Bölüm 5

2.2K 277 274
                                    

Yoongi kalktığı banka geri oturarak küçüğün söylediği mavi binaya baktı. İlk başta kandırıldığı için sinirlensede, düşündükçe küçüğün doğru olanı yaptığını fark ederek güldü. Neden bir yabancıya güvensindi ki? Belki bir katildi ya da hırsız nerden bilebilirdi?

'Göründüğünden daha akıllı.' diye düşündü Yoongi.
Fakat bir sorun vardı, neden onu arabasına bindirdiğinde hiçbir şey söylememişti? Sonuçta onu kaçırıyor olabilirdi. Ne kadar düşünsede sorusuna cevap bulamayarak 'Tuhaf.' diye mırıldandı.

Birkaç saat daha parkta oturarak oynayan çocukları izlediğinde aklına Namjoon geldi. Bu parka yakın olan bir yetimhanenin müdürlüğünü yapıyordu. Bu parkıda kendisine o söylemişti zaten. Uzun zamandır onu ziyaret etmediğini hatırladığında ayaklanarak arabasına ilerledi. Yetimhaneye gitmeden önce ordaki küçükler için birkaç hediye almalıydı. Bunu hep yapardı ve uzun süredir gitmediği için kendisine kızdı.

🍃

"Yunşii!" Yoongi yetimhanenin küçük bahçesine girdiğinde duyduğu sesle gülümsedi ve kendisine doğru koşan sarı saçlı küçük kızı yakalayarak havaya kaldırdı. "Jae!"

Jaeye sarılıp kucağında sıkıca tuttuğunda, Jae küçük parmaklarıyla Yoonginin alnına dağılmış saçlarıyla oynayarak konuştu. "Şeni çok öşledim yunşi, neyedeydin?"

"Biraz işlerim vardı güzelim, özür dilerim." Yoongi küçük bahçeden çıkıp tekrar arabasına ilerlediğinde küçük kız kucağında kollarını kavuşturdu. "Şenin hep işin oluyoy zaten, neden hiç bitmiyoy?"

"Bunları sonra konuşalım mı, şuan biraz yardıma ihtiyacım var." Jaeyi yere indirip bagajı açtığında, küçük kız gördüğü hediye paketleriyle gülerek ellerini çırptı. Eline taşıyabileceği küçük bir paket vererek, güvenlikle birlikte diğer paketleri almış ve içeri, küçüklerin oyun odasına girmişlerdi.

Diğer çocuklarda gülerek onları karşılarken, hediyeleri dağıtmış ve onlarla oynamaya başlamıştı. Şuan kendisi kötü bir canavardı, ve Jaeyi korkutuyordu. Sırtında bir ağırlık hissettiğinde boğazına tahta kılıç dayandı. "Şeni kötü canavay! Piyensesimden uzak duy."

Yoongi gülerek sırtındaki bedeni dikkatlice yere indirdi ve ellerini kaldırarak hafifçe bağırdı. Karışısındaki siyah saçlı çocuk kaşlarını çatarak tahta kılıcı Yoonginin göğüsüne kesiyormuş gibi sürttü. Yoongi yaralanmış taklidi yaparak yere yattığında erkek çocuğu Jaeye sarılmış ve saçını öpmüştü. "Aytık güvendesiniz piyensesim, koykmayın."

"Benim güçlü piyensim! Teşekküy edeyim!" Kızın, çocuğun yanağından öperek söylediği cümleyle çocuk göğüsünü kabartarak Jaenin elinden tutmuş ve Yoongiye ters bir şekilde bakarak, karton kutulardan yapılmış şatoya götürmüştü.

Yoongi ise hâlâ yerde şaşkınca olan biteni izliyordu. Jae kendisini çok severdi ve şuan ilk defa bir erkeği kendisine tercih etmişti. Namjoonun gür kahkasını duyduğunda toparlanarak ayağa kalktı. "Dostum! Yüzündeki ifadeyi görmeliydin!"

"Kendimi kullanılmış hissediyorum Joon." Yoongi gülerek söylendiğinde Namjoonla odadan ayrılmışlardı. Kafasını çevirip koridordaki pencereye baktı. Havanın karanlık olduğunu görünce ise bayağı şaşırdı. Bu küçük çocuklarla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu hiçbir zaman.

"Bahçeden Jaenin çığlığını duyduğumda senin geldiğini anlamıştım ama işlerim olduğundan hemen gelemedim kusura bakma."

"Önemli değil gelsen bile onlarla oynayacaktım biliyorsun."

My Boy ⚜ SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin