BÖLÜM 3 - GERÇEKLER

83 7 2
                                    

Hayatım boyunca, her zaman kandırıldım. İlk kırılganlığımı 7 yaşımda yaşamıştım. Ve yine, en sevdiklerim tarafındandı. Babam hep tutumsuz bir insandı, sevgisini dışa vurmaya çaba göstermezdi bile. Onu her zaman değiştirmeye çalışmıştım fakat bir zaman sonra anlamıştım insanların değişmeyeceğini.

Hayatımın en büyük kalp kırıklığını, ilk sevdiğim erkek olarak babam bana yaşatmıştı.

Ve şimdi, yine bir erkek tarafından kalbim kırılmış durumdaydı. Güvensiz kalbimi, karaktersiz insanlara borçluydum demekki. 

''Seni şuan öldürmek istiyorum, '' dedim fısıltıyla.

''Hemen. Şimdi.'

Ama yapamıyordum.

Yapamıyordum, beni kırdıkları, paramparça etiikleri gibi aynısını bende onlara yaşatmak istiyordum ama nefretimi bastıran bir vıcdanım vardı. Nasıl bu kadar hızlı davrandığını anlamadığım bir şekilde, elimden silahı aldı Eymen.

Kontrol ondaydı.

''Beni öldürmek mi istyorsun?' Silahı kafasına dayadı.        

''Ben yaparım,' kısılmış sesimle bağırmaya çalıştım.

''Hayattaki tek tesellimi, yakın arkadışımı, ailemden bile önce gördüğüm, kardeşim dediğim can parçamı benden aldın. Ne uğruna? Anlat!''

Gözlerini uzunca kapattı. Sakin olmaya çalışıyordu.

''Derin olayı. Hatırlamak istemiyorum, tamam mı?'

Tüm sesimi zorlayarak bağırdım.

''Beni kaçırma amacın ne peki? Bekaretimi almak mı? Onca kişinin paramparça ettiği gibi bir de üstüne yeni bir kırık eklensin mi istiyorsun?''

Bir süre sustu. 

Ağır mı konuşmuştum?

Evet.

''Senin benim için olduğunu düşünüyorum.'' Nefes aldı ve devam etti. ''Yanımda olmalısın çünkü yanıma yakışıyorsun. ''

Bağırdım.

''Ya ben böyle olması gerektiğini düşünmüyorsam?  Her şey senin istediğin gibi olmak zorunda değil!''

Parmaklarımla alnımı ovuşturdum ve kısa sürede yerdeki bedene baktım. Konuştu.

''Gidelim buradan.' 

Yanıma geldi ve tırnaklarını resmen derime geçirdi.Canım yanıyordu. Fazlasıyla. Acıya dayanıklı değildim, ne fiziksel, ne duygusal.

''Acıyor.'' Afalladı.

''Ne?''

Gözümden istemsizce düşen bir damla yaş, tırnaklarını derime geçirdiği bölgeye damladı. Korkunç bir hisle çırpındım.Sonunda anlamış olmalı ki,

''Özür dilerim.'' dedi. 

Elini aşağıya doğru indirdi ve elimi tutmak için izin istedi. 

Ve bende bana ne yapacağını bilmediğin bu yabancı adama, izni verdim.

**


Arabadaydık. Uyumamak için kendimi zor tutuyordum, uyumamalıydım çünkü kabus görmekten korkuyordum. 

Oyalanmak için torpidoyu açtığımda bir sürü fotoğraf ayaklarımın önünde düşüverdi. Gözlerimi kıstım ve anında kaşlarım çattı.

Derin ile birlikte vakit geçirdiğimiz neredeyse her an fotoğraflanmıştı ve gözümün önündeydi. O, bunca zamandır bizi izliyordu ve bir sapık gibi fotoğraflarımızı çekmişti.

Neden beni kaçırdı?

Derin'i kaçırabilirdi?

Onu hemen öldürmek yerine, işkence yaparak sonunda işini bitirebilirdi. 

Ve yine, neden beni kaçırmıştı?

Torpido'dan dökülen fotoğraflara karşılık, tepki vermemişti. 2 dakika önce olduğu gibi normal bir şekilde arabayı sürüyordu.

''Bana gerçekleri anlat. '' ''Bana, neden beni kaçırdığını anlat. Neden Derin'i öldürdüğünü anlat. Kim olduğunu anlat. Merak ediyorum! Bana gerçekleri anlat.'' 

Kaşları çattı, bana cevap vermeyecek diye düşünürken arabayı durdurdu ve sessiz sakin konuşmaya başladı.

''Derin bir katil. Derin bir düzenbaz. Derin bir yalancı. Derin, günahsız bedenin katili. Şimdi söyle? Günahsız bir bedeni mi öldürmşüm, yoksa hakeden bir kişiyi mi?''

''Sana inanmıyorum!'' 

İyice sesimi yükselttim.

''İki günlük bir adam için yıllarca olan dostumu satayım mı yani? Buna inanmamı mı bekliyorsun!''

Güldü.

''İnanıp  inanmamak da sana kalmış. Sana illa inanacaksın diyen yok. Gerçekleri istedin, gerçekleri anlattım. '' Kaşları kalktı. ''Ha birde, beni neden kaçırdın diyordun değilmi?''

''Açıkça söyleyeyim kızım,'

''Öldürdüğüm kızı takip ederken yanında olduğunu fark ettim ve onu takip etme bahanesiyle seni takip ettim. Hep yanındaydın. Zaten onu hemen öldürecektim, takip etmeme falan gerek yoktu. Her yediği haltı biliyordum. ''

'' Ne bileyim, hoşuma gittin işte.''

Gözlerimi dikmiş ona bakıyordum. Devam etti.

''Yaşadığın her şeyi, en ince ayrıntısına kadar biliyorum. Hatta, hayatınla ilgili bilmediğin şeyleri, ben biliyorum.''

Kimdi o?

Günahsız bir bedenin katili?

Bir sapık?

Ruh hastası?

Hepsini birleştirince ortaya çıkardığım tek sonuç oydu.

Benden hoşlandığını söylüyordu. 

Oyuncak değildim. 

Hele, onun elinde bir oyuncak olmaya hiç niyetim yoktu.

Merhabalar, bu bölümün kısa olduğunun farkındayım. Ama bir ton ödevim ve çok da uykum var. Hani olurda belki motivasyon yorumları ve oyları gelir diye, zordan yazılmış bölüm. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım ancak bugün gerçekten berbat bir gündü. 

Diğer bölümü umarım uzun yazarım.

Spoi;

***

Derin meselesi bitmedi. Konu burda kapanmıyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÜLRENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin