2 HAFTA SONRA
Başımda birileri konuşuyordu. Ama ne konuştuklarını anlamıyordum bile. Başım o kadar çok ağrıyordu ki. Gözlerimi açmaya çalıştım. Sanki gözlerimi bantlamışlar ve bu yüzden açılmıyor gibiydi. En azından azda olsa açabilmiştim ve duyduğum ilk şey
"Sonunda uyandın baş belası"ydı.
Konuşmak için ağzımı açtım konuşmaya çalıştım ama tabiki sesim çıkmıyordu. Şuan düşünebildiğim tek şey başımın zonklamasıydı.
"Bakıyorumda konuşamıyorsun. Çenen kapalıyken daha güzelsin. Bence her zaman böyle susmalısın" dedi.
"Çınar Bey bence dışarı çıkmalısınız. Onu yoruyorsunuz." dedi tanımadığım bir ses. Sesin sahibi görüş alanıma girince bu kişinin doktor olduğunu gördüm. En azından bence öyleydi. Doktor önlüğü ve boynuna astığı steteskopuyla tam bir doktor görünümü vardı.
"Ben sadece gerçekleri söyledim dokotor bey." dedi tek kaşını kaldırarak Çınar.
"Bak bak bide tek kaşını kaldırıyor. Kan kardeşim olmaan şuan seni dayaktan gebertirdim biliyorsun değil mi kardeşim?"
"Bak sen. Peki ben bunun altında kalır mıydım kardeşim? " dedikten sonra Çınarda doktorda birden kahkaha atmaya başladılar. Çınarın ilk defa gülmesine mi şaşırayım bir doktorun bir hastasını böyle rahatsız etmesine mi yoksa kan kardeşi olduklarına mı?
"Lütfen sessiz olun" dedim. Tabii sesim fısıltı gibi çıktığı için beni duymamışlardı.
"Heyy susun" Ses tellerim bile dengesini kaybetmişti. Sesim ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım çıkmıyordu. Defalarca denedim ama olmadı. Çınar ve doktor konuştukça beynim daha da zonkluyordu. Bu defa çok sinirlenmişim sese daha fazla tahammül edemiyordum. Ses gittikçe daha da şiddetleniyordu.
"Susuun!" diye avazım çıktığı kadar bağırmmamla karnıma şiddettli bir ağrının girmesi bir olmuştu. Sesimin çıktığına mı sevineyim yoksa karnıma giren ağrıya mı üzüleyim. Başım daha fazla ağrımasın derken karnım ağrımaya başlamıştı.
"Hstayken bile bağırıyorsun" dedi Çınar
"Sus be sanane"dedim yüzümdeki acı dolu ifadeyle. Evet bu sefer baş ağrımı unutmuştum. Karın ağrım bana bunu unutturmuştu.
"Çınar yeter sen çık"dedi doktor. Çınar başıyla onaylayarak odadan çıktı.
"Sormak istediğim şeyler var. İlk olarak ben nerdeyim?" dedim sorgulayıcı bakışlar atarak.
"Çınarın evinde" dedi. İyide Çınarın evi ne ara böyle değişti?
"Yalan söyleme. Çınarın evi böyle değildi" dedim
"Bak burası Çınarın yazlık evi tamam mı? Hem sana niye yalan söyleyeyim ki?"
" Tamam o zaman anladım da peki neden karnım çok ağrıyor? Neler oldu?"dedim
"Karnından vurulmuştun. Bende seni tedavi etmeye buraya geldim. Yani kısacası doktorun benim ve sakın bir daha o şekilde bağırma dikişlerin daha yeni ayrıca şimdilik gerekmedikçe hareket etmeni de istemiyorum" dedi. Yuh be o kadar vuruldum bi hastaneye bile götürmemiş beni.
"Emredersin" dedim
"Bak küçük ben senin doktorunum ve ne dersem yapmak zorundasın. Bu kadar olacağını bilmiyordum ama bahsettikleri kadar çirkefsin sanırım"
"Nee!" diye bağırmıştım
"Benmi çirkefim?" tamam sanırım fazla bağırmıştım.
"Heyy kulaklarımmm. Evet sen çirkefsin. Ne biçim bağırıyosun ya sen. Sana bağırmamanı söylemiştim " dedi
"Ben çirkef filan değilim tamam mı? Sadece ben.." dedim ve durdum. Çünkü ne diyeceğimi bilmiyordum
"Sen ne?" dedi
"Sadece ben benim"dedim
"Hahah, peki öyle olsun. Yarana son bir kez bakıp çıkacağım" dedi ve üstümdeki örtüyü kaldırdı tam tişörtüde kaldıracakken
"Hopp hopp dur bakalım orda. Ne yaptığını zannediyorsun sen?" diye çıkıştım
"Yarana baktığımı zannediyorum başka ne zannedeceğim? Küçük beyninden neler geçiyor?" dedi
"Doktor olduğunu unuttum doğal olarak. Hiç doktor tipin yokta"
"Evet haklısın. Bencede doktor olarak fazla yakışıklıyım. Beni harcıyorlar. Yüzüme bak resmen altın oran" dedi kendini beğenmiş tavrıyla
"1.si eğer sen yakışıklıysan ben Megan Fox'um.
2.si sana yakışıklı olduğunu söylemedim.
3.sü çok yakışıklı doktor gördüm ben.""Öylemi? Ama sonuç olarak yakışıklı olduğumu kabul ettin." dedi ve güldü. Tamam belki biraz yakışıklıydı. Peki gereğinden fazla yakışıklıydı ama bunu ona söyleyemezdim. Kimseyı şımartmaya niyetim yoktu.
"Hiçte bile öyle bir şey demedim" dedim
"Ama kabul ettin"
"Hayır"
"Evet. Eğer kabul etmeseydin çok yakışıklı doktor gördüm değilde senden yakışıklı çok doktor gördüm derdin" dedi
"Yinede sana yakışıklısın demedim. Ayrıca birine yakışıklı diyecek olsaydım sana değil başkasına derdim"
"Mesela kime?"
"Şeye işte.."
"Yoksa düşündüğüm şeymi? Değil değil mi? Düşündüğüm şey değil. "
"Ne değil ne saçmalıyorsun?"
"Sen az önce Çınarın mı adını verecektin?" dedi. Neden çekindiğimi ben bile anlamadım. Çınar demekte ne var ki? Ayrıca konu nasıl buraya geldi?
"Evet"dememle kapı kırılırmışçasına açıldı. Çınar gelmişti ve nedenini anlamadığım bir şekilde oldukça sinirli gözüküyordu. Az önce kahkahalar atarak gülen Çınar gitmiş ve yerine eski sert Çınar gelmişti. Kurduğu cümle ise sadece 3 kelimeydi:
"Ne olmuş bana?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçırıldım
RomanceMeyra için yine mutlu günlerden biriydi. Sevgilisiyle akşam yemeğine çıkacaktı. Meyra kendini evlenme teklifine hazırlamıştı. Çünkü bu yıl onların 4. yıldönümüydü. Ahmet ona öyle demişti çünkü. Peki gerçekten ona evlenme teklifi edecek miydi, yoksa...