Elizabeth gözlerini açtığında yatak başlığına dayanıp uyuya kalan Karen ' e baktı .Ne kadar süre uyuduğunu bilmiyordu ama uykusunu iyi almıştı bunu bedeninde ki ağrıların hafiflemesinden anlıyordu . Thanatos gelir diye korksa da yanında ki kızı görmesini istemiyordu .Elini uzatıp parmaklarını sıcak parmaklara dokundurdu .
Tüh gibi dokunsa da Karen tenine işleyen soğukla fazla derin olmayan uykusundan uyanıp etrafa bakınmıştı . Kimsenin olmadığını fark ettiğin de yanında yatana arkadaşına doğru çevirdi gözlerini . Küçük çekik gözleri yeni uyandığını belli eder gibi daha çok kısılmıştı . Göz altlarında ki morluk hafif solmuş yerini şişliğe bırakmıştı .
Sırtını yasladığı yerden çekip ayaklandı . Elizabeth ' in tam karşısına geçip oturduğun da boynunda ki morluk gözüne çarpıyordu . Aslında tam olarak morlukta değildi . Etrafında yer yer toplamış kan boğazında yara varmış gibi görüntü veriyordu . Bunda yemek yerken Elizabeth 'İ zorlayacağını biliyordu .
"Sen yemek yemedin .Ben sana hemen getiriyim . " Aklına gelenle hemen kalmak için hareketlense de Elizabeth onu durdurmuştu . "Yemek getirsen bile yiyebileceğimi zannetmiyorum Karen ." "Senin için yapabileceğim bir şey olmalı . " Arkadaşının eline doğru uzanıp tuttu . Yatağın içinde olmasına rağmen elleri buz gibiydi .
" Şu anlık hiç bir şey yapamazsın . " Gerçeği duymak insana ızdırap verirdi . Şuan Karene verdiği gibi . Hiç bir şey yapamamak bir şey için mücadele verirken ölmekten daha beterdi . En azından ben yaptım , ben çabaladım diyebilirdin .
"Ben senin evlenmene bile alışamadım . Her şey çok ani gelişmesi elimi kolumu bağladı ." "Bunun altında bir şey olduğunu biliyorum Karen ama emin olmadan sana ne söyleyebilirim ." Kuruyan dudaklarını ıslatırken boğazının da kuruduğunu hissetmişti . "Bana su verebilir misin?" Genç kız başını sallayıp kenarda duran tahta bardağa doğru uzanıp eline aldı . Arkadaşının ensesinden destekleyip kafasından tutup kaldırdığında dudaklarına dayadı bardağı .
Suyun şifası önce dudaklarının arasında ki çatlaklara girip kuruluğunu gidermişti . Dudaklarından aşağı süzülüp ağzında ki acı tadı götürüp acıyan boğazına ulaşmıştı . Yumuşak bir şekilde aşağıya doğru kayarken sanki karnını doyuruyor gibi hissetmişti Elizabeth.
Bardakta su bitince başını yastığa geri koymuştu . Gözlerini tavana dikerken nefesini dışarı verdi. "Buradan gitmelisin bence . Yoksa sen zarar göreceksin ." "Şuan böyle bir işe kalkışmam ölümden başka bir şey getirmez ."
Karen fazla dikkat çekmemek için arkadaşının yandan ayrılmıştı . Aşağıya inip iş yapmış havası vermişti elinde ki kovayla. Zaten onlarda pek umursanamamıştı . Çalışanların aralarından geçerken yüzüne takındığı maskesi kimsenin onun oyununu anlamasına imkan dahi vermiyordu. Elindekini bırakıp kapıdan dışarı çıktı . Askerler onu görse de umursamadan önlerine dönüp nöbet tutmaya devam ettiler .
Büyük duvarın sarmaşıklarla kapanmış olan deliği eli ile açıp ormana çıkmıştı . Soğuk havada hızlı hızlı yürümesi ciğerlerine sanki iğne batıyormuş gibi bir his veriyordu . Elbisesini ayaklarına dolanmasın diye havaya kaldırdığı için bacaklarına çarpan dallar ince çizikler atıyordu soğuktan uyuşan bedeni acıyı hissettirmiyordu. Bereket ağacını gördüğünde durup soluklandı . Hızlı kalkan göğüs kafesini döven kalbi sanki dışarı çıkacak gibiydi .
Suyun içinde ağaca doğru yürüyüp önüne geldi . "Ne için buradasın kahin !" morarmış dudaklarından çıkan sözcük sanki etrafı duvarlarla çevriliymiş gibi yankılanmış tekrar kulaklarına gelmişti . "Bende seni bekliyordum Karen ."
-----------____________-------------
1 ay sonra
Elizabeth olduğu yerde doğrulmak isterken kasıklarından ki ağrı onu inletiyordu . Thanatos dediğini yapmıştı üzerine dahi oturamıyordu . Her gün gelip onun acısını umursamadan dokunması bedenini güçsüzleştirmişti . Onunla evleneli bir ay olmuştu belki de daha uzun bir zaman . Dişlerine birbirine bastırıp sıktı . Kalkmayacağını anlaması uzun sürmemişti . Bedenini tekrar yatağa bırakıp tavana dikti gözlerini . Karen ' in üzerine odun atıp harlanmasını sağladığı ateş sanki birden konuşmaya başlamış gibi bir his oldu içinde . "Elizabeth ." diye fısıldıyor gibi hissetmesi artık onun delirdiğini mi gösteriyordu yoksa .
Yutkunup korkusuna rağmen gözlerini çekmedi tavandan . "Elizabeth!" sanki bir çığlığı andırır gibi ismini duyması parmakları arasında ki çarşafı daha çok sıkmasına neden olmuştu. "Elizabeth kurtuluş yakın ." dediği şeyi anlar anlamaz başını kaldırıp ateşe doğru çevirdi . Normaldi orda bir şey yoktu . "Kendini koru Elizabeth cellattın tohumunu koru ." Yüzünü buruşturdu . Üzerinde ki yorganı kenara doğru atıp kollarından destek alarak doğruldu yavaşça nefes nefese kalması normal miydi? . Yüksek yataktan bedenini aşağı doğru kaydırarak inmek istediğinde geceliği rulo gibi katlanıp göğsüne doğru çıkmıştı . Kapatmak için tenine değen parmaklarının olduğu yerde zehirli bir hançer ' in etine girip döndürülmüş gibi bir acı vücudunu ele geçirmişti . Alt dudağına geçirdiği dişi dersini yarıp içine batarken bile acısını hissetmemişti .
Bir eli yatağı tutarken düşmemek için dengesini sağlamaya çalışıyordu. Acısı hafifler hafiflemez bakışlarını karnına indirmişti . Teninin kaplayan morluk yer yer yeşilken baz yerleri kararmıştı . "Tanrım !" dudaklarından kaçan feryat karnının ne kadar kötü bir durumda olduğunu anlatıyordu .
Parmaklarını dokundurmaya korktu tekrar en ufak bir dokunuş onu sanki sonsuz acıya sürükleyecek gibi hissediyordu . Elbisesini aşağıya doğru indirip sırtını yataktan ayırdı . Küçük adımlarla ateşe doğru yaklaştı . Temkinli gibi dursa da umursamıyordu ama içinde ki yeşermiş korkuyu da solduramıyordu . Mor minderin üzerine yavaşça oturup elini karnına koydu . İçinde sanki taş varmış gibi bir ağırlık hissederken bir yandan o taşın keskin uçları varmış içini deşiyormuş gibi acıda hissediyordu .
"Elizabeth ." tekrar isminin seslenmesi ile irkilip ateşe doğru baktı . Şuan daha yakın olası onu telaşlandırıyordu . Derin nefes alırken titreyen bedenini kasıp dudaklarını araladı . "Kimsin?" "Ben kendimi tanıtsam bile bileceğin biri değilim Elizabeth ." genç kızın kaşları yavaş yavaş çatılırken korkusunu bir kenara itiyordu . "Senin kim olduğunu bilmeden neden konuşuyum ." "Ben uzaklarda bulunan bir krallıktan biriyim Elizabeth . Beni yakında göreceğinin sözünü bile sana verebilirim ."
Dudaklarını bir birine bastırıp ." Neden inanıyım sana !" "Etrafında bir sürü yalanın içinde tek doğru bu kaldığı için inanacağının yeminini bile edebilirim ." "O kadar uzaktaysan nasıl benimle iletişime geçebildin ?" Ateşin çıtırtıları yükselirken kadının mayhoş kahkasını duymuştu . "Zeki bir kızın Elizabeth . Bunu sana anlatmam için uzun süre konuşmam gerek ama şimdi konumuz çok farklı ." Korkusunun yerine yeşeren merak duygusu onu bir sarmaşık gibi içine sardı ağzını açıp "Ne ile ilgili ?" Kadından bir müddet ses gelmemişti .
Ağzını açıp sorusunu tekrarlayacağı zaman ." Seninle ilgili Elizabeth ." diye konuştu . "Tanrı aşkına ne anlatacaksan anlat artık !" diye çıkışan Elizabeth 'in korkusu Thanatos ' un odaya girmesiydi . "Çok sabırsızsın ama bu sabırsızlığının neden olduğunu biliyorum . Kocan şuan işleri ile ilgileniyor bir müddet gelmeyecek ama ... Her an seni yanına çağıra bilir ." dediğin de nefesini gürültü ile dışarı verdi genç kız kuruyan boğazını ıslatmak için yutkundu .
"Hayatın dönüm noktasında olman seni çok fazla zorluyor olması ama senin yıkılmadan ayakta kalman beni şaşırtmaktan çok sana karşı hayranlık uyandırıyor Elizabeth ." Kadın sustuğunda acıyan karnını eli ile küçük dokunuşla ovuşturdu .
"Kocan senin elinde kalacağından o kadar emin ki ... Seni avucunun içinde kaçamayacaksın sanıyor bu ona fazlasıyla güven veriyor Elizabeth . "
"O parmak arasında ki boşluklardan kimseye fark ettirmeden kaçman senin için kolay. Nilfgoard Krallığı senin hazinen sizi orada bekleyeceğim . " dediğin de Elizabeth kaşlarını çatıp . "Tanrım orası dünyanın bir ucu resmen sen kafayı yemişsin . Hem oraya gitsem bile Kralın beni kabul edeceğini nereden bileceğim söyler misin ?"
"Kral merhamet sahibi biri zaten oda seni bekliyor Elizabeth . " Merdivenlerden duyduğu gürültü ile telaş yapmıştı Elizabeth yutkunup ateşe doğru baktı korku dolu gözlerle . " Redaina demen senin için yeterli olacak . Kocana itaat et şimdilik . Karnın üzerinde ki morluklara ateşin külünden sürmelisin hem acını hemde morluğunu alacaktır ." der demez azalan ateşe baka kaldı . Kapı eş zamanlı olarak tıklatılmıştı . Nefesini dışarı verirken tekrar vurulan kapıya doğru bağıdı . "Kimsiniz?"
Karşı tarafta ki sanki bunu bekliyormuş gibi hemen konuşmaya başlamıştı . "Efendim sizi efendi Thanatos çalışma odasına çağırıyor ." dediğin de dudaklarını yalayıp "Tamam !" diye seslendi sadece .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP KALP (Tamamlandı)
Ficción históricaBir kehanet... Cellat kendi kanından olan bir bebeği kurban etmek istiyordu . Sırf bu yüzden küçük kadın uzaklara kaçmıştı karnında ki bebeği ile . Tek duası kocası onu bir daha bulmamasıydı. NOT :Hikaye de cinsellik ve küfür içerir. *Kitap kısa...