9. bölüm

2.6K 153 52
                                    

Birkaç haftadan sonra merhaba... Okurken yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim 🎈

İyi okumalar!

Yüzbaşı yanımdayken ölmeyeceğimi biliyordum. İnsanlığın en güçlü askeriydi sonuçta o ama silahsızdık ve şu an savaşamazdık.

Arkamızdan ateş ederlerken yüzbaşı Levi, "Acemi oldukları belli kör gibi ateş ediyorlar."

"Ha?" Diyerek ona baktım. "Şey, ikimiz farklı yönlere gidersek daha çabuk kurtulamaz mıyız?"

"Hayır, Mikasa. Ackerman soyundan iki kişiye yapılacak suikast bu kadar basit olamaz. Muhtemelen böyle yapacağımızı düşünüyorlar." Haklı olabilirdi. "Öyleyse ne yapacağız?" Diye sordum.

"Kazanmak için kaçacağız." Ara sokaktan, başka bir sokağa doğru döndük. Etrafta silah olarak kullanabileceğim bir şey ararken biri bileğimden tutarak koşmaya devam etti.

Yüzbaşı Levi, bileğimi kavramıştı. Kalbim adeta ne kadar hızlı atabileceğini kanıtlamaya çalışırca atıyordu. Kaptan, "Mikasa, şuraya gir." Diyerek, tırı işaret ederken sorgulamadan tırmandım. Neden yanıma gelmiyordu? "Siz?" Diyerek aşağı bakacağım sıra acemilerin bizi bulduğunu gördüm.

"Hassiktir.." diye, mırıldanırken yüzbaşına yaklaştıkları an, yukarıdan arkalarına doğru atlayıp saldırdığımda etkisiz hale getirmek birkaç saniyemi almıştı. Yere düşürmüş olduğu silahı aldım ve kafasına dayadım. "Size kim öldürme emrini verdi?"

"Bilmiyorum!" Diye korkuyla bağırdı. "Ben sadece kiralık bir katilim, yemin ederim!"

Silahın kabzasını sinirlenerek kafasına vurdum. "Bence daha çok paraya düşkün bir aptalsın."

"Bu görevi almam gerekiyordu, ailem için..."

"Ailen için katil olmak dışında bir çok şey yapabilirdin." Diye homurdandığımda Levi diğer adamı bir pislik gibi yere fırlatmıştı.

"Ne yapacağız bunları?" Diyerek ona döndüm. "Hange'yi arayacağım. Bu pislikler ile elimi kirletmek istemiyorum."

"Peki," diye mırıldandım yüzbaşı telefonunu tuşlarken. Adamların gözlerindeki korku açıktı. Ne yapacaklarını bilmiyordular.

Yüzbaşının konuşurken sinirlendiğini hissettiğim için ağzımı açmayı bırakın imkanını bulsam nefes almazdım.

Telefonu kapattı "Tch," diye mırıldandığını duydum. Yanıma doğru hızla geldi ve geldiği gibi adamları yerle buluşturdu. Öldürmemişti, değil mi? Yüzbaşı Levi insanların birbirine öldürmesine şiddetle karşı olan bir kişiydi. "Bayılttım sadece, almaya gelecekler." Diye adeta beynimi okuduğunda saf saf ona bakıyordum.

"Aptal gibi suratıma bakmayı kes." Dedi bileğimden kavrayarak koşmaya başladığı an hemen kolumu kurtarmış onunla beraber sorgusuz koşmaya başlamıştım.

"Ackermanlara suikast emri verildiğini biliyorsun ama durum göründüğünden daha ciddiymiş. Bir süre gözden kaybolmamız gerek."

"Kalıp savaşabiliriz... İkimiz de insanlığın en iyi askerlerinden biriyiz." Dedim, kaçmak istemeyerek. Eren ve Armin'i arkamda bırakmak istemiyordum.

"Ailemizin hepsi suikaste kurban gitti Mikasa. O piçler en zayıf anımız için pusu da bekliyorlar."

Haklıydı. Ailemi de suikastten kaybetmiştim. Yüzbaşı Levi ile pek iyi anılarımız olmasa da beraber savaşmış, aynı safta bulunmuş, hayat dersleri almıştım. Onu da kaybetmek istemiyordum.

"Şu arabaya bineceğiz ve ortalık durgunlaşana kadar en ücra köşeye gideceğiz."

Yüzbaşı Levi sevdiğim bir insandı ama beş dakikadan fazla konuştuğumuz an tartışmaya başlıyorduk. Aynı araba ile seyahat etmeyi geçtim onunla aynı yerde nasıl kalacaktım?

Ve aklımda dün gece gördüğüm rüyadaki dokunuşu varken onu aklımdan atmanın oldukça zor olduğuna emindim.

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beğendiyseniz yıldızı parlatmayı unutmayın. Seviliyorsunuz 💖

İrade • Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin