Arslan Karaca : Zor bir soru, ama kırmızı favorim.
Buna ne cevap verilirdi ki?
Ada Eva Gürpınar : Fikrin için teşekkür ederim.
Ada Eva Gürpınar : Değerlendireceğim.
Arslan Karaca : Mesajını görünce şaşırdım. En son reddedildiğimi hatırlıyorum?
Ada Eva Gürpınar : Doğru hatırlıyorsun.
Ada Eva Gürpınar: Bir daha görüşmeyeceğiz diye, fikir sormak da mı yasak?
Arslan Karaca : Haklısın, değil. İstediğini sorabilirsin.
İstediğini sorabilir miydi?
Zaten iki kez rezil olmuştu Ada, yattı balık yan gider düşüncesiyle içinden nasıl geliyorsa öyle davranmaya karar verdi.
Ada Eva Gürpınar : Ne yapıyorsun?
Arslan Karaca : Beklenmedik sorular soruyorsun ama sen?
Arslan Karaca : Babamların evindeydim, şimdi eve geçiyorum.
Arslan Karaca : Hazır yoldayken istersen sana geleyim :)
Arslan'ın dalga geçtiğini biliyordu, ama şu an gerçekten Arslan'ı yanında istedi. Uykusu uçup gitmişti zaten, onunla konuşmak bile cayır cayır yanmasını sağlamıştı.
Ada Eva Gürpınar : Gel.
Arslan'dan bir daha cevap gelmeyince dudaklarını büzdü, acaba gelmeyecek miydi?
Belki de gel demekle hata etmişti.. Nefsine yenik düşmüştü bir an işte.
Yine de yatağından kalkıp etrafına şöyle bir baktı. Olur da gelirse diye.. Evi fazla dağınık olmasa da ortalıkta birkaç eşya vardı.
Telefonu titreyince hemen telefonu eline aldı.
Arslan Karaca : Direksiyon başındaki adama böyle denir mi yavrum? Kocaman otobüse giriyordum az daha.
Arslan Karaca : Geliyorum bak?
Bu defa geç cevap verecek olan kişi Ada olacaktı galiba, Arslan'ın mesajını okuyunca bugün kaçıncı kalp krizini yaşadı sayamamıştı bile.
Arslan ona yavrum mu demişti?
Ada Eva Gürpınar : Bekliyorum.
İçten içe utansa da dayanamamıştı işte. Arslan'ı istiyordu, onunla birlikte olmak istiyordu.
Evi çabucak toparlamaya çalışırken birden zil çaldı.
Beklediğinden çabuk gelmişti.
Koşa koşa kapıyı açtı ve gülümseyerek onu içeri davet etti. Arslan her zamanki Arslan'dı. Siyah gömlek ve siyah kumaş pantolon..
Arslan'ın yüzünde kocaman bir gülümseme vardı, ama anlamaz bakışları da eşlik ediyordu bu gülüşe. Ada'yı baştan aşağı süzünce bakışlarındaki şaşkınlık daha da büyüyordu.
"Beni evcilik oynamak için çağırmadın, değil mi?"
Ada Arslan'ın ne demek istediğini anlamadı, ne diyordu bu adam?
Bakışlarını aşağı eğip onun baktığı gibi üstüne bakınca, bir günde daha ne kadar rezil olabilirim ki diye düşünüyordu. Gerçekten, bugün tüm gün ağlamamak için direnmişti resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA
Romance*Yetişkin içerik barındırır!* "Arslan'dan hala nefret ediyorum." Duraksadı, ve tereddütle bakışlarını yere sabitledi. "Ama dün gece o kadar anlayışlı davrandı ki, tanıdığım Arslan'dan şüphe ettim. Dün gece ne o Arslan Karaca'ydı, ne de ben Ada Eva G...