45.BÖLÜM

6.8K 359 24
                                    


Selamlar güzel okurlarım.
Yeni bölüm için heyecanlı mısınız?
Yine şahane bir bölümle geldim.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar canlarım.

Yorumlarınızı ve oylarınızı merakla bekliyorum.

Görselde;Aşk kuşlarımız var.
Bölüm müziğimiz; Kate Linn - Your Love

************************************

Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi

Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi

                                      Sabahattin Ali 

************************************

''Babbaa...All!..''diye ağlayarak tekrar babasına uzanmasına çalışan oğlumu kollarımda sallayıp sakinleştirmeye çalışıyordum.

Bebeğimin sırtını okşayarak ''Dur bebeğim..Baba gelecek şimdi.''dediğimde Oktay'ın bana dönerek şok olmuş bir şekilde baktığını gördüm.

''Annnee babba delllşiinnn!''diye içli içli gözyaşı döken bebeğimin boynuma sokulmasıyla nefesimin kesildiğini hissettim.Anne olmak böyle bir şeydi..Onun bir damla göz yaşını gelip yüreğine batması,delik deşik olmasıydı.Onun acısını ta içinde hissetmekti...

Sırat,oğlumun nasıl perişan olduğunu görünce Çağlar'ı tutmayı bırakıp bize doğru geldiğinde arkalarında duran Oktay,düştüğü yerden hızla kalkıp arkasından koşturarak yanımıza gelip Sırat'ın önüne dikildi.Sırat,derin bir nefes aldığında göğsü şişip indi.Gözleri..Gözleri ise onu daha önce hiç görmediğim bir şekilde iyice koyulaşmıştı.Bakışları keskinleşmişti ve Oktay'a onu parçalayacakmış gibi bakıyordu.

''O benim oğlum,senin değil!Uzak dur ailemden.''dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.O kadar şeyi bize yaparken ailesi değildik de şimdi mi ailesi olmuştuk yani?Kıskançlıktan şuurunu kaybetmiş olmalıydı.

Sırat ''Bak beni daha fazla sinirlendirmeden çekil git şuradan,yoksa elimden bir kaza çıkacak!'' diye uyararak Oktay'ın üzerine doğru bir adım attı.Dişlerinin arasından konuşmasından kendini ne kadar zor tuttuğu belli oluyordu.

''Buradan gitmesi gereken kişi sensin!''

''Şimdiye kadar neredeydin lan o zaman!'Şimdi mi kıymete bindi oğlun!''

''Ben onun babasıyım!''diye bağırdığında Sırat'ın dudağı alayla yana kıvrıldı.

''Maalesef ki öyle...Biyolojik olarak onun babası olabilirsin ama bu gerçekten senin oğlun olduğunu kanıtlamaz.Hiçbir şey yapmadan,emek vermeden,sevmeden baba olunsaydı eğer herkes baba olurdu.Sen daha baba olmak nedir,nasıl bir duygudur onu bile bilmiyorsun ki! Sana hissettiğim bu duyguyu,baba olmanın nasıl kutsal bir şey olduğunu anlatsam bile anlayacağını sanmıyorum.''dediğinde Oktay sinirle ona bakarak bana döndü.Yanıma yaklaşıp oğlumu kucağımdan zorla almaya kalktığında bebeğime daha sıkı sarıldım.

''Çek o ellerini üzerimizden.Bir adım daha yaklaşacak olursan Oktay seni buna pişman ederim!''

''Yapma Ezra..''dediğinde onu dinlemeden Sırat'a dönerek ''Batın'ı alır mısın hayatım?''diye sorduğumda hemen yanımıza geldi.Oğlumu ona uzattığımda hızla kucağına aldı.Babasının boynuna sıkıca sarılıp başına boynuna gömen bebeğime şefkatle baktım. Sırat'ın gözlerinin içine bakarak ''Siz içeri geçin hayatım ben onunla konuşup geleceğim.''dedim.

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin