' 3

944 52 28
                                    

Taehyung'dan

Jeongguk'un ani fenalaşmasının üzerine neredeyse üç saattir hastanedeydik. Bu kadar ağır bir hastalığı varken ailesi nasıl ona böyle davranmış aklım almıyor. Bir aile sırf çocuğu eşcinsel diye onu nasıl ölüme kadar sürükleyecek bir şey yaparlar? Jeongguk'un çok zor anlar yaşadığını tahmin etmek pekte zor değil. Üç haftadır bu eziyete göz yummuş resmen. Ama bundan sonra bunların olmasına izin vermeyeceğim, ne olursa olsun onu koruyacağım. Küçük Jeongguk artık benim korumam altına olacaktı. Ona iyi bakacak ve yaralarını saracaktım. Onun manevi abisi olacaktım bundan sonra. Daha tanışalı bir gün bile olmadan iyi bir çocuk olduğunu hissettiğim ve evimi açtığım Jeongguk artık üzülmeyecekti, ona iyi bakacaktım.

Namjoon hyung"hayatım sakin ol birşeyi yokmuş işte" diye oradan oraya telaşla yürüyen seokjin hyung'u sakinleştirmeye çalışıyordu.
"ne sakin olması ben bebeğim uyanıp 'iyiyim' demedikçe sakin olamam" diyen seokjin hyung, Jeongguk'un odasından çıkan doktor ile resmen doktoru soru yağmuruna tuttu.
"bebeğim iyi mi? Ölmedi değil mi? Daha çok genç benim bebeğim. Ölmedi dimi? Yaşıyor?" diye telaşla söylenen seokjin hyung'a gülüyordum.
Keşke biraz kafasını yan tarafa çevirip içeriden gülerek onu izleyen Jeongguk'u görebilse..

Doktorun konuşmasına izin vermeden Jeongguk'un uyandığını gören hyung'um anında yanına giderken, bizde doktoru ile konuşuyorduk. Ne konuşmaydı ama bi bok anlamıyordum.
Bazen sadece Namjoon hyung'un zekasını istiyorum.

1 saat sonra
Jeongguk

"hyung gerçekten doydum, patlayacağım şimdi."diye mızmızlanmaya çalışıyordum. Geldiğimizden beri seokjin hyung benimle ölüp dirilmişim de kaybetmekten korkuyormuş gibi ilgileniyordu. Ve az sonra gerçekten karnım patlayacak. Kaçıncı tabak olduğunu bile bilmediğim çorbayı bana içirmeye çalışıyordu.
"Olmaz olmaz biraz daha ye bakalım, bi değişme olmadı sende" diye ağzıma ekmek sokan hyunguma garip bakışlarımı yolluyordum.
"hyung, ne değişimi çocuk çorba içiyor bırakta bi değişiklik olacaksa içinde olsun, tabii biraz daha yedirirsen içinde değişmeden çok fırtınalar kopabilir, benden söylemesi" diyen taehyung'a gözlerimi kırpıştırarak teşekkür ediyordum. Cevabı ise kısa bir göz devirme oldu.. Hadi ama bence gayet tatlıydım :(

"neyse tamam bırakıyorum, içirmeyeceğim daha fazla" diye tepsiyi alıp mutfağa giden hyungum ile karnımı oğuşturup koltuğa yayılmıştım.
"Jeongguk ağrın felan var mı? Uyumak istiyorsan odaya geç." diyen namjoon hyunga kafamı sağ sola sallayarak hayır demeye çalıştığımı belirttim.
"uykum yok hyung, aksine çok enerjiğim" dedim diklenerek.
"iyi o zaman film izleriz, uygun mudur?" diyen namjoon hyumguma parıltı ile bakıyordum resmen. Uzun zaman olmuştu film izlemeyeli ve ben film izlemeye bayılırım.
"Uygun, kesinlikle çok çok uygun" diye heyecanla söylendiğim sırada taehyung'un bana bakıp güldüğünü gördüm.

20 dakikadır süren ne izleyeceğiz kavgasını sonunda kazanmıştım ve evet avengers infinity war izleyeceğiz. Namjoon hyung ne kadar çabalasada başaramamıştı. Ne yani avengers infinity war izlemek varken namjoon hyungun bilim kurgu filmlerini mi izleseydik yani.

Taehyung

Konusunu bile tam bilmediğim filmi tek başıma izlemek gerçekten çok sıkıcı. Evet, namjin çifti erkenden uyudukları ve Jeongguk'un da mısır patlatma amacı ile yaklaşık bir saat önce mutfağa gidip gelmediği için tek başıma izliyordum, namjoon hyungun horlama sesleri ile..
İzlesem bile anlamadığım için filmi kapatmaya karar verdim, fakat kapatmam ile açmam bir oldu diyebiliriz. Çünkü mükemmel zeka Jeongguk kapattığım gibi salona gelmiş ve hemen geri açmam hakkında ikaz etmişti. Resmen bağımlı olmuş.

"Hyung bak bu savaşı kaybederlerse herşey biter. Anladın mı şimdi?" diye bağdaş kurup dibimde bana filmi anlatan Jeongguk'a bakarken olmayan uykum gelmişti ve ben her an uyuyabilirdim.
"hu huu hyungg! cevap versenee, sana anladın mı dedimm" diye sevimli bir şekilde ellerini gözümün önünde sallayan Jeongguk'a kısa bir şekilde "hmhm anladım" diyerek kestirip attım.
"hyung kucağına yatabilir miyim böyle kafam ağırdı"  benden izin isteyen Jeongguk'a aynı şekilde küçük mırıltılar ile izin vermiştim.

Onayımı aldığı gibi kafasını kucağıma koymuş ve sarmalamıştı. Saçları çok güzel gözüküyordu ve ben bu konularda arkadaşlarımdan utanmazdım. Hemen ellerimi Jeongguk'un saçlarına geçirip okşamaya başlamıştım, ne kadar yumuşaklar, resmen pamuk gibi ve dalin kokusu, kesinlikle bebekti, Jeongguk küçücük bir bebekti...

.
Derslerimden dolayı çok vaktim olmuyor kusura bakmayın. En kısa sürede uzun bölümler atacağımdan emin olabilirsiniz.


F𝖺𝗍𝖺𝗅 𝖫é𝗂𝖿𝗍 | 𝗍𝗄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin