♤In the past♤

289 63 54
                                    

Henüz birkaç saat geçmişti ki iki genç yıllardır ayrı değilmiş hissiyle birbirine bakıyor, gülümseyen gözlerini bir an bile parıldayan cevherlerden çekmiyordu. Sanki, sanki bir güç onları yıllardır bağlı tutmuştu, her zaman birliktelerdi bir nevi ; birlikteyken özlemişlerdi birbirlerini.

Şimdiyse arabada Seungmin ve Chan'ın ortak kaldığı eve doğru yol alıyorlardı. Elleri o zamanki çocuksu, saf duyguların benzeriyle biribirini bulmuş, sımsıkı kavramıştı bir daha ayrılmamak üzere söz verircesine. İkisi de bir an önce eve gitmek, ağabeyleri yokken rahat rahat konuşmak istiyordu ; söze kolay beş yıl sonra nelerin değiştiğini, kendilerine neler kattıklarını, nelerden ödün vermeleri gerektiğini merak ediyorlardı. İkisi için de, özellikle küçük olan için, hayatının en zor dönemlerinde olmuşlardı tekrardan.

Eve geldiler, Seungmin çatı katına çıkmak için merdivenlere yönelirken Chan arkasından seslenip ortama minik bir kıkırtı sundu.

"Bir şeye ihtiyacınız olursa söylersin bebeğim!"

Hyunjin'in atılması uzun sürmedi tabii, diğerinin kolunu tutup dudaklarını büzdü adeta minik bir çocuk gibi.

"Kıskanıyorum ama..." diye sızlandı.

"Her zamanki hâlleri, boşversene odama gidelim."

Çocuğunu sürükleyen bir anne edasıyla yürüyüp çatı katına çıktı ve loş odasının kapısını açtı. İçeride pek de karışık olmayan bir masa, kayıtlar için amatör bir mikrofon ve mobilyalardan fazlası yoktu. Çatı katını tavanındaki pencerenin hemen altına konumlanmış yumuşak yatağa oturup tek dizini kendine çekerek koluyla kavuşturdu.

"İşte bu benim yaşamım, sen gittiğinden beri sade ve," yutkunarak devam etti "oldukça da sessiz."

"Benimki sen yokken hep eksikti, asla yerine başka bir parça oturtamayacağım bir kısım sana özeldi, hep de öyle kalacak."

Kısa bir sessizliğin ardından küçüğün elini okşadı, dudaklarına götürerek minik bir buse kondurdu.

"Hadi, bana küçük Seungmin'in buralara nasıl geldiğini anlat."

4 yıl önce -Seoul


Evlerinin sıkıcı havası asla dinmiyordu, asla bitmiyordu evlerindeki herkesi bunaltan o his, her şeyi bırakıp gitmek istercesine penceresinin kenarında oturup camdan gözüken üzgün yıldızlara ellerini uzattı Seungmin.

"Özledim." dedi elini yıldızlardan indirirken, kimi özlediği çok barizdi, onu geçen yaz gülümsetebilen o kişi... O yokken şu kadarcık zamanda bile kötü alışkanlıklar kazanmıştı, hiç arkadaşı yoktu, bunun sorumlusu babasıydı. Düzelene kadar asla bir çevresi olmasına izin vermeyeceğini söylüyordu. Bugün de o kavgaların yaşandığı günlerden biriydi, annesi Seungmin'i savunurken babası kulak ardı edip tekrardan bir tedavi kampına göndereceğini söylüyordu, onun dini buna izin vermezdi çünkü, küçücük bir çocuğa işkence edilmesine izin verirken...

Seungmin o süre içinde katı hristiyan dersleri almıştı, yatağında uzanırken histerik bir gülüşle sayıkladı sözcükleri. "Yüce İsa beni seviyor!"

Sorma ya âşık hatta diye geçirdi içinden, inandığından falan bunları sayıklıyor değildi. O sadece geçen seneki hislerine inanmıştı, diğer dünyevi şeylerin tamamı aldatmacadan ibaretti.

Çok geçmeden babası cüretkar bir biçimde odasına girdi, ne annesi ona söz dinletebilmişti ne de düşünmeye yeltenecek bir hali vardı.

"Seungmin'in çantalarını hazırlayın, bu sefer doğudaki bir kampa gidecek, sonuç alan yüzlerce insan varmış."

Seungmin korkuyla öne atılıp babasının önünde durdu, kelimeleri gelecek herhangi bir tepkiye karşı korkarak döküldü.

"Dediğin her şeyi yaptım, dini okullara da gittim, defalarca katı eğitimlere de maruz kaldım, öyleyse neden..." Babası bir adım daha yaklaşıp işaret parmağını Seungmin'in başına koydu, oğlu henüz omzuna geliyordu.

"Çünkü kafanın içi daha da kirlenmiş duruyor, aklında atamadığın bir şeyler var değil mi? Artık her kimle ne yaptıysan o şeyleri de unutman gerek."

Babasının sert sesiyle ilk defa öylece korkarak geri çekildi Seungmin, sessizce çantasına eşyalarını koymaya başladı. Yalnızca kamp bu sefer daha korkunç hale gelmişti, verilen cezalardan tutun tuhaf dini odalara kadar her şey üstüne geliyordu. Ne sarılabileceği ne de ağladığında gözyaşlarını omzunda dindirebileceği kimseye sahip değildi, o kamp boyunca vücüdunda kalmayan iz, geçirmediği kriz kalmamıştı. Yine de o çocuğu unutmamak için elinden geleni yaptı, başarılı da oldu.

Sonra bir gün kamptaki büyük çocuklardan biri kampı büyük uğraşlarla şikayet etmiş, yalnızca o kamp değil, bu tür 'tedavi' kamplarının neredeyse hepsi ülkede kaldırılmıştı. O gün yanına gelen ve onu kurtaran polis, birkaç çocukla birlikte arabasına götürdüğünde ön koltukta lise çağlarında olduğunu tahmin ettiği başka bir genç daha oturuyordu.

Polis merkezine geldiklerinde o çocuk hepsine birer örtü verip sıcak içecekler getirmişti, sonra miniğin ona baktığını fark ederek yanına çömeldi.

"Adın ne senin?" diyerek arkadaşça bir tavır takınmaya çalıştı.

"Seungmin, senin adın ne Hyung? Sen bizi getiren polisin oğlu musun?"

Çocuk hızla başını sallayıp diğerinin yanına oturdu,

"Adım Chan ve evet o benim babam, ona birazcık yardım etmemi istedi. Size o kampta çok mu kötü davrandılar hm?"

Seungmin soruyu cevapsız bırakarak tişörtünü kaldırdı ve oradan yapılan işkencelerden izi kalanları gösterdi. Chan'ın içi acımıştı, sıkıca cılız bedene sarılıp saçlarını okşadı.

"Babam ve ben sana sahip çıkacağız, söz veriyorum. Artık beni ağabeyin yerine koyabilirsin." dedi güven verici bir tonda. Seungmin o gün ona sımsıkı sarıldı ve ağabeyi yerine koydu, hatta velayeti sadece annesine geçene kadar Chan ve babasıyla birlikte yaşadı.

Şimdi

"Devamını sonra anlatsam olur mu Hyunjin-ah?" diyerek gözlerini kolunu sardığı adamın gözlerine çıkardı, Hyunjin ensesindeki saçları hafifçe okşayarak katlı duran battaniyeyi üstlerine çekti.

"Ne zaman, nerede istersen bebeğim, seni her konuda beklemeye hazırım." Seungmin gözlerini kapatıp mırıldandı.

"Bu sefer hiçbir konuda beklemeyeceğiz." dedi. "Sadece uykum geldi aptal."

Okuyanlar be like : OoOOoO şifreyi hatırlamışsın bakıyoruz da.
İşin şakası bir yana burayı çok özledim 😔
Umarım hâlâ unutmamışsınızdır, bu bölümde de birazcık geçmişe dönelim dedim ^^
Her neyse kendinize iyi bakın, sizi seviyorum!
❣🧸

Fire on Fire † HyunMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin