Bölüm 30

1.9K 110 14
                                    

Nilfgoard krallığı 

Gemiden indiğinde gözlerini etrafta gezdirdi .Hava'nın soğukluğu yüzüne işlerken yüzü gerildi . Çöl topraklarına yağan kar ona bütün bilgiyi paylaşıyordu . Etrafta iş yapan köylüler adamın heybetini görünce ister istemez geriye doğru bir adım atıyorlardı . Gergin hatları önüne sanki biri çıksa parçalayacakmış gibiydi . 

Askerleri tek  tek arkasına sıralandığında ileri doğru adım atmıştı . Onun burada oluşu çoktan kralın kulağına fısıldanmıştı . Gergin ama bir o kadar da meraklı bir bekleyiş içindeydi Kral Menes. Biliyordu Thanatos 'un buraya saldıramayacağını o yüzden içi rahattı . Gergin olmasının en büyük sebebi Elizabeth 'ti . 

" Sevecenlikle karşılayın ." dedi Menes askerine . Onlarda emri yerine getirmek için dışarı çıkmışlardı . Askerler bir bir yerlerini alırken tedbiri elden bırakmıyorlardı . Karşılarındaki kişinin az çok kim olduğunu biliyorlardı . Kaleye doğru ilerleyenleri beklemeye başladılar ta ki karşılarına gelene kadar . 

"Hoş geldiniz Kral Thanatos ." diye kişiye göz ucu ile baktı . "Pek misafirperversiniz ." dedi karşısında ki askere . "Kişiye göre muamele yapmak bizim görevimiz efendim ."dediğinde Thanatos gülümsedi . "O zaman ne için geldiğimi biliyorsundur ." bakışları keskinleştiğinde karşısında ki adam başını dikleştirip . "Ben size yolu gösteriyim efendim "demişti .  Onalar kaleye yaklaşırken  her şeyden habersiz olan Elizabeth bahçede çiçeklerle ilgileniliyordu .Karların arasında duran kırmızı gül 'ün yapraklarının arasında ki beyaz kar taneleri onu kusursuzlaştırıyordu . Gülümseyerek parmağını uzatıp üzerindekileri temizlemeye çalışıyordu . İşine o kadar dalmıştı ki  yanına koşturarak gelmiş olan Diana 'yı görmemişti bile . 

Genç kız soluk soluğa kalmış bir şekilde gülümseyen kızın yanın da kala kalmıştı . Onun mutlulukla güle bakmasını bir süre izledi . Bir adım atacağı zaman. Elizabeth 'in yüzünde ki gülümseme solmuştu . Öne eğik bedenini doğrultup yanında ki kıza döndü . Soğuktan kızaran dudakları ona eşlik eden yanakları beyaz tende sanki makyaj yapmış görünümü vermişti . Karşısında ki kızın etkisine kapılan Diana kendine gelmek için başını salladı . 

Dudaklarını araladığında sıcak nefesi buhar olup gökyüzüne karışırken Elizabeth bakışlarını başka yere çevirdi . Elini tekrar güle uzatıp kavradığında . Diana'nın gözleri büyümüştü . Tek gülü dikenlerine rağmen dalınan koparmıştı . Parmakları daha çok dalı sıkarken aşağıya doğru sarkıtıp hiç bir şey yokmuş gibi yürümeye başladı . Arkasından onu takip eden Diana kızın sanki her şeyi anlamış tavrına şaşırmıştı . 

 Karlardan temizlenmiş yolda ilerliyorlardı  parmaklarından süzen kan beyaz kara damlayıp işlerken acı dahi hissetmiyordu Elizabeth . İçeri girdiğinde yanaklarına nüfus eden sıcak hava ile bedeni karıncalanmaya başlamıştı . Merdivenlerden yukarı çıktığında önünde duran kahini son anda fark etmiş duraksamıştı . Başı ile selam verip yanında geçeceği zaman kulaklarına gelen sesle bir kez daha duraksadı . "Dinlenmelisin ." diye yaşlı kadına zora ki bir tebessüm bahşetmişti . 

Odasına girer girmez üzerinde ki pelerinden kurtulup yatağa doğru ilerlemiş uzanmıştı . Elinde ki gülü bırakmadan gözlerini kapaması birazda olsa Diana 'yı tedirgin etmişti . Küçük bir adım atıp. "Gülü bırakmalısınız elinize daha çok zarar verecek ." dese de onu duymazdan gelen Elizabeth bir anda bedenine çöken yorgunlukla kendini uykuya bırakmıştı . 

Diana genç kıza bir şey olacak düşüncesi ile bir oraya bir buraya dolanıp duruyordu . İnce yorganla kızın üzerini örtüğünde elinde kanın yatığı yeri ıslattığını gördü . Bu kızın daha çok korkmasına sebep olurken hızla kapıya doğru yönelip odadan dışarı çıkmıştı . James 'e haber vermek istiyordu ancak elinde ki gülü o alırdı . Elizabeth 'in böyle bir şey yapmasına anlam veremezken aklında ki şeyle adımlarını durdurdu . Ciğerlerini yavaşça hava ile doldurup tekrar adım attı . 

KAYIP KALP (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin