7. Bölüm

2.7K 173 123
                                    

Verdiğiniz vote ve yorumlar benim yazma isteğimi arttırıyor. Bu yüzden eksik etmezseniz sevinirim 💖

İyi okumalar!

Eren ve Armin'i arkamda bırakmış aşağı doğru inerken yüzümün kıpkırmızı olduğunu, ellerimin titrediğinin farkındaydım. Yarın sabah bile Yüzbaşı Levi ile yüzleşebileceğimi düşünemiyorken onu şimdi görecek olmam beni deli gibi strese sokuyordu.

Merdivenlerden elimi çektim ve açık kapıya yöneldim. Her adımımda daha da yaklaşan soğuk hava dalgası rahatlamama yardımcı oluyordu. 

Sonunda yüzbaşının yanına geldiğimde anlam veremez bir şekilde bakıp kaşlarımı hafifçe çatarak sordum. "Buraya neden gelmiştiniz?"

"Odamda çantanı unutmuşsun." Dedi, çantamı bana doğru uzatırken.

Elimi alnıma götürüp, "Teşekkür ederim." Dedikten sonra çantamı elinden alırken elim, eline temas etmişti.

Teni, dokunuşu, hislerim ve sözleri...

Bana dokunuşu ile rüyam kafamdan hızlı bir şekilde geçerken yutkundum.

"İyi misin?" Kafamı kaldırmadım, cevap da vermedim. "Mikasa, iyi misin?"

"İyiyim." Dedim, kapıyı suratına doğru kapatacakken ittirip kapatmamı engelledi.

"Kıpkırmızısın. İyi görünmüyorsun. Biraz hava almak ister misin?" Birbirimizi görebilecek kadar aralanmış olan kapıyı ittirmeyi ikimiz de bırakmıştık. Elini kaldırdı ve alnıma götürdü. "Ateşin çok yok ama sıcaksın. Çık dışarı, Mikasa. Gürültü seni daha kötü yapar."

"Gerçekten gerek yok..."

"Bu bir emir, Mikasa eğer şimdi dışarı çıkmazsan bir hafta daha sana temizlik yaptırmayı düşüneceğim."

Çantamı kapının yan tarafına bırakıp, kapıyı tamamen açtım. Sanırım biraz hava gerçekten iyi gelebilirdi ama yanımda o varken, düşüncelerimin susabileceğinden emin değildim.

Yüzbaşının yanında yürürken zihnim asla susmuyordu. Onunla olan düşünceler dönüyordu. Az önce benim için endişelendiğine şahit olmuştum. Sanırım göründüğü kadar kalpsiz biri olmayabilirdi.

"Canını o piç kurusu mu sıktı?"

"Aslında hayır," kafamı da dediklerime uygun bir şekilde salladım. "Ben kendimin en büyük düşmanıyım. Eren'in bir şey yapmasına gerek yok."

"Sonunda anlayabilmene sevindim."

"Bugün için özür dilerim." Dedim, pat diye. "Üstümdünüz yaptığım düpedüz saygısızlıktı, temizliği de beceremedim, yetmedi bir aptal gibi çantamı odanızda unutup sizi buraya getirdim. Özür dilerim."

"Yaptığın saygısızlıktı ama anlamış olman güzel bir şey. Temizliği de beceremedin değil," Tanrım, yüzbaşı beni mi teselli ediyordu? Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. "Temizliği tamamen batırdın. Tch, hayatında hiç bez tutmadın mı sen?"

"Ha?" Yüzbaşının teselli ile başlayıp kızarak bitirmesi ister istemez beni güldürdü. "Aslında pek temizlik yaptığım söylenmez. Genel de Armin bakar bu işlere."

"Tek bildiğin şey savaşmak mı?"

"Hayır." Diye yanıtladım onu.

"Evet, birde o piç kurusunu sevmek var."

"Eren'den öyle bahsetmeyi keser misiniz? O benim arkadaşım. Ondan beni sevmesini bekleyemem ki bu benim hatam."

"Hayır, seni görmemesi onun hayatının hatası."

Bölüm ve hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşünceleriniz beni çok motive ediyor. Buraya yazarsanız çok sevinirimm.

İyi geceler 💖

İrade • Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin