Artık battı balık yan gider kafasıyla bu fice yazmaya devam edeceğimden bunu bilerek yorumlar yapın lütfen,, ve daha fazla bölüm aralarını uzatmamak için sınır koyacağım.. iyi okumalar<3
Oy sınırı: 65
Beş ay sonra
Hoseok yollarını ayırdığı Jimin ve Taehyung ikilisine el sallayarak otobüs durağına ilerledi. Okul çıkışı olduğu için durak epey kalabalıktı fakat umursamadan bir köşeye geçip otobüsün gelmesini bekledi.
Düşüncesizce hareket edip herkesi zor duruma sokmasının üstünden beş ay geçmişti. Bu süre zarfında bazı olayları halletmenin rahatlığı vardı üstünde. Mesela Jimine düşüncelerini daha çok açar olmuştu, artık eskisi gibi kafasına estiğinde yurttan çıkıp parka gitmek yerine, Jimine anlatıyordu, derslerine gerektiği özeni vermiş, açtığı arayı kapatmıştı, bunların yanında birde Yoongisi vardı.
Birbirlerini daha iyi tanımış akıllarındaki soru işaretleri ortadan kalkmıştı, bazı zamanlar sabahlara kadar mesajlaşıp, arada bir her çiftin yaptığı gibi kendilerine zaman ayırıp geziyorlardı. Tabi ki bu Hoseokun okulu ve Yoonginin işi dolayısıyla pek sık gerçekleşemiyordu. Hâttâ bu yüzden Hoseok tam şu an Yoonginin yanına gitmek için otobüs bekliyordu.
Geçtikleri iki hafta boyunca Hoseok yaklaşan sınavı için çalışmalarına ağırlık verdiğinden sadece mesajla ve aramalarla yetinebilmişlerdi. Aksi gibi Yoonginin işleride şu sıralar arttığından yurdada gelemiyordu. Hoseokta daha fazla dayanamamış bir günlük çalışma saatlerini esneterek Yoongiye sürpriz yapmak için şirkete gitmeye karar vermişti.
Bineceği otobüs geldiği gibi önünde sıra oluştuğunda nefesini verdi. Şu an Yoongi arasa kendisini çok rahat şekilde birisiyle aldırırdı fakat sürpriz yapmak istiyordu. Bu yüzden olumsuzlukları bir kenara bırakarak otobüse bindi.
Yer kalmadığından ayakta durmuş, boşta olan direklere tutunmuştu, nerden baksan yarım saatlik yolu vardı. Yetmezmiş gibi okul çıkışı olduğundan oldukça kalabalık olmasının yanında fazla havasızdı ve şimdiden boğulduğunu hissediyordu.
İçinden acaba kötü bir fikir miydi diye düşünürken omzuna dokunan elle arkasını döndü. Kendisine bakan yaşlı teyzeye anlam vermeye çalışarak "Efendim?" Dedi.
"Sana zahmet şu kartı iki kere okutur musun güzel oğlum?" Diyerek eline tutuşturulan karta baktı. Kesinlikle Yoongiye haber vermeliydi.
🍃
Otobüsten indiği gibi içine depderin bir nefes çekerek durağın banklarına oturdu ve dinlendi. Şirket işlek bir konumda olduğu için önünden geçen arabaların rüzgarı ne kadar yazda olsa Hoseoku titretti ve dudaklarından küçük bir hapşuruk kaçmasını sağladı. Havadaki tozlar yüzünden birkaç kere daha hapşurduktan sonra sulanan gözlerini ellerinin tersiyle sildi ve telefonunu çıkararak kendisine baktı.
Kapalı ekrandaki yansıması mutlu etmediğinden dudaklarını büzüp elleriyle kabarmış saçlarını şekillendirmeye çalıştı. Okulda zaten saçları sürekli darmadağın oluyordu, çünkü düşünürken saçlarıyla oynama gibi bir alışkanlığı vardı, üstünede otobüs yolculuğu eklendiğinde güzel görünmeyi beklemesi saçma olurdu. Kaldı ki birazdan yan tarafından harıl harıl geçen arabaların olduğu yoldan ilerlerkenki rüzgarın etkisini hesaba katmamıştı.
Sızlanarak ayağa kalktıktan sonra hızlı hızlı düz yolda ilerlemeye başladı. Olabildiğince erken varıp özlediği kolların arasına girmek istiyordu. O an çirkin görünmesi bile umrunda değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/221853781-288-k520890.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy ⚜ Sope
Fanfic"İyi ki doğdun Hoseok... İyi ki doğdun Hoseok..." Genç çocuk yutkunduktan sonra, burnunu çekerek titreyen sesiyle kendi doğum günü şarkısını söylemeye devam etti. "İyi ki doğdun, İyi ki doğdun... Mutlu yıllar sana..." 21 Nisan salı 2020