"Yaklaşık 19 yıl önce başladı her şey." dedikten sonra duraksayıp titrek bir nefes aldım ve göğsüme saplanan binlerce ok eşliğinde anlatmaya başladım yıllardır yaşadığım zulmü. "5-6 yaşlarındayken öz amcam, sürekli beni kucağına alır ve küçücük bedenime dokunmaya başlardı."
Zorlukla yutkunduğum sırada hem anlatıyor hem de bütün o kâbus dolu anları sanki yeniden yaşıyordum. Bu öyle bir acı ki, keskinliği dilimi yakıyor; varlığı bedenimi kül ediyordu. Nasıl desem, uykumdan uyandırıp ağlatan bir yaraydı. Anlatabiliyor muyum?
"O zamanlar ne olduğunu anlamıyordum tabii ki. Ancak zaman ilerleyip büyüdükçe, bazı şeylerin bilincine varınca olanı biteni idrak etmeye başladım artık. Bu durum sürekli devam etti ve bu sefer de tehdit etmeye başladı. Eğer birine söylersem beni öldüreceğinden bahsediyordu her seferinde."
Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra Evren, dişlerinin arasından "Şerefsiz!" diye mırıldanınca avucumun içine aldığım hastane örtüsünü var gücümle sıktığımda karşımdaki polis memuru, "Devam edin lütfen, sizi dinliyoruz." dedi gayet sakin bir sesle.
"Sürekli vücudumun çeşitli yerlerime dokunup beni öpmeye çalışırdı. Çocuk aklı işte o zamanlar bunun ne demek olduğunu, bana ne yaptığını bilmezdim. Ona ne yaptığını sorduğumda ise bana 'Seni seviyorum güzel yeğenim.' derdi."
Son cümleyi kurarken farkında olmadan alaycı bir şekilde gülmüştüm fakat sol gözümden akan yaşı boynuma düştüğünde fark edince derin bir nefes almaya çalıştım. Yutkunmam saniyelerimi alırken birkaç saniye duraksayıp karşımdaki polis memurlarına baktım. Anlattıklarımı dikkatlice dinliyorlar ve bir yandan da söylediklerimi hızlıca not ediyorlardı. Titreyen dudaklarıma inat yeniden konuşmak adına söze başladığımda Evren'in bakışları göğsüme birer ok misali saplanıyordu.
"Zaman geçip ben büyüdükçe bu durum da beraberinde devam etmeye başladı." dediğim sırada adını bilmediğim polis memurlarından birisi "Neden hiç şikâyetçi olmadınız ya da neden birine söylemediniz?" deyince alaycı bir şekilde gülümsemeden edemedim.
Öylesine söylenmiş bir sözün bir insanda nasıl bir acıya sebebiyet verdiğini bilmiyordu bu zalim insanoğlu.
Midene yumruk yemiş gibi hissettiren o acıyı kus artık çocuk.
Ah benim çocuk yaşlarım, size bunu neden yaptılar?
Çocukluğum boğazımda yumru. Ne kusabiliyorum, ne de yutabiliyorum. Geçen her saniye zehirliyor beni, biliyorum fakat bir türlü itiraf edemiyorum. Ne zor şeymiş insanın hissettiklerini söyleyememesi, ah ne zormuş.
Kendi kendime "Neden mi söylemedim?" diye mırıldandıktan sonra dolu dolu olan gözlerimle "Memur bey, size tehdit edildiğimi, psikolojik baskıya, tacize ve şiddete uğradığımı söylüyorum ve siz bana 'Neden birine söyleyip şikâyetçi olmadınız?' diyorsunuz." dedim sesimi yükselterek. "Benimle dalga mı geçiyorsunuz siz ya?"
Mila, bir adım atıp yanıma gelerek "Sakin ol." deyince başımı hızla ona doğru çevirip "Ne sakini Mila? Dediğini duymadın mı?" dedim âdeta kükrercesine. Benim neden daha önce aklıma gelmemişti birine söylemek ya? Daha önce şikâyetçi olmayı nasıl da düşünememiştim? Yaşadıklarımı bilmeden bu şekilde yorum yapmaları cidden şaka gibiydi.
"Elvin Hanım, lütfen sakin olun; amacımız size yardımcı olabilmek."
Birkaç saniyeliğine gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım ve kendime 'Sakin ol.' komutlarını verip yeniden konuşmaya başladım.
"Başlarda korkmuştum çünkü birine söylersem beni öldüreceğini söyleyip duruyordu. Sözlü ve yazılı olarak sürekli tacizlerine mağdur kaldım. Defalarca telefon numaramı değiştirdim fakat kendisi babamın kardeşi olduğu için ne yazık ki her seferinde bana bir şekilde ulaştı."
![](https://img.wattpad.com/cover/219741869-288-k240684.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP KALPLER MATEMİ
RomanceSırlarla dolu bir geçmişin kapısı aralandığı zaman doğacak tüm ihtimaller günahtır. İyiliğin nefes aldığı bu dünyada, kötülük selam veriyordu hayata. Elvin Karaca, yıllarca öz amcasının tacizine ve psikolojik şiddetine maruz kalan başarılı bir kons...