"Emin ol yaparım"dedim. Kolumdan tuttu ve beni yukarı çıkardı. Sonra bir odanın kapısını açtı. Burası tabiki banyoydu. Yaklaşık 5 dakika sonra çıktım ve çıkmamla kolumu tekrar kapması bir oldu. Ne yapıyor şimdi bu böyle??..
"Burası senin odan"dedi Çınar bir odanın içine beni fırlatırken.
"Çekiştirmene ve böyle fırlatmana gerek yoktu yani "dedim pis pis bakarak. Popomun üstüne düşmüştüm ve popom ağrıyordu
"Bence iyi anlaşmalıyız yoksa bu ikimiz içinde sıkıntılı olur?"
"Bencede"dedim ayağa kalktım ve kapıyı suratına kapattım. Telefonum da yoktu yanımda. Olanları düşündükçe daha çok strese girip sinirleniyordum. Kapının ardından güçlü bir yumruk sesi geldi ardından ayak sesleri duyuldu ve ses tamamen yok oldu. Yumruk sesi geldiğinde yerimden sıçramıştım. Sanırım Çınar duvara yumruk atmıştı. Bana zarar veremediği için acısını duvardan çıkarmıştı galiba. Amaan çokta umrumdaydı yani.
Üstümü değiştiremeden uyuyakalmıştım. Gerçekten çok yorgundum.
**
Uyandıktan sonra bile gözlerimi bu saçma düşüncelerle açmıştım. Herşey zaten üstüste gelmişti. Hadi herşeyi bir kenara attım da bunlar beni neden kaçırdılar?
Düşüncelerimden sıyrılıp yataktan kalktım. Önce akan makyajımı temizledim. Odamda iki ek oda vardı bende merak edip karıştırmaya başladım. Bir tanesi banyo bir taneside spor odasıydı. Fazla büyük değildi ama idare edebilirdim. Hemen banyoda küvetin içine girdim tabiki köpük doldurmuştum küveti.
Idare edebilecek bir ses sistemi kurulmuştu ve bir minibook vardı. Madem öyle bende fırsattan yararlanıp şarkı açardım. Öyle yaptım da zaten. Justin Timberlake Mirror. Çok sevdiğim bir şarkıydı. Beni rahatlatıp kafamı dağıtmama yardımcı oluyordu her zaman. Birde Justinin o rahatlatıcı sesi yokmu..
Banyodan çıktıktan sonra giyinip hemen aşağıya indim. Saçlarımı kurutmadım. Adetim değildir. Hiç saçlarımı kurutmam. Hem doktorlar su saçları besliyor. Saçlarınızı kurutmayın diyor. Daha çabuk uzuyormuş.
Aşağıya indiğimde kocaman bir masada binbir çeşit yemek olduğunu gördüm ve bu yemekler fazlasıyla lezzetli görünüyordu. Sofra siyah gri ağırlıklıydı daha doğrusu tek sofra değil evde öyleydi. Tamam benim odamda kapkaranlıktı ama herşeye rağmen içeri giren herkese huzur veriyordu. Bu evde ise sanki hiç bitmeyen bir hüzün vardı. Yada yaşadıklarımdan dolayı öyle düşünüyordum.
"Hele şükür teşrif ettiniz Meyra Hanım" dedi Çınar
"Ancak bu kadar hızlı olabiliyorum kusura bakmayın Çınar Bey"dedim.
"Bugün atış yapmaya gideceğiz ne kadar yetenekli olduğunu görmem lazım"dedi. Ne atışından bahsediyor bu adam?
"Ne atışı"dedim
"Silah atışı ne atışı olacak"dedi imalı imalı bakarak. Neyin iması bende anlamadım ama..
"Atış poligonuna gideceğiz yani?" dedim sevinç dolu gözlerimi ona dikerek. Ne var yani atış poligonunda? demeyin. Uzun zamandır gitmiyorum ve silah kullanmayı özledim. Silah öyle bir şey ki insanda bağımlılık yapıyor. Tıpkı eroin gibi desem.. Bir kez deneyen bir daha bırakmak istemiyor.
Çınar ise bana cevap bile vermeden yemeğini yemeğe devam etti. Doğru, bende farklı bir şey beklemiyordum zaten...
**
Atış yapacağımız piste geldik. Önce kulaklıkları taktım. Ardından hedef tahtası geldi. Silahı elime aldım ve atış yapmaya başladım. İlk atışı iyi yapamamıştım ve bunun farkındaydım. Ne zamandan beridir atış yapmıyordum.
Olsun yani o kadarda.
2. Denememde ise mükemmel bir sonuç ortaya çıkmıştı. Hedefi tam ortadan vurmuştum.
"İlki iyi değildi ama 2. turda iyi iş çıkardın"dedi Çınar
"Farkındayım ilk başta elim titredi ne zamandan beridir yapmıyordum ondan kaynaklanıyor. Sanırım ellerim tembelleşti biraz"dedim
"Açıklama yapmanı istememiştim senden"dedi ve ters bir bakış attı. Gerizekalı işte ne bekliyorum. Peki bana niye atış yaptırdı?
"Şimdi dövüşte yeteneklerini görmeliyim"dedi ve başka bir piste geldik. Dövüş pistiydi bu sefer. Bir adam geldi. Elinde siyah bir tayt ve askılı bir tişört vardı. Giyinmemi söyledi ve bende soyunma odasında giyinip pistin olduğu yere geri döndüm.
Piste geldiğimde bana kıyafetleri veren adam beni bekliyordu. Pist sahne gibiydi. Karşı tarafta ve etrafta koltuklar vardı. Çınar koltukta oturuyordu. Adam selam verdikten sonra dövüş pozisyonuna geçti bende aynısını yaptım. Dövüş başladı adam hiç sert oynamıyordu yada beni deniyordu. Oyunu durdurdum
"Ne biçim oynuyorsun sen tüm gücün bu kadar mı gerçekten, yoksa ben kız olduğum içinmi böylesin?"dedim
Adam alaylı bir şekilde güldükten sonra tam ağzını açacaktı ki
"Sert oyna!"diye bağırdı Çınar adama. Adam pekala dercesine başını salladıktan sonra bana pis pis bakarak dövüşe devam etti. Bu sefer sert oynuyordu. Tabii bende bunun altında kalmayacaktım...
Dövüş bittiğinde baya terlemiştim. Ama sonuç olarak ben kazanmıştım.Zafer benim!
Çınar piste geldi. Önce yerde uzanan adamı zorda olsa ayağa kaldırdı ve onu gönderdi. Sonra yanıma geldi elimi uzattım beni kaldırması için ama o hemen kafasını çevirdi
"İstersen duş al"dedi duşluğun olduğu yeri göstererek
"İnsan tebrik eder"dedim
"Anlaşıldı akşama kadar böyle ter kokmak istiyorsun" dedi ve yürümeye başladı. Niye birden soğuk davranmaya başladı ki? Dün hiçte böyle değildi.
"Tamam be sana da birşey denmiyor"dedim ve gittim
Duştan sonra soyunma odasına gidip giyindim. Çınarın yanına gittiğimde hemen beni kolumdan çekip arabaya bindirdi. Kollarımı öylesine sert tutuyorduki tuttuğu yerler hemen morarıyordu. Şimdi nereye gidiyoruz acaba?
**
Kuaföre geldik. İçeri girdik. Çınar kadına birşeyler söyledi,para verdi ve tam gidiyorduki bu sefer ben onun kolundan tuttum
"Hey nereye ve ben neden burdayım?"
"Bu akşam patronla görüşeceksin, bi parti düzenlenecek sende şov yapacaksın o yüzden sana atış ve dövüş yaptırdım"dedi ve gitti. Arabaya binecekken
Patron bana ne şovu yaptıracak?
"Elbiseyi gönderirim birazdan"dedi ve gitti. Bende omuz silktim ve kuaför kadına döndüm
"Ee burda niye benden başka kimse yok müşteriler nerde?" dedim
"Efendim bu beyfendi bugün burayı kapattı bugün özel müşterimizsiniz Caner Bey birazdan gelecek. Kendisi patronum olur buranın sahibi. Sizin saçınızla ilgilenecek." tamam anlamında başımı salladım. Birazdan Caner dediği adam geldi. Hafif ıslak olan saçlarımı önce kuruttu sonra nasıl birşeyler istediğimi sordu.
"Biraz spor olsa iyi olur"dedim. Oda başını anlayışla sallayıp saçlarımı yapmaya başladı. Hafif dağınık bir topuz yaptı. Daha sonra makyajıma geçildi. Hafif ama bir o kadarda seksi olan makyajımda bittikten sonra soförün getirdiği elbiseyi giydim. Yaklaşık 20 dk sonra Çınar geldi. Baştan aşağıya süzdü ve daha sonra yüzünü buruşturdu
"Ee nasıl olmuşum?"dedim gülümseyerek ve onun bu hareketine aldırmayarak. Onun bana verdiği cevap ise
"Arabaya bin"di. Allahım sen bana akıl ver.
**
Yaklaşık 1.30 saat sonra parti mekanına gelmiştik. Çok tuhaf bir yerdi. Yani arabadan indiğimde çok sakin ve sessiz bir sokakta olduğmuzu gördüm. Sonra Çınar beni kolumdan tuttu ve yürümeye başladık. İleride bozuk bir bar tabelası vardı. Ama gideceğimiz yer burası değildi heralde tabela bile bozuktu. Hele kapısı berbat bir haldeydi paslanmıştı hep. Ama biz oraya doğru gidiyorduk.
"Şu bozuk tabelalı bara mı gidiyoruz?"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçırıldım
RomanceMeyra için yine mutlu günlerden biriydi. Sevgilisiyle akşam yemeğine çıkacaktı. Meyra kendini evlenme teklifine hazırlamıştı. Çünkü bu yıl onların 4. yıldönümüydü. Ahmet ona öyle demişti çünkü. Peki gerçekten ona evlenme teklifi edecek miydi, yoksa...