Keyifli okumalar 🌈
"Ah! Acıdı ya." suratımı buruşturarak dişlerimi sıktım. Bir türlü girmek bilmedi lanet şey.
"Özür dilerim ama çok dar deliğin, Hye su." derin bir nefes verip gözlerimi sıkıca kapattım.
Sanki gözlerimi sıkıca kapatınca acı azalacakta, salak mıyım neyim.
"Genişlet o zaman." sızlanarak konuştuğumda Jimin başını sallamıştı.
"Yavaşça sokarak genişletmeye çalışıyorum ama nafile, çok hassassın." dudaklarımı ıslatarak derin bir nefes aldım.
"Tamam ben hazırım, hızla sok bitsin gitsin Jimin." gözlerimi sıkıca kapatıp gelecek olan acıyı hazırladım kendimi, fakat Jimin küpeyi takamadan kapımız çalmıştı.
Alacaklı gibi çalan kapıya bakıp kaşlarımı çattım.
"Kim bu şimdi?" Jimin'e bana bakıp omuz silkmişti, e haklı çocuk Hye su, kahin mi nerden bilsin kim olduğunu?
"Geldim." zaten dibinde olduğum kapıyı açarak şaşkınca karşımda ki bedene baktım.
"Ne vardı?" Jungkook başını içeri uzatmaya çalıştığında kaşlarımı havalandırdım.
"Ne yapıyorsun, Jungkook?" omuz silkerek geri çekilmiş ve bir süre yüzüme bakmıştı.
"Abin aşağıda kahvaltıya bekliyor, çağırmamı söyledi." başımı sallayıp kapıyı yüzüne kapatarak merakla bana bakan Jimin'e döndüm.
"Abim kahvaltıya bekliyormuş." başını sallayarak elinde ki küpeyi havaya kaldırdığında haline gülerek başımı iki yana salladım.
"En iyisi küpe falan takmamak." küpeyi bana uzattığında elinden alıp yatağın yanında ki çekmecenin üzerine koymuştum.
Arkamı döndüğüm sırada Jimin'in elini uzatarak bana baktığını gördüm. Gülümseyerek elini tuttuğumda hafifçe sıkıp gülmüştü.
Odamızdan çıkarak aşağı inmiştik.
Otelin restoranına kısaca göz atıp abimlere bakmıştım, fakat hiç bir yerde yoktular. "Ee, neredeler?"
"Hye su, Jimin?" Hyuna'nın sesini duymamla arkamı dönüp sarsak adımlarla bize doğru gelen arkadaşıma baktım.
"Hyuna, abimler nerde?" omuz silkerek ellerini ceplerine soktu.
"Sevgilisiyle dışarıda kahvaltı yapıyor. Siz niye buradasınız?"
Sevgilisiyle dışarıda kahvaltı yapıyorsa Jungkook bana neden abin sizi bekliyor dedi?
Bir saniye..?
"Yok amanın anı." birden kahkaha atmamla yanımda ki ikili şaşkınca bana bakmaya başlamışlardı.
"Ay Jimin, delirdi bu heralde. Ah be Jungkook, kızı ne hallere getirdin." Hyuna alnına vurarak başını umutsuzca iki yana sallamıştı.
Ah salak arkadaşım ben hep deliydim, ama Jungkook'a.
"Sende benim anladığımı anlasan sende böyle gülerdin bebeğim." saçlarımı arkaya savurarak havayla yanımda ki suç ortaklarıma baktım.
"Çatlatmadan anlatacak mısın?" başımı bir kez sallayarak yutkundum.
"Ya benim kulak deliğim kapandı sanırım-"
"Gerçekten delirmiş, hadi hastaneye gidelim." Hyuna koluma girdiğinde göz devirerek geri çekildim.
"Sus bir dinle manyak arkadaşım. Jimin'e küpemi takmasını söyledim, ama zor oldu biraz. İşte o sırada ben düzgün sok falan bir şeyler dedim, o sırada kapı çaldı. Gelen kim? Jungkook!" tekrar güldüğümde Hyuna aydınlanmışcasına gözlerini belirterek ağzının 'o' şeklini almasını engelleyememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friend of my brother ° jjk
FanfictionTamamlandı~ Hye su, uzun süredir abisinin arkadaşın Jeon Jungkook'a aşıktır. Bu aşkını gizli tutmaya devam ederken bir gün Jungkook kızın kendisine karşı böyle hissettiğini yeni sevgilisinden öğrenir. Asıl hikaye burdan sonra başlar.