5. Bölüm

2.7K 160 125
                                    

İyi okumalar!

Lanet olsun, her şeyi baştan temizleyecektim ama yüzbaşının gözlerinden ateş çıkarken sicilimi nasıl temiz tutacağımı bilmiyordum.

Acele ile elimdeki tepsiyi masaya bırakıp temiz bezlerden birini alıp üzerine doğru temizlemek için adım attım.

Yüzbaşı geriye doğru çekilirken ayağım masanın ayağına takılmış, üzerine doğru düşmüştüm. 

Evet, tam şu an Yüzbaşı Levi, vücudum ve sıraların arasında sıkışmıştı.

Yutkunduğunu görebiliyordum. Yüzüne ilk defa bu kadar yakındım. Güzel biçimli yüz hatları, hafif griye çalan mavi gözleriyle gözlerim kesişti.

O an neden birliğe katılmadan önce kadınlar arasında popüler olduğunu anlamıştım. Böyle bir adamı kim sevmezdi ki? Güzel, güçlü, iyi giyiniyordu. Dürüst olmak gerekirse birlik dışında kibar ve ince düşünceliydi.

"Mikasa," dedi, hırıltılı bir tonda. Kendime gelerek geriye çekildiğim an üzerindeki tişörtü tek hamlede yukarı sıyırdı ve sıranın üzerine bıraktı.

Açığa çıkan karın kasları, açık renkli tenindeki kavisler, çıkık kemikleri... Yutkunarak kafamı kaldırdığım an yüzbaşının ruhsuz bir ifade ile bana baktığını fark etmiştim.

"Üzerini çıkartmayacak mısın?"

"Ha?" Şaşkınlıkla yüzbaşına baktım. "Beni yanlış anladınız.." diye açıklama yapmaya başladığım an bakışları ile vücudumu gösterdi.

"Üzerin berbat görünüyor, velet."

Gözlerimi rezil olmanın verdiği dürtü ile kıstım. Neyse ki yüzbaşı üzerime gelip daha fazla utandırmadı ama ben baştan aşağı kızarmıştım.

"Eve git, ben buraları toparlarım." Dediğinde kafa sallamaktan başka bir şey yapamadım.

Bugünü tarihten silmek bile utancımı geçirmezdi. Üzerimi değiştirip eve doğru yol aldım. Yol boyu aklımda yüzbaşının yüzü canlanıyordu. Sahi ince düşünceli bir adamken Eren'e karşı nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?

Evin kapısına geldiğim an zile bastım. İçeriden gelen son zamanlarda alışık olduğum gürültü her zamanki gibi ağırdı.

Tam beklediğim gibi Armin kapıyı açtı. Yorgun yüzümü görünce, "İyi misin Mikasa?" Diye sormuştu.

Kafamı hafifçe sallayarak yanıtladım onu. "Kıpkırmızısın, biri mi sinirlendirdi seni?"

"Hava." Dedim dışarıya bakarken. "Çok sıcaktı, biraz yoruldum."

Armin anlayışla kafasını salladığında ona gülümsedim ve merdivenlere yöneldim. Üst kata çıkmadan son kez arkamı döndüğümde ise görmek istediğim görüntü hiç iç açıcı değildi. Eren, üst rütbelerden bir kız ile öpüşüyordu.

"Eminim, sevişmeleri çok ateşli olur." Dedi, yanımdan gelen bir ses.

Kafamı çevirdiğimde bana doğru sırıtan Ymir'i gördüm. Historia Ymir'e kızgın bir şekilde baktı ardından bana döndü. "Onu boşver Mikasa, ne dediğini bilmiyor."

"Sorun değil." Dedim, ruhsuz bir ifade ile. "Biz sadece arkadaşız." O kızı dudaklarını ayırmadan geriye yatırıp öptüğü an çevresindeki insanlardan ıslık sesleri kulaklarıma ulaşmıştı. "Arkadaşım adına mutlu olmalıyım." Diye kendi kendime mırıldandım. "Umarım bu sefer aşktan yana şanslı olabilir."

Arkamı döndüm ve odama doğru çıkarken arkamdan Historia'nın göründüğü gibi olmadığı konusundaki tesellilerini, Ymir'e kızmasını duyuyordum ama umursamadım.

Her şey çok açıktı. Diyebileceğim hiçbir şey yoktu. Eren'in hayatında etkisiz elemandan ibarettim ben. Hiçbir şekilde etki edemiyordum. Bu küçüklüğümüzden beri böyleydi, hiç değişmemişti.

Kapıyı açtıktan sonra üzerimdeki gömleği saniyesinde çıkartıp fırlattım yere. Ardından kapıya doğru yaslandım ve bacaklarımı kendime doğru çektim.

En iyi yapabildiğim şeyi yaptım; ağladım, ağladım ve ağladım. Galiba sonsuza kadar ağlamaya mahkumdum.

Bölümü beğendiyseniz vote vermeyi beğenmediyseniz değerli eleştirinizi bırakmayı unutmayın seviliyorsunuz 💖

İrade • Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin