"Hm-?"
Bu tepkiyi beklemediğin için garip garip ona baktın bir süre.
"Otur dedim."
Gözlerini kırpıştırıp tekrar sandalyeye oturdun.
"Tabii...?"Levi sana bakmadan işiyle ilgilenmeye dönmüştü. Sen de parmaklarınla dizine ritim tutmaya başlamıştın.
"Ee? Hani gitmemi istiyordun?""Fikrimi değiştirdim. Hiçbir yere gitmiyorsun."
"Neden ki?"
Nedenini biliyordun aslında. Cevap gelmemişti.
"Levi?"
"Ne var."
(Soru cümlesi olmasına rağmen tonlamayı normal cümle kurar gibi yaptığı için sonunda soru işareti yerine nokta koydum linçlemeyin ehe-)
Gülümsedin.
"Tsurugi ile alakalı değil yani?"
Levi kafasını kaldırıp soğukça sana baktı.
"Ne alakası var onunla?""Yalnızca bir düşünceydi. Eh, o zaman birliğimin yanına inmemde bir sakınca var mıdır? Molalarının bitmesine az kaldı."
Levi kafasını işinden kaldırmadan konuştu.
"Bana ne?""Onların yanına gitmemde sorun yok yani."
"Yok."
"Ama Tsurugi'nin yanına gidersem va-"
"Birliğinin yanına dön."
Levi ya Tsurugi'den ölesiye nefret ediyordu ya da seni kıskanmıştı. Bundan emin olamamıştın fakat ikinci seçeneğin düşüncesi nedense... içinin kıpır kıpır olmasına sebep oluyordu. Onu daha fazla bunaltmamak için oturduğun sandalyeden kalkıp kapıya ilerledin bir elini sallarken.
"Öyle diyorsanız öyle olsun Yüzbaşım."
Sen çıkmadan önce Levi homurdandı.
"Neyse ne."Çıkıp kapıyı kapattın ve dışarı ilerledin. Ekibinle buluşman gerekliydi.
(Levi'ın ağzından)
(y/n) odamdan çıkınca arkama yaslanıp iç çektim. Tsurugi'yle alakalıymış. Tch. Ne işim olur o aptalla benim?
Tüm bu saçmalık başımı ağrıtıyor. Bir bardak daha çay almak için yerimden kalkıp odadan çıktım ve mutfağa ilerledim. Yalnız kalmak istiyordum. Birinin ağzından çıkacak tek kelimeye dahi katlanmak istemiyorum.
(3. Kişinin ağzından)
Askeri eğitim alanına ilerlerken Askeri Polislerin bir şeyler konuştuğunu duydun ve durup dinlemeye karar verdin. Adamlar oldukça sinirli gibiydi.
"Şu mülteciler... erzak depomuzu yağmalamaktan başka bir halta yaramayacaklar."
"Aynen öyle! Saçmalık resmen. Ölmelerine izin verememişleri mi?"
"O bölgede görevli bir arkadaşım var. Az kalsın mültecilerden bir velet ona saldırıyormuş. Verilen erzağı da reddetmiş."
"Aptala bak! Yemeyecekse açlıktan gebermesi kimsenin umurunda olmaz."
Ellerini arkada birleştirip yanlarına ilerledin.
"Merhabalar."Adamlar seni görünce bıkkın bir ifadeyle baktılar.
"Ne istiyorsun?"Kaşlarını kaldırıp omuz silktin.
"Hiç? Muhabbetinize dahil olmak istedim o kadar."Adamlardan diğeri sırıttı.
"Sen mi? Hangi komutanın köpeğisin bakalım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar (Levi x Okuyucu)
RandomYeraltında, kendini tam ortasında buluverdiğin beladan bir gün çekip çıkartılıyorsun. Ne olduysa da o gün oluyor zaten her şey. Kurtarıcın olarak baktığın kişiler en yakın arkadaşların oluveriyor bir anda. Bazıları en yakın arkadaştan da ötedir belk...