Bu bölümde yungi ve jongsang'ın kavuşmalarını okuyacaksınız. 😄
İyi okumalar...
.....
"Oofff! Ne yapacağım!? Nasıl söyleyeceğim?"
Mingi sahilde bir oraya bir buraya yürüyerek kendi kendine söylenirken, neden bir anda yürek yemiş gibi ortaya atıldığını da bilmiyordu.
"Ya beni reddederse napacağım?"
Bu şekilde bir süre daha devam ettiğinde yunho'nun kocaman gülüşü görüş alanına girdiğinde olduğu yere çakıldığını hisseti. O gülüş kalbinin ritminin değişmesine neden olacak kadar büyüleyiciydi.
"Y-yunho?"
Yunho mingi'nin bu haline gülümseyerek ona yaklaştığında heyecandan titrediğini hissetmişti.
"Sen, titriyor musun?"
Mingi başını iki yana salladıktan sonra kendini bir anda kumların üzerine bırakmıştı.
"Yavaş..."
Yunho aniden bunu söyledikten sonra bir müddet mingi'yi izledi. Rahat görünen kıyafetlerinin arasında bile o kadar yakışıklı görünüyordu ki...
"Beni neden çağırdın mingi?"
Yere, mingi'nin yanına oturken sorduğu soruya bir süre cevap alamazken bakışları mingi'ye kaymıştı ki göz göze gelmeleri bir oldu.
"Mingi? İyi misin sen? Birden atınca kendini bir yerini mi yaraladın yoksa?"
Yunho telaşla bedenini mingi'ye çevirdiğinde mingi başını olumlu anlamda salladı.
"Neresi? Neresi acıyor?"
Mingi biraz yunho'ya yaklaştığında aralarında santimler vardı. Mingi iki eliyle yunho'nun yüzünü kavrayarak kendine çektikten sonra dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp geri çekilmişti.
"Kalbim yunho. Kalbim acıyor. Seni gördüğüm, duyduğum, hissettiğim her an. Tedavisi ya da ölümü de senin ellerinde."
Bu cümleden sonra yunho utancından kızarırken, mingi aşık olduğu adamın yüzünü yakından inceliyordu. Aralarındaki sessizlik uzarken duyulan tek ses insanların ve sahilin sesi gibi olabilir ama iki gencin kalp sesleri de vardı.
"Yunho. Biliyorum. Reddedebilirsin. Ölümü felan dedim diye reddedemiyor--"
Mingi'nin lafını kesen yunho'nun dudakları ve dudaklarındaki o mutlu tebessümdü. Mingi de yunho'ya karşılık verdiğinde uzunca bir süre ayrılamadılar birbirlerinden, sanki uzun süredir hasretini çekiyorlarmış gibi.
En sonunda yunho kendini geri çektiğinde iki genç alın alına vermiş ve soluklanmaya başlamışlardı.
"Aslında böyle hayal etmemiştim."
Yunho'nun dediklerine karşı mingi kendini biraz geri çekerek ona baktı.
"Ne demek bu?"
Yunho yine utanmaya başladığında mingi yüzünü avuçlayarak ona bakmasını sağladı.
"Söyle hadi."
"İlk öpen seme olur diye birşey duymuştum baya önce ve sen beni buraya çağırdığında itiraf edeceğini tahmin ediyordum. Yani olmadı."
Mingi yunho'nun bu dediklerine güldüğünde yunho da ona katılmıştı. Birkaç dakika öylece gülüşmelerinden sonra sahilde gönüllerince eğlenmişler ve sonrasında evlerine dönmüşlerdi...