Yazar-chan'ın gevezelik köşesine hoş geldiniz sefalar getirdiniz efenim. Bölüm güzel mi oldu emin değilim, ikinci defaya okuma fırsatım olmafı ama umatım keyif alırsınız ♡ bölümün en sonundaki kısma da bakarsanız çok sevinirim.
He bi de yorum yazın okumak valla çok zevkli dkakfkzkglbxgözkhk
İyi okumalar!
~~~~~~~~~~~~~~~○~~~~~~~~~~~~~~~
Levi ile el ele tutuşmuş halde cesetlerin önünde oturuyordunuz hala. İkiniz de aranızda geçen ufak kknışmadan sonra tek kelime etmemişti. Dişi devin beraberinde getirdiği sorunlara karşı edindiğiniz bilgiler çok azdı. Yine de bir adım bile ileri gidebilseniz faydasını göreceğinizi düşünüyordun fakat bedelini gerçekten ağır ödemiştiniz.
İki asker yanınıza yaklaştı. Onların ifadesi de sizinkinden farklı görünmüyordu. Bir tanesi söze girdi.
"Efendim... onları almamız gerekecek."
İkiniz de başınızı askerlere çevirdiniz. Sen başınla onaylarken Levi konuşmadan cesetlerden bir tanesinin örtüsünü açtı çok az. Ceketin üzerindeki armaya baktı ve gözlerini kısıp o armayı ceket üzerinden sökmeye koyuldu.
Armayı aldığında sağ bacağına ağırlığını vererek kalktı ve sana baktı.
"Erwin'in yanına gidiyoruz."
İç çekerek doğruldun ve başınla onayladın.
"Pekala, gidelim."
Sonrasında yanınıza gelen askerlere elini kaldırdın selamlar gibi. Askerler hazırolda geçmenizi bekledi ve arkanızdan cesetleri arabaya taşımaya devam ettiler. İkiniz birlikte yürümeye koyulmuştunuz bu sırada.
"Ayağın nasıl? Canın çok yanıyor mu?"
Levi kısık ses tonuyla devam etti.
"Beş dakika önce iyiyim dediğimi hatırlıyorum."
"Biliyorum, 'nedense' iyi olduğuna ikna olamıyorum. Yardımcı olmamı ister misin?"
Bu defa göz ucuyla sana bakmıştı.
"Ne yapabilirsin ki? Gidip tedavi olacağım, hepsi b-"
Derken onun öbür yanjna geçerek koluna girmiştin. Levi duraksadı fakat yürümeye devam etti.
"Canının daha az yanmasını sağlayabilirim."
Levi bir süre sana baktı yürürken. Sonra önüne dönüp oldukça kısık bir sesle mırıldandı.
"Her... neyse. Teşekkürler sanırım."
Yüzüne ufak, acı bir gülümseme yayıldı.
"Ne zaman ihtiyacın olursa..."
Bu şekilde biraz yürüdünüz ve Erwin'in yanına yaklaştığınızda bağırışmalar duymaya başladınız. Bu sahneyi defalarca gördüğünüz veya duyduğunuz için ne olduğunu tahmin etmek pek de zor olmamıştı. Levi sesleri duyduğu anda kolunu yavaşça senden ayırdı.
Erwin'in önünde iki üç askerin birbirine bağırdığını görmüştünüz.
"Ivan bizim çocukluk arkadaşımız! Anne ve babasını tanıyorum, en azından oğullarının cesedini oblara götürmek istiyorum!"
Bir elinle alnını ovaladın. Her görev dönüşü aynı kaos çıkıyordu. Bu askerlerin arkadaşlarının cesedine ulaşılamamıştı belli ki.
Bir diğer adam konuşan askere karşılık vermişti gergince.
"Bencilce konuşmayı kes!"
Onlara bakarak söze girmiştin Erwin'le konuşurcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar (Levi x Okuyucu)
RandomYeraltında, kendini tam ortasında buluverdiğin beladan bir gün çekip çıkartılıyorsun. Ne olduysa da o gün oluyor zaten her şey. Kurtarıcın olarak baktığın kişiler en yakın arkadaşların oluveriyor bir anda. Bazıları en yakın arkadaştan da ötedir belk...