Bölüm 10

1.7K 93 12
                                    


"Bana yolu tarif et"dedi Emre.

"Burdan dümdüz gidiyoruz"dedim. Şimde ne yapacaktım peki? Biraz geride inip kendimmi eve gidecektim yoksa onun beni eve kadar bırakmasına izin mi verecektim? Hayır hayır ne olursa olsun Çınar'ın evini öğrenmemeliydi. Daha sonra başım Çınar'la belaya girebilirdi.

"Şey , işte burası benim evim. Burada inebilirim"dedim gülümseyerek

"Emin misin? Bu ev terk edilmiş gibi duruyor. Korkmuyor musun bu evde tek başına?" dedi sorgulayarak.

Ona 3 katlı bir yazlık evi göstermiştim. Ev fazlasıyla eski ve Emre'nin dediği gibi terk edilmiş duruyordu. Resmen harabeydi. Ama başka çarem yoktu. Onu Çınarın evine götüremezdim.

"Aslına bakarsan bende buraya ilk defa geliyorum. Babam vefat edince burayı miras olarak bırakmış. Babamdan kalan tek yer burası ve ben burayı yeni öğrendim. Zaten bir kaç gün kalıp gideceğim. O yüzden sorun etmiyorum. Sonuçta evin içinde periler yok " dedim gülerek. Daha az önce 1-2 hafta kalırım demiştim. Kendimle çelişiyordum. Yalan söylemek bana göre değildi.

Ama her şeye rağmen kendimden bu kadar mükemmel bir oyunculuk performansı beklemediğimi söylemeliyim. Kolay kolay yalan söylemediğim için böyle güzel senaryo uydurduğumu da bilmiyordum açıkçası. İki dakikada yaşayan babamı öldürmüştüm resmen.

Arabanın kapısını açtım ve indim. Kapının arasından konuşmaya başladık.

"Peki o zaman. İyi akşamlar.  Haa bu arada bu telefon numaram. Herhangi bir şeye ihtiyacın filan olursa ara beni. Ne olursa olsun yardım etmeye çalışırım. Canın sıkılırsa bile söylemen yeterli" dedi gülümseyerek. Içim rahatlamıştı. Söylediğim yalanı anlamamıştı. Emre gittikçe daha tatlı geliyordu.

"Tabiki. Ararım" dedim bende aynı şekilde gülümseyerek

"O zaman ben gidiyorum ama önce eve girdiğini görmem lazım. Aklım sende kalmasın"dedi. Al işte şimdi battığının resmidir Meyra.

"Önce sen git. Benimde aklım sende kalır"

"Arayıp sorarsın o zaman. Ama ben arayamam seni çünkü bende numaran yok. Yani beni dinle ve eve gir hadi"dedi

"Peki o zaman ben gidiyorum"dedim. Tamam saçmalıyorum şuan. Yani nasıl eve girebilirim ki? Hem tanımadığım etmediğim hem bir allahın kulunun bile olmadığı hemde kapılarının kapalı olduğu bir ev.

Eve doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. Bir yandan da eve nasıl girebileceğimi düşünüyordum. Oldukça tedirgindim. Şimdi anahtarı unutmuşum desem çilingir filan var yani olmaz. Hemde bizim çiftliğe gel 1 günlük der oda olmaz. Benim bir an önce eve gitmem lazım. Hem dikişlerimde fazlasıyla ağrımaya başladı. Evin kocaman bir bahçesi vardı. Kapının önünde 3-4 tane merdiven vardı. Merdivenleri bile eskimişti evin.

Merdivenleri çıktım ve kapıya yaklaştım. Arkamı döndüm ve Emre'nin hala beni izlediğini fark ettim. Ya anladık yakışıklı çocuksun, anlayışlısın, ama git artık lütfen.. Git, sende kurtul bende.

Kapıya dokundum. Dokunmamla kapının geri gitmesi bir oldu. Sonunda şansım döndü. Kapı açıktı. O kadar rahatlamıştım ki. Derin bir nefes aldım. Güvenle dolmuştum. Vücudumu dikleştirdim ve arkamı dönerek tekrar Emreye baktım. Bu defa kuşkuyla değil kendimden emin bir şekilde..

Kapıyı tamamen aralayarak içeri girdim ve Emre'ye son kez dönüp el sallayarak kapıyı kapattım. İçerisi kapkaranlıktı. Perdelerden dolayı içeriye hiç ışık girmiyordu. Üstelik toz içerisindeydi. Ciğerlerim kaç yıldır burada biriktiğini bile bilmediğim tozlarla dolmuştu. Pencereye doğru ilerledim perdeyi açmak için. Perdeye tam dokunmuştum ki ağzımın bir bez parçasıyla kapatımasıyla çırpınmaya başladım.

Ben çırpındıkça bez parçası dahada sertleşiyordu. Sonunda ise pes eden ben olmuştum ve kendimi elimde olmadan bırakmıştım.

*Çınarın Ağzından*

Tornavidanın adamları yüzünden Burak'la birlikte bizim depoya gelmiştik. Meğerse ortada depoyla ilgili bir olay yokmuş. Burak hiçbir şey olmadığını söylese de benim içime bir kurt düşmüştü artık ve bir tezgaha geldiğimizi düşünüyordum ve ben düşüncelerimde kolay kolay yanılmazdım.

"Kardeşim hadi gidelim. Evdeki bodrumda bakarız neler olduğuna"

"Tamam. Ama burnuma hiç iyi kokular gelmiyor. Haberin olsun"

"Abi ne olabilir ki? Ne yapabilirler? En ufak şeyde indiririz hepsini. Biliyorsun.."

" Orası öyle tabi"

"Ee bak sende öyle diyorsun Çınar. O zaman sorun ne? Fazla negatif düşünüyorsun abi. Bu sorunu yıkman gerektiğini söylemiştim sana"

"Tamam lan anladık. Başlama şimdi yine şu piskolog ayaklarına. Sinirleniyorum"

"Tamam abicim tamam. Haa bu arada o kız evde tek kaldı."

"Siktir.." dedim istemsizce. Çünkü tezgahı şimdi yavaş yavaş anlıyordum. Hedef Meyraydı.

"Noldu abi?"

"Lan bu adamlar kızı kaçırdılar"

"Nerden biliyorsun abi. Dur bi arayalım bakalım kızı. Hemen kuruntu yapma" dedi Burak ve telefonu biraz kurcaladıktan sonra kulağına götürdü.

"Açtı mı?" dedim sert bir şekilde

"Çalıyor ama açan yok"dedi korkarak Burak. Eğer Meyra ölürse her şey mahvolurdu. Onun hepimizden fazla yaşaması gerekiyordu.

" Atla arabaya gidiyoruz"

"Abi nereye?"

"Tornavida'nın kafasına delik açmaya.."

KaçırıldımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin