Vera odayı aydınlattığında yüzündeki tüm kanın yavaşca çekildiğini hissetti, donuk cesete bakarken. İplerle elleri ve ayakları sıkı sıkıya bağlanmıştı. Göğsü ve boynunda kesikler vardı, onu öldürenin boynundaki olduğunu düşündü kız. Sanki vücuduna kesikler atılarak acı çeken yerde yatan bu beden değil de, kendisiymiş gibi nefesinin bedeninde sıkıştığını hissetti.
Ruhunun derinliklerinde onunla alay eden ses yükseliyordu. 'bakmak bile acı verirken, nasıl onu yok edeceksin?'
'Sen bir yere ait olmayacak kadar acizsin.'
'Sen bizim soyumuzdan değilsin.'
'Sen güçsüzsün.'
Kız içinden 'Tamam' dedi gözleri cesetten ayrılmazken. 'bunu halledebilirim. İhtiyacım olan tek şey bir plan'. Ceseti aşağıdaki ormanlık alana taşıyabilir miydi? Zayıf kollarının ölü bir bedeni kaldıracak kadar güçlü olduğunu sanmasa da şu an aklına gelen tek dahice fikir buydu.
Kendini cesete yaklaşmaya zorladı, önce ellerini ve ayaklarındaki iplerden kurtulacak. Sonra teras kapısından onu bahçeye çıkaracak. Yerdeki kanları temizleyecek ve sonra ceseti ormana sürükleyecekti. Plan basitti.
Aklına gelen şeyle bir an olduğu yerde durdu. Tabi ya! Ceseti gömmek için bir çukura da ihtiyacı vardı. Keşke kendiliğinden bir çukur oluşsaydı. Dilediği şeye kendisi de inanamadı. Bir gün bir ceset için çukur kazmak aklının en tenha sokaklarına bile uğramayacak bir düş dahi olamazdı.
Ceseti yaksa, çok mu canice olurdu? Sonuçta güzel yeşil gözlü adam nasıl yok edeceğiyle ilgili bir şey söylememişti.
"Vazgeçtin mi? Seni evine bırakayım mı?"
Duyduğu sesle yerinden sıçradı, Vera planlarına o kadar odaklanmıştı ki dakikalardır onu izleyen yeşil gözlü adamı fark etmemişti.
"Hayır." dedi Vera kahveliklerini Calp'ın biçimli yüzüne dikerek. "Planlarım var. Onu-" işaret parmağıyla ceseti gösterdi. "yok edersem kalmama izin vereceksin?"
"İzliyorum." diye fısıldadı Calp. Narin kız, ceseti yerinden bir milim bile kımıldatamazdı. Vazgeçmekten başka çaresi yok diye düşünüyordu ancak yanılıyordu, kızın gururu çaresizliklerin her zaman üstesinden gelirdi.
Vera cesete yöneldi ve ipleri çözmek için eğildi. Her zaman soğuk olan parmakları daha da soğuk bir şeye dokunduğunda ölüm yürüdü teninde, ellerine iğrenerek baktı.
Sanki bu bedenin ruhunu kendisi idam etmiş gibi hissetti.
"Hissettin değil mi ölümün soğunu?" diye fısıldadı Calp, bir katile yakışır şekilde duygudan yoksundu.
Kızın parmakları, soğuk bedende kitlenmişti. Ölümün soğuk olduğu doğruydu ancak ruhu neden ateşe dokunmuş gibi yanıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaosun Ortasında, Şeytanın Peşinde
Genç KurguYeterince şeytanın peşinden gidersem onun gibi olabilir miyim? Kader çizginizi değiştiremeyeceğinizi söylerler, tıpkı kişiliğiniz gibi. Vera, doğduğundan beri koca bir kaosun içinde mücadele veriyordu. Büyük yuvarlak masanın etrafında geniş ailesiy...