"Hadi ama yunho! Dans bile edemiyor musun yani?"
San bıkkınlıkla derin bir nefes vermiş ve boş sınıfın bir köşesine bırakmıştı kendi. Okula geldiklerinden beri yunho ile parti için alıştırma yapmaya başlamışlardı ama sonuç pek parlak görünmüyordu.
"San kusura bakma. Şu ana kadar hiç sevgilim olmadı. O yüzden nasıl davranmam gerektiği bilmiyorum."
San bakışlarını ayakta ona bakan yunho'ya çevirmişti. Aslında yakışıklıydı yunho. Hemde fazlasıyla ama şu ana kadar nasıl hiç sevgilisi olmazdı?
"Sorun değil. Saten partide amaç yanında birinin olması. Merak etme. Seni başka şeyler için zorlamam."
Yunho başını olumlu anlamda salladıktan sonra elini san'a uzattı.
"Yerden kalk. Hasta olabilirsin."
San gülümseyerek elinden tutup ayağa kalktığında sınıfın kapısındaki pencereden kendilerini izleyen bedeni fark etti. Wooyoung ile göz göze geldiklerinde san kaşlarını çatarak ona bakarken wooyoung ne yaptığının farkına vararak kapıdan uzaklaşmış ve koşar adım ilerlemeye başlamıştı.
"Hey! Sen."
Wooyoung arkasından gelen ses ile olduğu yerde kalırken içinden 'şimdi sıçtın wooyoung.' Demeyi ihmal etmemişti. Yavaşca arkasına döndüğünde san ile göz göze gelmişti.
"Sen hayırdır?"
Wooyoung kendinden emin bir şekilde san'a bakarken, san ona doğru gelmeye başlamıştı. Tam karşısına geldiğinde wooyoung'a anlamsız bir sıcaklık basmıştı.
"Neden bizi izliyordun?"
San sessiz bir tonda sorduğunda wooyoung derince yutkundu. Yakınlıklarından nefesi yüzüne vuruyordu ki bu wooyoung'u etkilemekten başka bir işe yaramıyordu.
"Ş-şey ben yunho için gelmiştim."
San'ın yüzünde alaylı bir gülüş meydana geldiğinde tam san birşey diyeceği anda yunho'nun "wooyoung?" Diye seslenmesi ile birkaç adım çekilerek yunho'ya bakmıştı.
Yunho birkaç adımda yanlarına vardığında bir san'a bir hafifçe kızarmış wooyoung'a bakıyordu.
"Sen niye geldin woo?"
Wooyoung derin bir nefes alarak "Sana bakmaya gelmiştim. Yapabiliyor musun diye." Dediğinde san gülmekten kendini alıkoyamamıştı. San gülerken wooyoung gülüşünde takılı kalmıştı.
'Ne kadar güzel gülüyo.' Yunho wooyoung'un dediğini duyduğunda omzuna öyle bir geçirdi ki wooyoung acıyla "ah! Ne vuruyorsun be!?" Diye cırladığında san gülmeyi kesmişti.
Yunho gözlerini kocaman açarak wooyoung'a baktıktan sonra san'a döndü.
"Daha sonra devam edelim."
San başıyla onayladıktan sonra wooyoung'a kısa bir bakış attığında göz göze gelmişlerdi. Hemen kendine gelerek ilerlemeye başlamış yunho ile wooyoung'u yanlız bırakmıştı.
"Salak! Az önce ne dediğinin farkında mısın!?"
Wooyoung anlamayan bakışlarla yunho'ya bakmaya başladığında yunho onu taklid ederek 'Ne kadar güzel gülüyo' dediğinde wooyoung dehşete düşmüş gibi san'ın gittiği yöne doğru bakıp tekrar yunho'ya döndü.
"Ben onu dışımdan mı söyledim!?"
Yunho başını olumlu anlamda salladığında wooyoung başına vurarak 'salak kafam' diyerek sınıflarına doğru ilerlemeye başladığında yunho da onu takip etmeye başlamıştı.
...
"Nasıl ya!? Ben yunho çok iyi dans ediyor diye biliyordum."
Seonghwa'nın söylediğini san omuz silkerek derince düşüncelere daldı. Wooyoung'a yaklaştığı anda kalbini sesini duymuş muydu acaba?
"San!? Yine gitti bu!"
Mingi san'ın omzuna vurduğunda irkilerek mingi'ye döndü.
"Ne var be!?"
"Diyorum ki orada havalar nasıl?"
San mingi'ye göz devirdikten sonra öylece oturmaya devam etti. Birkaç dakika sonra sessizliği bozan yine san oldu.
"Partiye kaç gün kaldı?"
"3 gün olması lazım. Bu hafta sonu değil mi?"
Jongho ve mingi Seonghwa'yı onayladıktan sonra San dehşete düşmüş gibi diğerlerine bakmaya başladı.
"3 gün var! Benim ne sevgilim hazır, ne kıyafetim!"
...
Asıl olaylar şimdi başlıyor~~
Merakla yeni bölümleri bekleyin~♥
.11.01.21.