74.BÖLÜM

3.3K 252 41
                                    


Merhaba güzellerim..
Nasılsınız bakalım? Bomba gibi bir bölüme hazır mısınız?
Batın'ı özleyenler burada mı peki?
Bu bölümde küçük yaramazı bolca okuyacağız.
Bal yanaklarından öpmek isteyen teyseeleri bekleriz.😉

Keyifli okumalar canımın içleri... 

Yorum ve oylarınızı merakla bekliyorum.
Görselde ; Güzel ailemiz var.😍

Medyadaki şarkı; Bruno Mars - Just The Way You Are

Bu şarkı Sırat'tan biricik karısı Ezra'ya hediyedir...

************************************
"Bir erkek için mutluluk; sevdiği kadının onun gözlerine aşkla bakması ve sanki ilk sefermiş gibi kalbini hızlandırmasıdır."

                                  duslerkitapligi

******

Güzel bir yolculuktan sonra İstanbul'a iniş yaptığımızda içim kıpır kıpırdı. Bebeğimi ve ailemi çok özlemiştim. Tatilimiz çok güzel geçmişti. Ben hayatım boyunca dinlenip tatil yaptığımı hatırlamıyordum. Her  şey o kadar güzel ve hızlı geçmişti ki hala tatile gittiğimize inanmakta güçlük çekiyordum. Ruhumun dinlendiğini, doyduğunu hissediyordum. Her ne kadar tatil yapmak güzel olsa da oğluma olan özlemim şuan hepsinden ağır basıyordu. Bebeğimin kollarıma alıp sarılmak ve o mis gibi kokusunu içime çekmek için sabırsızlanıyordum. Sonunda uçak durup kapılar açıldığında hemen yerimizden kalkıp kapıya yöneldik. Sırat, gözlüğünü taktıktan sonra elimden sımsıkı tutup merdivenlerden inmeme yardım etti. Biz önde el ele havaalanına doğru yürürken yardımcılarda arkamızdan çantalarımızı getiriyorlardı. Benim elimde ise sadece kol çantam vardı. Havaalanının binasının içine girip insanların arasından geçerek çıkışa doğru hızla yürümeye devam ettik. Onların bize merakla bakması beni biraz gerse de bunu kafaya takmamaya çalıştım. Artık Sırat'ın eşiydim ve onunla birlikte göz önünde olmaya alışsam iyi olurdu. Çünkü dediğine göre bu tip durumlarla çok sık karşılaşıyormuş. Kapıya ulaştığımızda bize Genco karşıladı. 

Gülümseyerek ''Hoş geldiniz efendim.'' diyerek Sırat'a baktı. 

Sırat ''Hoş bulduk!'' diye cevap verdikten sonra bana dönüp ''Sizde hoş geldiniz Ezra hanım!'' diyerek saygıyla başıyla selam verdiğinde gülümseyerek ''Hoş bulduk, Genco.'' dedim.

''Buyurun efendim.'' diyerek kenara çekilip bizi eliyle arkasındaki arabaya yönlendirdi. İki araba arka arkaya durmuş bizi bekliyordu. Biz öndeki araca binerken eşyalarımızda diğer araca yerleştirilmişti bile. Ben arabanın arka koltuğuna yerleşip oturduktan sonra, Sırat da hemen arkamdan binip yanıma oturdu. Genco direksiyona geçip arkayı kontrol ettikten sonra arabayı hareket ettirdi. Ben dışarı kalabalığa bakarken Sırat beni kendine çekip kollarına aldı. Yorulduğumu anlamış gibi beni göğsüne yasladıktan sonra kucağımdaki elimi elinin arasına alarak parmaklarımızı iç içe geçirdi. Yüzümde silemediğim bir tebessümle göğsüne daha da sokulup ellerimize baktım. Güçlü ve hafif iri parmaklarından gelen ve beni baştan ayağa titreten garip bir akım vardı. Verdiği hissin güzelliğinin bir tarifi yoktu. Huzurla gözlerimi kapatıp açtım. Başımı dışarı çevirdiğimde havaalanında çıkıp yola koyulduğumuzu gördüm. 

Genco dikiz aynasından bize bakıp gülümseyerek ''Yolculuk nasıl geçti abi?'' diye sordu. Yanımızda birileri varken resmi olsa da o aynı zamanda Sırat'ın yakın arkadaşlarından biri olduğu için yanımızda kimse yokken daha samimi konuşuyordu.

''Çok iyiydi kardeşim. İyi ki böyle bir ayarlama yaptık, yolcu uçağıyla o kadar yol çok yorucu olurdu. 

''Haklısın, böylesi sizin için daha iyi olmuştur. Ee nasılsın yenge?''

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin