"Kendi cafen varken niye bu iğrenç yere oturduk Güneş?" Gerçektende iğrenç biryere oturduk. Çatallar lekeliydi ve kalksak iyi olurdu. Ama ne olursa olsun artık konuşacaktım. En iyisi sahile gidelim, artık 'bizim mekan' gibi biryer oldu.
Denizde insanlar yüzüyordu, ve şezlonglar doluydu. Lanet olsun alt tarafı kısacık birşey söyliyecektim neden hep bir engel vardı? Burada, yolun ortasında söylerim bende o zaman. Deli cesaretide gelecek zamanı buldu.
"Asel sana aşığım! Oh be sonunda çıkarttım baklayı ağzımdan." Neden gülüyor şimdi ya çok utandım kahretsin. Deli cesaretiymiş saç--
Asel az önce beni öpmüştü. "Yani şimdi tabiikide senden bişey beklemiyorum benden hoşlan--" Ve şimdide susmam için öptü. Ben ise odun gibi durdum sadece, öpüşmeyi bilmiyorumki ben. Asel'e baktım, sanırım şuan şoktayım. Gözlerim yuvalarından atlayarak kaçmak üzereler.
"Az önce noldu Asel?"
"Bir sarhoşken birde ayıkken itirafta bulunmuş oldun."
"Bu herşeyi mahvetti dimi, lütfen cafeme gelmeyi bırakma ben seni hep görmek istiyorum yanına gelmem senle konuşmam seni görsem iyi olduğunu bilsem yeter lütfen." "Güneş sakin ol bi." Az önce öpüşmüştük biz. Gitmezdi heralde, vazgeçmezdi benden. Oda birşey hissetmese neden öpsünki beni. Biz öpüştük. İlk öpücüğümüde aldım şu an 'olley' havasındayım. Dans edesim var. Öpücük başımı döndürdü, şu an düşünebildiğimden şüpheliyim. Beynim felç geçirdi.
"Tamam sakinim. Sadece bilmiyorum Asel. Çok mutlu oldum. Yani ne demek oluyor bu?"
"Ne demek olsun?" Bilmecemi bu Asel, evlenelim gitsin işte. Tamam tamam çok hızlı olmamalıyım.
"Yani en azından sevgili kavramına geçsek diyorum ben." 'Tamamdır' yaptı. Evet tamamdır yaptı. Sarılmak geldiyse içimden sarılırım bende boğarcasına. Yolun ortasında sarılan iki kadın ne yapıyor acaba diye bakan gözler vardı etrafta. Sonrada alkışlamaya başladılar. Vay canına, bunu beklemiyordum. Mutluluktan ağlamaktı sanırım bu, ağlıyordum. Hayatımda ilk kez yaşıyordum bunu, ve sebebi Asel'di. Gitgide bağlanıyordum bu kadına.
Elimi bir anda tuttu ve öyle yürümeye başladık. "Aslında iyi oldu, sen beni otele attın sonuçta dimi." Kafa sallamakla yetindi, ve mükemmel gülümseyişi.
Demek sevgili hissi böyleydi. 22 yaşında ilk kez tadınca tabi. Ve zamanın nasıl su gibi akıp geçtiğini anlayamamışken Deniz'in keskin gözleriyle karşılaştığımda anlamıştım cafe'ye geldiğimizi. İşte şu an gerçekten bir suç işlemişim hissi, tüm vücudumu sarmıştı. Bir anda ağlamak istedim. Mutlu olmak istiyordum ama olmamalıydım sanki. Ben mutlu olursam insanlar üzülürdü sanki. Neden sürekli bu girilikte kalıyorum. Kafam bir anda allak bullak oluyor. "Görüşürüz Gri." "Dur Asel, numaranı versen artık diyorum."
Asel'in numarasınıda almıştım artık. Bu kadar kolay olucağını düşünmüyodum açıkcası. Ama şimdi karşımda çok daha zor biri vardı. Deniz. Nasıl afettirecektim kendimi Deniz'e? Karaokeye gidecektik, orada gönlünü alırım umarım. Ama bu kendimi kötü hissetmeme neden oluyor. O kadar şey yapıyorum ve sonunda Deniz beni affediyor. Tüm yaptıklarımı sineye çekiyor.. Sahiden ben bu kadar kötü birimiyim? "Hadi gidelim artık Gri."
Yoldayken ağzımı açıpta tek kelime etmemiştim, yani bu çok nadir görülen birşeydi. Genelde kafam çorba olduğunda böyle düşünceli ve sessiz olurdum. Birde Deniz'de bu sıralar birşey vardı, çözemediğim birşeyler. Bu kafamı dahada karıştırıyordu.Bu kadar düşünmem hayra alamet değildi yalnız..
Karaokeye geçip oturduk, ama şarkı açmadık. Mezeler, içkiler geldi. Hala konuşmamıştı, oda bende. Hala konuşmamıştık. Ortam karaokeye göre fazla ciddiydi. İçime doğuyor, buradan ağlayarak gidiceğim.
"Ne diyeceksin Gri?"
"Sen benim dostum değil misin? Seninle herşeyimi paylaşabilirim değil mi?"
"Tabiikide, biz dostuz. Dostlar birbirinden birşey gizlememeliler değil mi?"
"Evet dostum, benden birşey gizlememlisin. Ve bende ilişkimi ilk sana söylüyorum, senden gizlemek istemiyorum. Asel'le çıkıyoruz. Ben, kadınlardan hoşlanıyorum dostum."
"Biliyodum Güneş. O kadın geldiği günden itibaren biliyordum. O günden beridir sana olan hislerimi yok etmeye çalışıyorum, ama yapamıyorum Güneş. Lanet olsun sen bana dostum derken ben sana aşık oldum. Benden nefret ediyorsun değil mi? Eminim beklemiyordun. Mutlu ol Güneş, kimsenin seni üzmesine izin verme. Yarın görüşürüz."
Dediklerine şaşırmıştım ama üzerine gitmeyecektim. "Deniz, hadi içelim bugün. Ve lütfen, lütfen gitme."
İki tane bira açmıştım, bugün için yaşadığım olaylar bünyeme fazla gelmişti. O kadar çok düşünmüştümkü beynimden dumanlar çıkıyordu sanki. Ve hemen sarhoş olup buna bir son vermeliydim.
İlk yudumu aldım, bir çıkmaza gidiyordum belkide..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Hayat
RandomSiyahmısın, beyazmısın yoksa grimisin? O ise siyahtan beyaza, beyazdan siyaha gidiyordu hep. Sonunda dediki, ben griyim. Ama oda henüz farkında değildi gerçeğin. Zamanla öğrenecekti. Herşey zamanla keskinleşir.