Boyaları aldığım gibi banyoya girdim. Küçükken korkardım saçlarımı kestirmekten, şimdi ise kendim kesiyorum saçlarımı. Önce azar azar, sonra büyük bir bölümü kesmiştim. Benziyor gibiydi Asel'in saçına. Dahada benzetmek için griye boyadım. Daha önce saçıma boya değmemişti hiç, o yüzden baya bilinçsizim. Ama kolaymıs. İnternette yazanları uyguladım birazda ve sonunda ta da. Asel 2 karşınızda.
Sabırsızlıkla Asel'i bekliyordum, hala gelmemişti. Ne yapıyordu bu saate kadar. Kıskandığımdan değil, merak ettiğimden arıyorum.
"Aç şu lanet telefonu Asell! Ne boklar yiyosun sen!!"
"Bi bok yediğim yok, tahta eve gel."
"Ne ara açtın sen o telefonu? Neyse geliyim tamam."
Kafama beremide geçirdikten sonra tam bir Asel olmuştum artık, görev başarılı. Taksiye atladığım gibi adresi söyledim. Tahta evde ne olabilirdi? Yoksa, yoksa evimi tuttu? Yok daha neler. Yani bir evimiz vardı zaten. Rahat bir düzenimiz vardı, bu düzeni bozmazdı heralde.
21 yaşındaydım henüz, babamda öyle bir miras bırakmışki bir ev alabileceğimden daha fazla para kaldı elimde. Yani o para babamın bana attığı ilk ve son goldü sanırım. Hayatımın dönüm noktasını yaşadım o parayla. Dahada diyecek birşey yok, teşekkür ederim baba..
Tahta eve geldim nihayet. Hala heyecanım yatışmamıştı, saçlarımı gördüğünde tepkisi ne olacaktı merak ediyordum. Zili çaldım.
Kapı açılır açılmaz, bir sarıldımki Asel'e sanki yıllardır görmüyorum. Ne ara bağlandım ben bu kadına bu kadar. Hayatımdan çıkarsa neler olacağını bir saniye ya ne hayatımdan çıkması, düşünme böyle şeyler Gri.
"Boğuluyorum sanki Gri sakin ol bi. Bi bak bakiyim bana. Naptın saçlarına?"
"Bence güzel oldu, ikiz gibi olduk hem dimi sevgilim?"
"Aferin gerizekalı. Güzelim saçlarına yazık etmişsin ne gerek vardı? Seviyodum ben saçlarını gece okşuyodum filan. İnsan bi sorar dimi neyse geç içeri hadi."
Gözlerim yuvalarından fırladı adeta, ayaklarımın bağı çözüldü ve yere yığıldım bir anda. Bu eve ne olmuştu böyle. Etrafta benim resimlerim vardı, uyurken çekmiş Asel. Ve asıl bomba ise annemle babamın resmi. Tamda karşımda duruyordu. Resimler perde gibi kaplamıştı tüm evi. Tüm resimlere baktım teker teker ve en sondada Asel'le ben vardık. Ne ara çektiğini bile anlayamadığım bir fotoğraf. Fotoğraftada bir yere odaklanmışım zaten farketmemem normal. Bu ev şu an mükemmeldi, kim ne derse desin. Kimse bişey diyemez izin vermiyorum.
Annem ve babamın resmini nereden bulduğunu merak ediyorum, saklamıştım. Kocaman resmin yanına gittim. Asel'le gözlerimiz buluştu ve ben ona doğru koştum. Bu beni duygulandırdı, Asel'in omzuna sümüklerimi akıttım. Annem ve babam konusunda hep duygularım kabarıyordu. Hep bir duygusallık.
"Asel, neden bunu yaptın? Beni ağlatmak içinmiydi? Ağlattın ama mutluluktan ağlattın Asel. Seni çok seviyorum be kadın."
"Biliyorum Gri. Şimdi konumuz bunlada alakalı biraz ama nasıl desem bilemedim. Seni buraya evlenmek için çağırdım. Hadi gel bi evlenelim. Bak annenle babanda burada. Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız Gri'yi kendime istiyorum efendim."
"Ha? Az önce doğru duydum bence? Yani doğru duymuş olayım nolur. Evlencezmi?"
"Yani daha nereye gidicek bu ilişki evlenelim bitsin gitsin işte."
"Yani evleniyoruz o zaman. Asel cidden beklemiyordum. Yani şimdi sen koca bende karımıyım yada tersi? Bıyık filanmı bırakıcaz? Anlamadımki."
"Evet Gri bıyık bırakıcam. Yine bozdun ortamın havasını. Ama olsun be karıcım, ben seni böyle kabullendim."
"İkimizde karı olucaz o zaman."
"Tebrikler! Bir öpücüğü hakettiniz karım."
"Tamam dalga geçme işte."
Baya bi konuştuk, gece yarısını geçti saat. Hafif bir uykum geldi gibi oldu, sonra aklıma evleniceğim geldi uyku filan kalmadı bende. Bir bakmışımki dans etmeye başlamışım. Ve Asel son bombayıda patlattı.
İçkileri çıkarıp masaya koydu. "Hala akıllanmadın dimi Asel? O rezil hallerimi görünce ne geçiyo eline?"
"Fotoğraflara dikkatli baktıysan eğer, sarhoşkende resmin vardı. Gülmek için çekiyorum iste fenamı?"
O resmi görmemiştim. Evi iyice dolandım. Farkettimki birkaç tane daha fotoğraf görmemişim. Deniz'e gülerken resmim vardı. Ağzım açık uyurken, Maral yüzümü yalarken ve bunlara bakarken büyük bir tebessüm oluştu yüzümde. Asel'in dudaklarına yapışmışım o mutlulukla.
İçmeye başladık, sonrasında yaptıklarımdan sorumlu değilim. Sabah Asel'in kollarında uyanmıştım. Annemle babamın kocaman fotoğrafının karşısında yerdeydik. Asel beni izliyordu. Sersem sersem gülmeye başladım. "Günaydın karıcım."
"Günaydın karıcım."
O güzel anı yine ben bozdum. Tuvalete koşarak. Ellerim ağızımda birşeyler geveliyordum, çünkü kahretsinki tuvaletin yerini bilmiyordum. Hayır hayır olduğum yere kusmak istemiyorum. Bu kapı değilse diğeridir diyerek bir kuvvet koştum o kapıya. Şükürler olsun!!
Böğürmelerim bittiğinde Asel'in bu anı çektiğini gördüm. "Çok kötüsün Asel."
"Biliyorum. Ha bu arada yıldırım nikahıyla evlenelim dedim 2 gün sonra evleniyoruz. Düğün filan yapamam sevmiyorum ben o tür şeyleri."
"Bende sevmiyorum zaten iyi düşünmüşsün. Sabah sabah yeni uyanmışken söyleyerek uykumu açtığın için teşekkürler hayatım. Fakat ben açım. Ve tabi birde cafeye gidip Deniz'e bu müjdeli haberi vermem lazım."
Artık evli biriyim ben. Ne ara bu hallere düştüm ben? Evlenmek istemeyen biriyken iki gün sonra evleniyorum işe bak. Gülünç..
Cafeye girer girmez "Deniizzzz evleniyoruuzzzz!!" Deniz'i şok etkisine uğratmıştım.
"Bizmi evleniyoruz tamam evlenebiliriz sorun olmaz benim için."
"Hayır gerizekalı sen Sima'yla evleniceksin ben Asel'le evleniyorum."
"Tüh ya gittin elden demek. Neyse başka maçlara bakıcaz artık. Sima kayıplara karıştı."
Bugün çok enerjikti, dün ne kadar içtim bilemiyorum ama başım ağrımıyordu ilk kez ve sanırım alışıyorum artık. Asel'de hayatımın ikinci dönüm noktası oldu. Hayatımı değiştirdi, beni evli bir kadın yaptı daha ne olsun..
----
Nihayet geldi o gün. Bugün evlenmeye gidiyoruz. Tek isteğim bu evlilik aşkımızı öldürmesin. Maral'a elbise giydirdik beyaz tüllü bir elbise. Birde duvak. Asel kendisine bol gelen bir kot üzerine bol bi t-shirt giydi. Bende ona uyum sağladım. Saçlarımızıda bereyle taçlandırdık. Daha ne kadar mükemmel bir düğün olabilirdiki bizim için?
Asel'in annesi ve babasıda geldiler. Sima ve Deniz'de geldiler. Hayatımdaki tüm insanlar buydu işte. Bu kadardı. Daha fazlası yoktu ve öyle düşünüyorumki gerekte yoktu. Bu insanlar çok iyi insanlardı..
Nikah memuru 'hastalıkta sağlıkta' bölümünü es geçti. Demekki bu yüzden yıldırım nikahı diyorlar, bizleri daha fazla bekletmemek için.
"Evet."
"Evet!"
Ve o kırmızı cüzdan evlilik cüzdanı nihayet elimde. Artık evliyim, yani evliyiz. Bugün benim en mutlu günüm. İstediğimi aldım. Evimize gidiyoruz.
Kapıdan girdiğimde, daha üzerimdekileri çıkarmadan gerdek gündüzüyle karşı karşıya kaldım. Asel dudaklarımı vakumluyordu. Ellerini vücudumda gezdiriyordu. Kendimi ona bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Hayat
RandomSiyahmısın, beyazmısın yoksa grimisin? O ise siyahtan beyaza, beyazdan siyaha gidiyordu hep. Sonunda dediki, ben griyim. Ama oda henüz farkında değildi gerçeğin. Zamanla öğrenecekti. Herşey zamanla keskinleşir.