16.

1.9K 76 4
                                    

Dün gece özel bir gece olmuştu. Artık aramızda hiçbir duvar kalmamıştı. Biz artık tamamen birbirimizin olmuştuk. Ve bu durum beni o kadar rahatlatmıştıki, sanki yıllardır aradığım birşeyi bulmuşum gibi. Artık Asel'in yanındada rahat olabilirdim. Hatta çok rahat olmaya başlamıştım bile.

Asel'le uyuduğumuzda hep put gibi uyumaya çalışırdım sırf o rahatsız olmasın diye, şimdi ise bacağımın arasına aldığım yastık yerine Asel'in üzerindeydi bacaklarım.

Asel'i öptüm ve kalktım yataktan. Antoni'yi ve Alev'i davet ettim. Kahvaltıyı hazırladım ardından Asel'i uyandırmak üzere odaya gittim. "Aseeeellll!! Hamileyimm!!"

Tabi bu yeterli olmamıştı onu uyandırmaya, bende üzerine çullandım. "Sanada günaydın Gri."

"Hamileyim diyorum uyansana Asel!"

Zil çalmaya başladı. "İşte geldilerr."

"Kim? Kimler geldi?" Cevaplamadan koşarak gittim kapıyı açtım.

Davet etmemin en büyük nedenlerinden birisi Asel'in ailesine iyice ısınmasını sağlamaktı.

Daha yüzünü yıkamadan içeri gelmişti Asel. Bende elime su aldım onu uyandırmak üzere tam yüzüne dökücektimki elimi tuttu. Dudaklarımı öptü. "Vaay reflekslerini geliştirmişsin."

Antoni ve Alev bizi izliyordu, bu bile utanmama yetmişti. "Annen ve baban geldi Asel. Yüzünü yıka ve gel içeri hadi bekliyorum."

Antoni ve Alev'i alıp masaya oturdum. "Evimize hoşgeldiniz."

Alev etrafı iyice bi süzdükten sonra gülümsedi ve tabağını doldurmaya başladı. Antoni çoktan başlamıştı bile yemeğe. Asel'de gelmişti ardından.

İşte koyu bir muhabbet başladı, Asel'in çocukluğundan bahsettiler. Banada sordular, anlattım aklımda kalan birkaç anıyı. Tebessümle baktılar. Sonra hiç beklemediğim bir soru geldi. "Ne zaman evleniceksiniz?"

Yediklerim boğazımda tıkandı resmen, Asel bana bakıp gülmeye başladı.

Tabiikide evlenmeyi istiyordum. Asel'le tanıştıktan sonra tüm fikirlerimde değişiklikler oldu. Evlenmeyi düşünmüyorken şimdi deli gibi istiyordum.

"Gri, hadi evlenelim."

"Yuh şimdimi, yüzüğüm nerde benim Asel?"

İşi espiriye vurduk, sonrası bol kahkaha ve güzel bir sohbetten ibaretti.

Antoni ve Alev gittiler. Bende evi topladıktan sonra giyindim ve Asel'ide Maralı'da alıp çıktım evden. Maral artık herşeyi görmüştü, can dostumuzdu artık. Meral teyzenin hatırası Maral..

Cafeye girdik, Deniz kasanın başında sinirli bir halde bekliyordu. Bizi görünce yanımıza geldi. "Gri ve Asel herhangi biriniz kasadan para aldımı?"

Asek sürekli benimleydi ve cafeyede uğramamıştık. Benin zaten kredi kartımda yetecek kadar para vardı. "Hayır biz almadık para filan. Nolduda Deniz?"

"O zaman sakin olun, çünkü cafeye hırsız girmiş." Asel atıldı ordan hemen.

"Sima nerede peki?"

Sima henüz gelmemişti. Asel ondan şüphelendiğini açık açık belli etmişti. "Saçmalama Asel, iyi biri Sima. Yaomaz öyle birşey gelir birazdan."

Deniz telefonunu çıkardı. "Bende numarası vardı arayım bi durun."

Telefon kulağından yavaşca düştü Deniz'in ve etrafa küfürler savurmaya başladı. "Aradığınız numaraya ulaşılamıyormuş muş. Sürtük, onu bulursam doğduna pişman edicem....."

Asel sakindi, bende sakindim ama Deniz biraz fazla sinirlenmişti. "Deniz sakin ol, bu başımıza ilk kez geldi demekki olacağı varmış. Sakin olur musun biraz?"

"Olamam Güneş, ben o kıza güvendim. Kalbimi açtım ama o sürtük ikili oynadı. Ulan beni kullandı. Onu bulursam doğduğuna pişman edicem."

"Deniz bi düşün kameralara baktınmı? Başkası yapmış olamazmı? Sen kameralara bi bak bende şu çantamı filan bi bırakıyım."

İçeri girdiğimde tezgahta bir sürü poşet vardı. Üzerindede not.

"Ben yarın gelemiyeceğim, buradada cafenin ihtiyaçları var. Dün iyice baktım herşeyden bol bol aldım. Size haber vermeden para aldığım için kusura bakmayın. Yarın gelemiyorum çünkü annemin ameliyatı var Bursa'ya gideceğim. Anlayışla karşılamanızı bekliyorum, geldiğimde çok çalışıp o parayı yerine koyacağım.

SİMA"

"Aptal Deniz. Gerizekalısın, hiç içeri girmedinmi? Bak burada ne var! Kızın günahını aldın, geldiğinde bir özür dilersin o zaman?"

Deniz utanmıştı, ve haketmiştide bunu. Birşeyi doğrusuyla yanlışıyle bilip bilmeden yargılarsanız olacağı buydu, sonu inanılmaz bir vicdan azabı. Şimdi Deniz o dediklerini geri alamayacaktı fakat telafi edebilirdi ve etmeliydide.

Bugün cafede takılacaktık. Asel 'işlerim var' deyip çıkmıştı ve Deniz'le beraber kalmıştık. Uzun bir zaman sonra eskisi gibi ikimiz idare edecektik cafeyi. "Deniz, Sima'dan hoşlanmışmıydın?"

"Hiç hoşlanmadım Gri, hemde hiç. Sen varken aklımda, kimseye birşey hissetmiyorum." Yavaş yavaş bana yaklaşıyordu. "Deniz dur."

"Gri aklımı karıştırıyorsun. Seni her gördüğümde benim ol istiyorum. Lanet olsun dostuma böyle şeyler hissetmemeliyim! Seni unutmam gerek Gri."

"Deniz, ben güzel bir kız bile değilim. Dostuz biz, yapma böyle lütfen. Asel'e ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyor. Sima'ya birşeyler hissetmeyi dene. Lütfen."

"Çok kolaydı zaten Gri. Neyse müşteri geldi sen bak bende içeridekileri yerleştireyim. Ha bu arada, sen Sima'dan bin kat güzelsin."

"Bunu dediğine pişman olma sonradan?"

Deniz bu haldeyken kendimi kötü hissediyordum. Buna bir çözüm bulmalıydım. Sima ile Deniz'i sürekli yalnız bırakırsam belki birbirlerine aşık olurlardı. Kötü bir fikir değildi. Hem bende Asel'le birlikte vakit geçirirdim. Ama bugün cafeyle ilgilenmeliydim.

Bugün enteresan birşey olmamıştı. Gayette sıradandı. Deniz işine odaklanmıştı ve umarım bana karşı hissettiği şey geçerdi. Evin yolunu tuttum. Ve bugün anladımki, Sima gerçekten iyi biri.

Eve gittiğimde Asel gelmemişti. Ona bir sürprizim olacaktı. Geldiğinde çok şaşıracaksın Asel.

Gri HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin