"Alo lan aloo!!" desemde ses gelmiyordu artık.
"Abi nerde?"
"Hurdalık eve gidiyoruz... "
**"Burak ben ön kapıdan giriyorum sen arkadan gir. Ortada sıkıştıralım adamı"
"Tamamdır" diyerek koşa koşa arka kapıya doğru gitti Burak.
Biraz bekledikten sonra kapıya sert bir tekme atmamla çıkan gürültülü bir sesin ardından kapı hemen açıldı. Burak'ta sesi duymuş olacak ki hemen ardından diğer kapıdan ses geldi.
"Geldin mi patron? Tam bende kızı dövüyord- Ooo Çınar Bey sizmi teşrif et-"
"Ne dövmesi lan ne diyosun sen?"diyerek adamın üstüne yürüdüm ve ona attığım yumrukla yere düştü. Ben yumruklarımı adama doğru ard arda sıralarken Burak geldi.
"Çınar sen adamı bana bırak Çağlayı bul" demesiyle odalara koştum ve adamı Burak'a bıraktım. Birkaç odaya bakmıştım fakat hiçbirinde Çağla yoktu.
Ardından koşarak son odaya gittim. Odanın içi adeta zifiri karanlıktı. İçerideki hiçbir şey seçilmiyordu. Işığı açmamla yerde baygın halde yatan Çağla'yı gördüm. Hızla yanına gittim. Yüzü mosmor olmuş ve yerlerde saçlarıyla dolmuştu ve ayrıca iplerle sandalyeye bağlanmıştı. Kim bilir neler yapmıştı ona..
Odanın diğer köşesindeki bıçağı aldıktan sonra Çağla'ya bağlanmış olan ipleri kesip kucağıma aldım. Hurdalığın çıkış kapısına doğru ilerlerken
"Burak al şunu bize gidiyoruz" dedim adamı işaret ederek
"Çağla ne olacak"demesiyle Çağla'nın dağılmış olan suratına bir kez daha baktım. Yüzünde el izi çıkmıştı. Muhtemelen acıya dayanamayıp bayılmıştı. Gözüm biraz aşağıya kaydığındaysa Çağlanın tişörtünün kan olduğunu gördüm. Muhtemelen dikişleri açılmıştı.
"Burak Çağlanın tişörtü hep kan olmuş" dedim. Neden bilmiyorum ama içim acımıştı. Genelde böyle olaylarda hep soğukkanlı olurdum. Hala dışardan ne kadar soğukkanlı görünsemde şuan çok fazla endişeleniyordum.
"Fazlasıyla kan kaybetmiş gibi duruyor. Kesinlikle hastaneye götürmelisin. Durumu çok kötü duruyor. Dikişleri açılmış ve dahası dayak yemiş. Fazla kan kaybetmiş. Onun vücudu bu kadar dayanıklı değil abi"
"Allah kahretsin! Biliyorsun böyle bir şey yapamayacağımı. Lanet olsun ki onu hastaneye götüremiyorum. Bende istemiyorum böyle olmasını ama elimden bir şey gelmiyor. Onu iyileştirmez misin? Seni en iyi okullarda okuttum. Sırf sen doktor ol diye ben nelere katlandım. Yinede iyileştiremez misin?"
"Deneyeceğim. Hastanedeki ekipmanları eve toplayacağım. Ama olurda iyileşmezse elimden bir şey gelmez"diyerek adamı sırtına alıp arabaya doğru ilerlerken bende kucağımdaki Çağla'yla onu takip ettim.
Burak arabanin ön koltuğuna baygın haldeki adamı oturttuktan sonra bende kucağımdaki Çağlayla birlikte arka kapıya geçtim. Burak üstündeki gömleği çıkarttı ve gömleği Çağlanın dikişlerinin üzerine koydu
"Abi buraya bastır. Daha fazla kan kaybetmesin" dedi
"Tamam diyerek elimi gömleğin üstüne koydum ve bastırdım. Ardından Burak koşarak şoför koltuğuna geçti ve arabayı sürmeye başladı.
"Hızlı git Burak. Bastırıyorum ama yinede kanıyor. Kan durmuyor."
"Abi daha sert bastır ve tutun gaza yükleniyorum" demesiyle aniden gaza basınca kafamı öndeki araba koltuğuna çarpmamla ağzımdan birkaç küfür savurmam bir oldu.
"Abi sana tutun dedim"
"Yola bak"diye bağırmamla Burak sustu.
Yaklaşık 15 dakika içinde eve geldik. Arabadan inip Çağlayı aldıktan sonra koşa koşa eve girdim. Kapı zaten açık olduğu için birde kapıyı açmakla uğraşmamıştım. Çevrede kimse olmadığı için kapıyı açık bırakabiliyordum.
Üst kattaki Çağla için hazırlanmış odaya giderek Çağlayı yatağına yerleştirdim.
"Abi ben hastanedekileri aradim en fazla 10 dakikaya burdalar."
"Adamı ne yaptın?"
"Salonda yatıyor"
"Şimdi göstericem ben ona yatmayı" diyerek hışımla odadan çıktım ve alt kata indim. Koşarak adamın üstüne saldırdım. Bir kaç yumruktan sonra adam uyanmıştı ve acı içinde kıvrandığını belli eden sesler çıkartıyordu.
Adamı biraz hırpaladıktan sonra yorulmuştum. Mutfağa gidip bir bardak su içtikten sonra adamı sırtıma alıp alt kattaki özel odaya götürdüm. Anca orda hızımı alırdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçırıldım
RomantikMeyra için yine mutlu günlerden biriydi. Sevgilisiyle akşam yemeğine çıkacaktı. Meyra kendini evlenme teklifine hazırlamıştı. Çünkü bu yıl onların 4. yıldönümüydü. Ahmet ona öyle demişti çünkü. Peki gerçekten ona evlenme teklifi edecek miydi, yoksa...