friend of my brother ° jjk

20|🌈

Keyifli okumalar 🌈

"Yeter artık Jungkook bu kaçıncı mağaza, kokoş kadınlar gibi her gördüğün mağazaya giriyorsun!" girmekle kalsa neyse, her gördüğü kıyafeti deniyordu..

Sırf ben sinir olayım diye yapıyordu, ulan başarıyordu da.

"Mızmızlanma ufaklık~" o'nu takmadan reyonlara ilerleyerek kıyafetlere göz attım, mecburen yardım ediyordum.

Manyak herif bırakmıyordu beni.

"Bu nasıl?" getirdiği sweatshirt'e bakıp bir süre düşünmüştüm. Zaten çok güzel giyiniyordu ne diye bana soruyordu ki?

"Hm güzel." umursamazca konuşarak tekrar reyona dönüp beğendiğim parçaları almıştım.

"Al." elimde ki kıyafetleri Jungkook'a uzatarak denemesini bekledim. Bütün kıyafetleri teker teker giyerek manken gibi bana sunmuştu.

Sonunda mağazada ki işimiz bittiğinde hızla oradan uzaklaşarak çıkışa ilerledim fakat Jungkook bana yetişmiş ve durdurmuştu.

"Nereye gidiyorsun daha yemek yiyeceğiz."

"Aç değilim." kısa ve net cevap verip arkamı döndüğüm sırada kolumu tutarak durdurmuştu.

"İmdat diye bağıracağım en sonunda Jungkook, ne istiyorsun?" sinirle söylediğimde gülerek kolunu omzuma atmıştı.

"Hye su?" duyduğum sesle başımı sol tarafıma çevirerek karşıma geçen bedene bakmıştım.

"Lila?" gülümseyerek Jungkook'dan kurtularak Lila'ya sarılmıştım.

İki yıl aynı üniversite okumuştuk fakat uzun zamandır görüşemiyorduk.

"Seni gördüğüme çok sevindim, telefonum denize düştüğünde bütün arkadaşlarımın numaralarını kaybettim. O yüzden ne arayabildim ne sorabildim." gülümseyerek başımı iki yana sallamış ve elimi koluna koyarak sıvazlamıştım.

"Kötü olmuş. Neyse, tekrar karşılaştık işte." bir birimizin telefon numaralarımızı aldıktan sonra Lila yanımda yeni fark ettiği bedene bakarak saygıyla eğilmişti.

"Merhaba, kusura bakmayın sizi selamlayamadım. Sevgilin mi Hye su?" nerde o günler..?

Ağzımı açmış cevap verecekken Jungkook benden önce davranmıştı.

"Hayır, abisiyim. Yani abisinin yakın bir arkadaşı, abisi sayılırım. Adım Jungkook memnun oldum." Lila'nın elini tutup nazikçe öpmüştü.

"Bende Lila, memnun oldum. Ah bu arada madem karşılaştık unutmadan söyleyeyim, yarın doğum günüm ve ufak çaplı bir parti düzenliyorum, lütfen gel Hye su." Jungkook'a dönerek başını saygıyla eğmişti.

"Sizi de bekliyorum." Lila naziklik olsun diye çağırıyordu ama bu haysiyetsiz pezevenk kesin kabul edecekti.

"Tabii ki, Hye su ile beraber geleceğiz." kolumu tekrar omzuma attığında suratımı asarak ağlamamak için kendimi tutmuştum.

"Bu arada yemek yemeye gidiyorduk, sen de bize eşlik etmez misin?" evet, avına yaklaşan aslan harekete geçti.

"Bende yemek yemeye gidiyordum. Gidelim o halde?" Lila gülümseyerek önden yürümeye başladığında omzumda ki kolu bilmem kaçıncı kez ittirerek Lila'nın peşine takıldım.

Neyse, hiç değilse tek yemeyecektik.

Yemek katına çıkarak bir yere oturmuş ve yemeklerimizi yemiştik. Yemek boyunca Lila ve Jungkook güzelce muhabbet etmişti.