"Jaegar'ın deve dönüştükten sonra sana saldırdığı doğru mu?"
"Evet, doğru."
Bu sözden sonra tüm salondan uğultular yükselmeye başladı.
"Biliyordum. Sonuçta o da bir dev sadece."
"Bu çocuk sadece başımızı ağrıtacak."
"Belki de Nick haklıydı."
Sonra Mikasa devam etti.
"Ama... bundan önce dev formundayken iki defa hayatımı kurtardı. İlkinde ben bir deve yem olmak üzereyken, ikincisinde de Armin, Eren ve benim üzerime top atışı yapılacağı zaman. Bunları da göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum."Mikasa'nın söyledikleriyle işlerin biraz daha değişebileceğini düşünsen de karşıdaki adam itiraz etmiş, duygularının esiri olarak böyle söylediğini öne sürmüştü. Sözlerini de Mikasa'nın geçmiş yaşantısıyla ilgili birkaç bilgiyi paylaşarak temellendirmişti. Sıkılmaya başladığını hissediyordun. Herkes Eren'in karşısına geçmekteydi yavaş yavaş. Hatta Mikasa'dan bile şüpheleniyorlardı. Eren birden sinirle bağırmaya başladı. (Kesinlikle hiç tarzı değildir bağırmak falan aaaa-)
"Bekleyin lütfen! Ben canavar olabilirim ama onun bu işle bir ilgisi yok! Hiçbir ilgisi yok!"
"Tabii! Sanki sana inanırız da!"
"Doğruyu söylüyorum!"
"Koruduğuna göre o da senin gibi olmalı!"
"HAYIR!"
Eren'in avazı çıktığı kadar bağırmasıyla herkes kalakalmıştı. Ne gariptir ki (!) bir tek sizin ekip sanki pembe dizi izliyormuşçasına bakıyordu ona.
"Hayır... yanılıyorsunuz... Üstelik sadece dediklerinizi desteklemek için kesin olmayan tahminlerle konuşuyorsunuz."
"N-ne... ne dedin?!"
"İlk olarak siz hiç dev görmediniz! Neden bu kadar korkuyorsunuz? Gücü olan savaşmayacaksa kim savaşacak? Siz bunu yapamayacak kadar korkaksanız en azından bana engel olmayın! Sizi... sizi korkaklar... Çenenizi KAPATIP HER ŞEYİ BANA BIRAKIN!"
Herkes donakalmıştı. Askeri Polis'in yüzündeki ifadeyi gördüğünde Levi'a baktın. Sessizce fısıldadın.
"Şu öfke problemleri olan manyak yüzünden başımız belaya girecek."
Levi hala Eren'e bakarken başıyla onayladı.
"Mhm."Sonra karşıdan bir ses geldi.
"Silahını hazırla!"Tepkisiz bakışlarla silahını Eren'e çekmiş olan adama bakmaktaydınız. Gözlerini kapattın iç çekerken. Ardından Levi'a seslendin. Hala sinirliydin ona, orası ayrı tabii.
"Eh... galiba sahne sana ait yüzbaşım."
Levi sana baktı ve sakince Eren'in yanına ilerledi. Eren korku dolu bakışlarla adamlara bakarken Levi suratına tekmeyi koymuş, bir dişinin fırlamasına sebep olmuştu.
Çocuk neye uğradığını şaşırmış halde Levi'a döndüğünde Levi bir de karnına tekme vurdu, onu yakasından tutup dizini suratına geçirdi, habire yüzüne ve karnına vurmaya başladı.
Bu olanları sizin birlik hariç herkes şaşkınlıkla seyrediyordu. Bir de Mikasa tabii. Mikasa tam anlamıyla sinirden köpürmüştü, Armin ise onu tutmaktaydı.
"Anlamış cidden. Zekiymiş."
Mikasa Armin'in onu bırakmasını sağlamaya çalışırken Eren'in yüzü, aldığı darbelerden ötürü kan içinde kalmıştı. Mikasa'ya göz ucuyla bakıp belirsizce sırıttın. Sanki Armin onu bıraksa gidip bir şey yapabilecekmiş gibi davranması sinirine dokunmuyor değildi. Acemiler arasında birinci olmak çok büyük bir şeydi elbette fakat yapılan bir aptallıkla hepsi tek kalemde silinirdi. Mikasa'nın kolunu kavrayıp sertçe baktın ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar (Levi x Okuyucu)
RandomYeraltında, kendini tam ortasında buluverdiğin beladan bir gün çekip çıkartılıyorsun. Ne olduysa da o gün oluyor zaten her şey. Kurtarıcın olarak baktığın kişiler en yakın arkadaşların oluveriyor bir anda. Bazıları en yakın arkadaştan da ötedir belk...