Keyifli okumalar 🌈
"Gayet güzel gözüküyorsun, şimdi hediyeye geçelim." bugün randavuya gideceğini bilmesem, çok mutlu olurdum Jungkook ile vakit geçirdiğim için.
Fakat, çilekeş hayat hep bana keş muamelesi yapıyordu.
Kendi kendime göz devirip, kasaya ilerledim. Jungkook, kendisine salyalarıyla bakan kıza ücreti uzatıp gülümsemişti.
Şu kasiyerin bile benden daha çok şansı vardı, Jungkook'la.
"Hediye ne almalıyım?" ne diye hediye alıyorsa, ilk buluşmada hediye mi alınır be?
"Neden hediye alıyorsun?" merak ettiğim bir şeyi içimde tutma sürem tahminen 1 dakika bile değildi.
"Böyle sürekli sürpriz yapan erkeklerden hoşlandığını söylemişti. Bende, mutlu olmasını istiyorum."
Bir tek ben dolanayım böyle küçük hüsamettin gibi ortalarda anasını satayım, neden kimse benim mutlu olmamı istemiyor ki?
Sinirle bir nefes verip, dudak içimi ısırmaya başladım. Kıskançlıktan çatlayabilirdim tam şuan.
"Im, şey alalım." etrafa bakarak yürümeye devam ettim.
İşaret parmağım, büzdüğüm dudaklarımda dinlenirken, ben hala hediyelik ne alabiliriz diye düşünüyordum.
Resmen sevdiğim adamın randavuya çıkacağı kıza hediye bakıyordum.
Bende ki yürek başka kimde var söylesenize?
"Gel buraya bakalım, bir şeyler bulabiliriz gibi sanki." cam kapıyı iterek içeri girdim.
Ne alabilirdim ki?
Çekiç alsam mesela, belki yanlışlıkla başına vırup kendini öldürür falan? Ya da fare kapanı, elini falan kıstırır belki?
"Bu nasıl?" Jungkook elinde kalpli bir ayıcıkla geldiğinde, sinirle kaşlarımı çattım.
Bu klasik saçma ayıcığa bile razıydım, yeter ki senden gelsindi be!
Neyse, sakinim. Ya da olmaya çalışıyorum diyelim.
"Saçma ve klasik." arkamı dönerek dikkatle etrafa bakınmaya başladım.
"Halat almaya ne dersin?" diye mırıldandım halatların yanından geçerken.
Ne me lazım, belki kız intihar etmek ister? Her eve lazım, özellikle Jungkook ile randavuya çıkan kızların evine.
"Bir şey mi dedin?" gülümseyerek Jungkook'a bakıp başımı iki yana salladım.
"Bu nasıl? Bence çok şirin." elimdeki saate benzer şeyi gülümseyerek incelemeye başladım.
En üstü saatti, altında bir kadın ve adam heykeli vardı ve sanırım en altında bir tuş vardı.
Tuşa bastığımda, dans eder vaziyette duran adam ve kadın dönmeye ve birde müzik çalmaya başlamıştı.
İtiraf etmeliyim ki, güzel bir hediyeydi. Umarım kaçarken falan kırmazdı.
"Sen beğendiysen, güzeldir." gülümseyip, balımı salladım.
Anasını satayım, bir an sevgiliyiz sandım.
Bir anımın bu kadar güzel olması, bir ömre bedel olacaktı sanırım.
"Beğendim ve eminim randavuya çıkacağın kızda beğenir." gülümseyip başını sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friend of my brother ° jjk
FanfictionTamamlandı~ Hye su, uzun süredir abisinin arkadaşın Jeon Jungkook'a aşıktır. Bu aşkını gizli tutmaya devam ederken bir gün Jungkook kızın kendisine karşı böyle hissettiğini yeni sevgilisinden öğrenir. Asıl hikaye burdan sonra başlar.