, birbirleri ayrı düşmandı. Aileler arasındaki düşmanlık yıllardır devam etmesi yetmiyormuş gibi, şimdi de Arslan ile Ada türkiyenin en başarılı iki ayakkabı tasarımcıları olarak büyük rakiplerdi.
"Arslan Karaca," diye konuştu fazlasıyla küçümseyici bakışlarını adamdan esirgemezken. Kadının üzerinde payetli, uzun lacivert bir elbise vardı. Bu geceye tamamiyle uygundu, tam bir gala elbisesiydi.
"Türkiyenin en iyi ayakkabı tasarımcısı ödülü için fazla heveslenmiyorsun değil mi? Hayal kırıklığı yaşamanı istemem." Kendine güvenen sesi Arslanı birazcık bile etkilememişti. Elindeki kadehi yavaşça havaya kaldırıp dudaklarına yaklaştırdı ve bir yudum almadan önce konuştu.
"Gazetelerin 'lezbiyen tasarımcı' diye bahsettiği bir tasarımcıdan bahs ediyoruz, Eva. Emin misin? Bir daha düşün derim ben."
Kadını nereden vuracağını çok iyi biliyordu genç adam. Kadehini yudumlarken sinirden mosmor olmuş kadını izlemekten kesinlikle keyif almıştı. 'Lezbiyen tasarımcı' konusu yeterince sinir bozucu değilmiş gibi, bir de kendisine Eva diye hitap edince iyice cinlerini tepesine çıkarmıştı. Zevk alıyordu onu böyle görmekten.
"Lezbiyen olmadığımı biliyorsun," demekle yetindi. Arslan elbette ki biliyordu Ada Eva'nın lezbiyen olmadığını, sadece onun gibi türkiyede nadir görülen kızıl bir afeti bu yaşına kadar bir kez bile bir erkekle yan yana görmemeleri onların akıllarında soru işareti bırakıyordu. Arslan da bunu fırsat bilip, bu yalan bilgiyi sızdırmıştı magazine.
"Bilemeyeceğim artık, renkler ve zevkler tartışılmaz," derken sırıtmadan edememişti. Gerçekten hobi edinmişti artık onu sinir etmeyi. "Seni asla yargılamıyorum, lütfen yanlış anlama," diye eklemeyi de unutmamıştı.
İyice deliye dönen Ada, çocuk gibi yerde tepinmemek için zor tuttu kendini. Yalancı bir tebessüm yerleştirdi yüzüne, adamı yok sayarak arkasını döndü ve arkadaşlarının yanına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA
Lãng mạn*Yetişkin içerik barındırır!* "Arslan'dan hala nefret ediyorum." Duraksadı, ve tereddütle bakışlarını yere sabitledi. "Ama dün gece o kadar anlayışlı davrandı ki, tanıdığım Arslan'dan şüphe ettim. Dün gece ne o Arslan Karaca'ydı, ne de ben Ada Eva G...