Duyduğun şeyle olduğun yerde donakalmıştın. Gözlerin kocaman açılmış ve yüzün kıpkırmızı olmuştu. Yanlış duymadığını umuyordun.
"E-...efendim?"
Levi merdivenin başında dikilirken sırtını duvara yasladı ve kollarını kavuşturdu. Sakince sana bakıyordu.
"Duydun."
Bir an için ne diyeceğini bilememiştin. Derin bir nefes aldın ve hala kıpkırmızıyken gülümsedin.
"Çıkarım."
Bunu duyunca yüzünde belirsiz bir gülümseme oluşmuştu Levi'ın. Kollarını serbest bırakıp yaslandığı duvardan ayrıldı ve sana doğru yürümeye başladı. Önünde durdu ve sana baktı. Ardından elini senin yanağına yerleştirdi. Yanağını okşamıştı baş parmağıyla.
"İyi. Reddedeceğini düşünmüyordum zaten."
Yanağından elini çekip arkasına döndü ve bu defa merdivenden çıkmaya başlamışken sana bakmadan konuştu.
"Sabaha kadar orada dikilmezsen iyi edersin. Ayakta uyurken işe yaramazsın sonuçta."
Olduğun yerde kalakalmıştın ve nasıl hala nefes aldığından bile pek emin değildin- Levi'ın da sözlerinin pek nazik olmadığı doğruydu. Bu tür duyguları nasıl ifade edeceğini pek bilmiyordu ama emin olduğu bir şey varsa o da...
"Seni çok seviyorum (Y/n)."
~~~~~~~~~~~~~~~○~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah herkes kendi halindeydi. Eld ile Gunther dışarıdaki merdivenlerin orada oturmuş laflıyorlardı. Senin takımın duvar kenarındaydı ve Kiyoshi dışındakiler oldukça yorgun duruyordu. Oluo ve Petra atların yanındalardı. Petra dalgın duruyordu gerçi.
Ve sen mi? Gece uyuyabileceğini düşünüyor muydun gerçekten?
Zaten uykusuz biriydin ve dün gece olanlardan sonra da iyice uykun kaçmıştı. İçin içine sığmıyor gibi hissediyordun. Levi ile sevgili miydiniz yani?
Sonrasında Levi'ın atıyla birlikte eski karargahın bahçesine geldiğini gördün. Etrafı dolaşıp geleceğini söylemişti. Eld ve Gunther onu gördüklerinde ayaklanıp asker selamında durdular. Levi atını durdurup onlara döndü.
"Hemen hazırlanın. Devriyeye çıkıyoruz."
İkisi de hemen ciddileşmiş ifadeleriyle aynı anda konuştular.
"Hai!"
Devriyeye gideceğinizi duyduğunda kendi takımındakilerin yanına ilerlemiştin. Takımın seni gördüğünde asker selamında durdular. O sırada Eren de hemen Levi'ın yanına gitmişti.
Dördüne baktıktan sonra başınla atların orayı işaret ettin.
"Hazırlan Kiyoshi. Devriyeye çıkacağız.
"Emredersiniz!"
Yanlarından ayrılıp kendi atını almaya gittin. Uykusuz olduğun için yorgun hissettiğin doğruydu. Dünü hatırladıkça da midende kelebekler uçuşuyormuş gibi hissediyordun ama sana göre profesyonel bir asker, hayatında olup bitenleri mesleğine yansıtmamalıydı. Düşüncelerini uzaklaştırmayı başararak atına bindin.
O sırada Kiyoshi diğer takım arkadaşlarına dönmüştü. Hillary gülümsedi.
"Her şeyin bir bedeli var diyorlar Kiyo~"
Kiyoshi atların oraya giderken homurdandı.
"Yalnız bir farkla."
Alex bir kaşını kaldırdı.
"Ne gibi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Dostlar (Levi x Okuyucu)
RastgeleYeraltında, kendini tam ortasında buluverdiğin beladan bir gün çekip çıkartılıyorsun. Ne olduysa da o gün oluyor zaten her şey. Kurtarıcın olarak baktığın kişiler en yakın arkadaşların oluveriyor bir anda. Bazıları en yakın arkadaştan da ötedir belk...